Belçika’da ikamet eden Aykut Alper, bu yaz tatil için gittiği Türkiye’de hakkında 2 tane dava açıldığını öğrendi ve mahkemeden geçti.
Sosyal medyada yapılan yorumlar yüzünden dava açıldığını öğrenen 45 yaşındaki gurbetçi, duruma isyan ederek, avukatların ve birçok kişinin bu işi, sistemde var olan bazı boşluklar yüzünden ticarete çevirdiğini savundu.
Yenivatan’a konuşan Aykut Alper, vatandaşları sosyal medya konusunda uyardı.
İşte röportajın detayları:
“Babam arayıp arandığımı söyledi”
“Bu sene Haziran ayının yedisinde Türkiye’ye giriş yaptım. Araçta sadece iki kişiydik ve gümrükte kontrolünde araçta bulunan iki elektrikli scootere el koydular. Türkiye’ye giriş maceramız bu şekilde başlamış oldu. Sonra İstanbul’a gittim ve orada bir buçuk ay kadar kaldım. Yaklaşık bir ay burada geçirdikten sonra Emirdağ’dan bana telefon geldi. Babam bana arandığımı söyledi. Ben de kendisine, İstanbul’da tedavimin devam ettiğini ve dosyayı Pendik’e yollamalarını rica etmesini söyledim.”
“Emirdağ’da ifade verdim”
“Daha sonra birkaç kez Pendik’te karakola gidip sordum fakat bir sonuç alamadım. O ara nasıl olsa bayramda Emirdağ’a gideceğim ve oraya gidince sorarım diye düşündüm. Bayramda Emirdağ’a gelince karakola gidip sordum ve Konyalı bir memur sağ olsun dosyamla gerektiği şekilde ilgilendi. İfademi aldı ve dosyayı tamamladı. Ama bir gün sonra beni tekrar aradı ve başka bir dosyamın daha olduğunu ve tekrar uğramam gerektiğini söyledi. Onun için de gittim ve onu da halletik. Sonra kendilerine yurt dışına giderken sorun olup olmayacağını sordum ve bana olmayacağını bildirdiler.”
“İzmir adliyesinden aradılar”
“Biz tatilimizi yapmaya devam ettik ve 23 Ağustos gibi yola çıkmaya hazırlanırken, bir gün öncesinde İzmir adliyesinden telefon geldi. Benim adıma dava olduğunu ve adıma arama çıkartması gerektiğini bildirdiler. Ben de kendisine sosyal medyada yapılan bir yorum olduğunu, ortaya bir cinayetin olmadığını söyledim. Sonradan öğrendim ki, ilk çağrıldığımda ifade vermeye gitmediğim için savcı hakkımda arama dosyası çıkarttmış. O da ne yazık ki, Ağustos’un 22’sine denk geldi. Sonra telefondaki bayan, bana işleri kolaylaştırmak adına, aramayı aynı gün çıkartmayı ve hemen Kartal Adliyesi’ne gidip, ifade vermemi önerdi. Bu şekilde 23’ünde rahat rahat çıkabileceğimi bildirdi ve ben de bunu kabul ettim.”
“Kartal adliyesinde hakim karşısına çıktım”
“O gün oraya gittim fakat kimse dosyamla ilgilenmedi. Ertesi gün geliriz diye oradan çıktık ve ailecek yakında yer alan pazara gezmeye gittik. Tam o sırada üç tane polis rast gele beni durdular ve kimlik kontrolü yaptılar. O esnada bir baktılar ki, hakkımda ara emri var. Sağ olsunlar, kelepçe falan takmadılar ve beni karakola götürdüler. Karakolda nezarete atmadılar ve sadece bir odaya kapattılar. Ancak ne yazık ki, ilaç alıp almadığımı ve bir rahatsızlığımın olup olmadığını sormadılar. Bana yarım saat sonra ilgileneceklerini söyledike fakat dört saat beklettiler. Tehlikeli bir dosya olmadığı için beni sabaha kadar tutmaları gerekirken, dört saat sonra bıraktılar ve sabah sekizde adliyeye geçmem gerektiğini belirttiler. Sabah erkenden adliyeye gittim ve duruşmam saat bir buçukta gerçekleşti. Orada beklerken, benzer davalardan dolayı beş, altı kişiydik.”
“Bu olayı ticarete çevirmişler”
“Sonra hakime hanımın huzurundan geçtim. Bana dava açanları tanımadığımı söyledim ve haber sitelerinde gündem oldukları için Facebook üzerinde bir arkadaşımın yaptığı gönderiye yorum yaptım. Fakat yorum bu arkadaşın gönderisine değil de, o kişinin kendi sayfasına gitmiş. Bunları ifade ettim. Daha sonra yurt dışına çıkabilmem için gerekli evrakları aldım ve bir gün sonra yola çıktım. Şimdi 4 Şubat 2024 tarihinde davayla ilgili sonuç çıkacak. Saçma sapan yorumlar yüzünden bana dava açılmış. Anladığım kadarıyla bu olayı ticarete çevirmişler.”
Cafer Yıldırımer
