Muhalefetsizlik! 7 Haziran ve 1 Kasım Seçimlerinde “Asgari Ücret ” ihalesiyle seçmenin karşısına çıktı.
Bin 500 – bin 800 – 2 bin TL “Vaat” edenler olsa da 5 bin TL ile ihale Siyasetin Yılmaz Vural’ı, BTP G.Başkanı Haydar Baş da kaldı (“Türkiye’yi verin bana Barcelona gibi dünyanın bir numarası yaparım…!” diyen adam).
İş Dünyasından ses çıkmayınca “İHALE’nin” ucuza gittiğini düşündük, üzüldük..!
10 bin TL’ de olsa başımız üstüne diyeceklermiş.
Gezide “Paracikları” bol keseden dağıtanlar vardı…
Yakıp, yıkma ve “Molotof” karşılığında…
Emekçiye vermişler çok mu..!?
Sofra Altı-Boya Badana-Cam Silmek için ideal,“Fabrikadan Halka” misali baskıdan direk geri dönüşüme giden “Kendi Çalıp Kendi Oynayan” ulusal medyadan bol alkışlı övgü aldı.
Aman ne “Methiyeler.!” oluruna olmazına bakılmadan…
Gözü kapalı…
Kaynak..??
Muhalefetsizliğe “Kaynak” sormak ayıp…
Hepsi hesap uzmanı..!
Sözleri senet…
Üstelik “Noter” Tasdikli…
Sarayın “Altın Klozeti” , Görmez Hoca’nın “Mercedes’i” 13. maaş için ekstra kaynak…!
Hani olur ki “Tutar”…
Sanmayın “Halk” için alkışlıyorlar…
Anladınız Siz onu..!
Haziran 8’de Koalisyon ihtimali ortaya çıkınca eski alışkanlıkları tekrar tezahür etti.
Büyük bir iştahla ve özlemle ve hükümet “DİZAYN” etme arzuları sonuçsuz kaldı.
Bu süreçte ne iş dünyasından ne de malum medyadan “Asgari Tutarsızlıkla” alakalı bir eleştiri göremedik.
Ta ki, Kasım 1 seçimleri için Ak Parti’nin “Asgari Tutarsızlığı” bin 300 TL gibi “TUTARLI ” bir rakamı ve emekli, genç, taşeron gibi toplumun ekseriyatını kapsayan iyileştirmeleri seçim beyannamesine dahil etmesiyle “ŞOK” yaşadılar.
Bir siyasi parti, halkın değişen dinamiklerine karşın kendini yeniler bir yapıda olması ve bu dinamiklere cevap verebilmesi gerekir.
Yani, Muhalefetsizlik uçuk kaçık, tutarsız, Türkiye gerçekliğinden uzak vaatleri halkımız üzerinde bir beklenti yaratmıştır.
Özellikle Ak Parti’nin 13 yıllık iktidarı dönemindeki kazanımlar bu beklentileri daha yüksek seviyeye çıkarmıştır.
Kısacası Ak Parti, 7 Haziran halkın mesajlarını anlayabilen tek partidir. Kısa sürede de kendini yenileyen, yenilenmiş haliyle 1 Kasım’da seçmenin karşısına “Muhalefetsizliğin” oluşturduğu bu beklentilere cevap veren bir politkayla çıkarak 9 puanlık bir artışla her iki kişiden birinin tercihi olmuştur (Bu ayrı bir yazı konusu).
Devam edelim…
Sandıktan Tek Başına Ak Parti iktidarı çıkınca
“Asgari Ücret” üzerinden tartışmalar başladı.
Ne hikmetse..! İş dünyası bin 300 TL’yi yüksek buldu.
Dengelerin bozulacağı ve işten çıkarmalar vs gibi tehditvari, “aba altından sopa gösterir” açıklamaları malum medyada işlenmeye başladı.
Medyanın, işcinin emekçinin yanında olup, “Asgari Ücret” için Hükümete baskı yapması gerekirken, işveren tarafında saf tutması “Sosyalist ve Halkcı” geçinenler için büyük bir soru işareti gibi görünsede, bu zihniyetin “Asgari Ücret” üç lira olmuş beş lira olmuş umurlarında bile olmaz, ekmeğin-yumurtanın fiyatını bilmezler.
Asıl mesele, Ak Parti’yi yıpratmak..
Yani, Asgari ücret bin 300 TL olursa “işverenler” üzerinden vur.
Devlet piyasa ekonomisine karışamaz, işverenler sağa sola kaçar..!
Ak Parti “Asgari Ücret de” geri adım atmasa dahi “Çark” etti diye manşet at (Sözcü, inernet sitesi 3 Kasım).
Aralık ayında toplanacak ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonunda’ Ocak ayı itibariyle asgari ücretin bin 300 TL olması bekleniyor.
Başbakanımız bunun müjdesini günler önceden verdi.
Evet belki bu rakam Türkiye şartlarında yeterli olmayabilir.
Lakin diğer iyileştirmelerle beraber ülkemizin yaşam standartları ve kalitesi yükselecek, işci emekçi kardeşlerimizde biraz nefes alacak.
İstikrar ve güven olduğu sürece Ülkemizin kazanımlarından her Türk Vatandaşı yararlanacak.
Her yeni bir gün, önceki günden daha iyi olacak..
Hayırlı Uğurlu Olsun.
Faruk YILMAZ