İSLAMOFOBİ KONUSUNDA YENİ ADIMLAR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu (İKGF-Dİ) ve İngiltere merkezli düşünce kuruluşu LINKS DAR’ın ortaklaşa düzenlediği ve Sosyal Bütünlük için Avrupalı Müslümanlar Girişimi-EMISCO’nun destek verdiği “Avrupa ve İslam Dünyası: Bizi birleştiren yönlerimiz ayrıştıran yönlerimizden fazla” başlıklı konferansı, Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı (BMMİ) işbirliği ile bugün Brüksel’de gerçekleştirildi. Tüm gün süren konferansa BMMİ Yüksek Temsilcisi Nassir Al-Nasser, İKGF-Dİ Başkanı Büyükelçi Elşad Iskandarov, Avrupa Parlementosu üyesi ve Avrupa Özgürlük ve Direkt Demokrası Grubu Genel Sekreteri David Borelli ile Brüksel merkezli diplomatik misyonlar, Avrupa Parlementosu üyeleri, akademi, sivil toplum ve medyanın önde gelen temsilcileri katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan İKGF-Dİ Başkanı Büyükelçi Elşad İskandarov, Avrupa ve İslam dünyasının ortak iyiliği için ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini, manipülasyonların ve –fobik yaklaşımların kimin menfaatine olduğunu gözden kaçırmayarak –fobi meselesinin çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Iskandarov, “Avro-İslam ilişkilerini yeniden tesis etmek, -fobilerden kurtulmamıza ve Avrupa’daki müslüman azınlıkların kendilerini dışlanmış ve yabancılaşmış hissetmesine engel olmaya yardımcı olacak. Radikalizm, Avrupa’nın temel sorunu ve İslamofobi de müslümanların muzdarip olduğu bir konu ise, bunları birbirinden ayrı ele almak mümkün değil.” şeklinde konuştu.

Konferansta keynote konuşması yapan BMMİ Yüksek Temsilcisi Nassir Al-Nasser, İKGF-Dİ’nin, Avrupa ve müslüman azınlıkları temsil eden sivil toplum kuruluşu temsilcilerini tam zamanında bir araya getirdiğini vurguladı. Al-Nasser, BMMİ’nin İslamofobi ve radikalizm ile mücadele konusunu gündemine dahil edeceğini, özellikle 2016’da Bakü’de gerçekleşecek olan BMMİ 7. Küresel Forumu’nda geniş yer vereceklerini ifade etti.

Konferansın açılışını müteakiben iki ana başlıkta paneller gerçekleştirildi. Birinci panelde, “Avrupa ve İslam Dünyası: Ortak Sorunları Çözmek ve Ortak Gelecek Yaratmak” başlığı altında her türlü şiddetin, zenofobi ve İslamofobi’nin reddedilmesi konuları akademi ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile tartışıldı. Panelde, karşılıklı saygı ve hoşgörü zemininde partnerlik ve işbirliği hususları da görüşüldü. İkinci panelde ise, “Algılar ve Yanlış Algılar: Medya, yeni medya ve kültürün Avrupa ve İslam dünyası arasındaki modern ilişkiyi oluşturmadaki rolü” ele alındı.

Bu bölümde özel davetli olarak konuşan TC Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz Medya’nın kamuoyu oluşturmadaki rolüne değinerek “İfade Özgürlüğü Demokrasilerin temel taşları arasındadır. Ancak bu önemli değeri kayıtsız savunmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Özellikle nefret suçu işlemenin, belirli bir etnik veya inanç grubuna yönelik şiddete davet çıkarmanın herhangi bir özgürlük kapsamına giremeyeceğine inanıyorum. Bugün özellikle İnternet ve Sosyal ağlar’da Müslüman karşıtı nefret suçları sorunsuzca yayılmış durumda ve cezai yaptırım görmemekte. Müslüman toplulukları incinebilir hale getiren, savunmasız bırakan bu gelişmelere karşı ortak adımlar atılarak şiddete davet çıkaran algı operasyonlarını durdurmalıyız” dedi.

Sanal ortamın yasal düzenlemelerin dışında bırakılarak hayatımıza bu şekilde tesir etmesinin sürdürülebilir bir durum olmadığını vurgulayan Veysel Filiz, Antisemitik olaylarda gösterilen hassasiyetin İslamofobi konusunda da geçerli olması tüm temel haklar savunucularının asgari talebi olmalıdır dedi. Radikalleşme konusunda sorulan bir soruya yanıt veren Brüksel Basın Müşaviri Veysel Filiz, İslam karşıtlığını ve Müslüman düşmanlığını körükleyen bu gelişmelerin bir çok boyutu var, ancak bir tarafta eşit haklardan ve imkanlardan yararlanamayan sosyal ve ekonomik alanın dışına itilmiş gençlerden bahsederken, diğer taraftan adaletsizlik duygularını körükleyen Irak ve Suriye benzeri süreçlerde uluslararası kamuoyunun kararsızlıkları ve özellikle BM’nin sessizliğini de görmek lazım dedi. Bugün Irak’da ve Suriye’de katliamlar devam ediyorsa reformu gecikmiş bir BM’nin rolü büyüktür diyen Filiz, Irak, Suriye veya Libya benzeri çatışma bölgeleri olmasaydı, bu gençleri kandırmak çok da kolay olmazdı diyerek sözlerine son verdi.

Charlie Hebdo saldırısından sonra düzenlenen ilk üst düzey etkinlik olması bakımından sembolik öneme sahip olan konferans, Avrupa’nın farklı din ve kültürel kökenden diyalog yanlısı toplulukları ile bir ağ oluşturma sürecini amaçladı. Bu doğrultuda konferans katılımcıları, İslamofobi ve radikalizm ile mücadelenin yanı sıra medeniyetler arası önyargılarla savaşılmasına yönelik ortak gündem belirleme ve özellikle yeni medyayı kullanarak belirli projeleri hayata geçirme konusunda mutabakata vardılar. Programa katılan EMISCO, CCİB, FEMYSO, ENAR, UETD, THİNKOUT, MRAX ve AK Parti Brüksel Temsilcileri çeşitli istişarelerde bulundular.

Konferans sonunda ayrıca BMMİ Yüksel Temsilcisi Nassir Al-Nasser, BM 66. Genel Kurulu Başkanlığı deneyimini kitaplaştırdığı “BM Genel Kurulu Dümeninde 1 Yıl” isimli çalışmasını sundu.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.