Yurtdışı borçlanması yaparak Türkiye’de emekli olmak kalkıyor.
3201 Sayılı kanun kapsamında, yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının, yurtdışında geçirdikleri süreleri Sosyal Güvenlik Kurumu Yurtdışı Borçlanma hakkı tanınarak değerlendirilmektedir.
YURTDIŞI BORÇLANMASI YAPARAK TÜRKİYE’DE EMEKLİ OLMAK KALKIYOR! TÜRKİYE’DE EMEKLİ OLMAK İÇİN ACELE EDİN!
Yurtdışında çalışan ve ev hanımı olarak yaşayan bayanların Türkiye’de borçlanma yaparak emekli olma haklarının kaldırılmasına ilişkin Bakan Faruk Çelik açıklamasıyla gurbetçileri şaşırttı.
1 YILDA EMEKLİ OLANLARIN SAYISI 150 BİN KİŞİYE ULAŞTI
Sosyal Güvenlik Reformu’nun 4. yılının değerlendirilmesi sunumunda, Bakanlar Kurulunda, Sosyal Güvenlik Sistemi’nin açıklarından biri olarak gurbetçilerin yurtdışı borçlanma hakkı da Bakan Faruk Çelik tarafından gündeme getirildi ve Avrupa’da var olan krizler sebebiyle son yıllarda 100 binlerce gurbetçi yurtdışı borçlanması yaparak Türkiye’den emekli olmaya başladı. Buda türkiyenin bütçesinin etkilediği düşüncesiyle görüşmeler devam ediyor.
MAVİ KARTLILAR DAVALARLA SGK’YI DİZE GETİRİYOR
Gurbetçilerimizden bazıları, bulundukları ülke vatandaşı olmak için Bakanlar Kurulundan izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkıyorlar, Türkiye`de bu kişilere mavi kart veriyor ve diyor ki seçme ve seçilme hakkı hariç tüm haklara sahipsiniz. SGK ise aslında yasal hakları olduğu halde bu kişilere yurtdışı borçlanma hakkı tanımıyor. Bu kişiler de SGK’yı mahkemeye verip dava ile borçlanıp emekli oluyorlar. İşte, bunların sayısı da hiç azımsanacak kadar değil ve SGK’nın eziyetlerine rağmen zorla emekli oluyorlar. Bakanlar Kurulunda bu konuda görüşüldü ve yeni bir yasal düzenleme ile emeklilikleri zorlaştırılacak hatta imkansız hale getirilecek son söz Başbakan’da…
YURTDIŞI İLK İŞE GİRİŞ TARİHİNİZ SSK`DAN BAŞLANGIÇ SAYILIYOR!
Bu arada çok sayıda ülke ile sosyal güvenlik sözleşmemiz var ve bu sözleşmelerin hemen hepsinde ‘taraf ülkedeki işe giriş tarihi diğer ülke için de işe giriş tarihidir’ diyor ama SGK yurtdışı borçlanması yapanlara bu kuralı uygulamayıp, emekli etmiyor. Bu kişiler de dava açarak SGK’yı mahkeme yoluyla yasaları uygulatıp emekli oluyorlar. Şimdi Bakanlar Kurulunda bu duruma da son verip gurbetçilerin dava ile emekliliğinin önüne geçmek istiyorlar. Bu durumdan etkilenmek istemeyen gurbetçiler bir an önce emekli olmak için sıraya giriyor…
Eğer türkiyede emekli olursam yurt dışın da çalışamam diye düşünüyorsanız hiç yoktan dosya açarak hakkınızı koruyun sayın okurlarım sizler için danışmanlığımı ücretsiz yaptık bizi arayın.
KALDIRIN ULAN KALDIRIN, KALDIRMAZSANIZ NAMERTSİNİZ
BİTSİN BU MADDİ ŞİDDET BU ZULÜM BU İŞKENCE
BU İNSANLARA NEDEN YURTDIŞINDA ÇALIŞMAK YASAK NEDEN ?
SGDP ÖDEMEMİZİ BIRAKIN ASLINDA SGDP ÖDEMEMİZE BİLE GEREK YOK, BU KANUN BUNDAN 38 SENE ÖNCE ESKİ 2147 SAYILI KANUN HANGİ AMAÇLA ÇIKARILMIŞTI BUNA BİR CEVAP VERİN.
BİTİRİN ARTIK BU AYRIMCILIĞI YAZIK BU MİLLETE YAZIK, DEVLET UNUTTUN 70 CENT MUHTAÇ OLDUĞUN GÜNLERİ ŞİMDİ BİTLENDİN BU İNSANLARA ÇALIŞMA YASAĞI GETİRDİN, KALDIRIN YURTDIŞI BORÇLANMASINI LANET OLSUN BÖYLE HAK HUKUK
YASALARIMIZDA ADÍL VE EȘÍT UYGULAMA ÍSTİYORUZ
Yurt dışı borçlanması ve Emeklilikten Sonra Tekrar Çalışma Hakkı
Mevcut yasalarımıza gőre emeklilikten sonra tekrar çalışabilmek için Yurtdışı borçlanması yaparak emekli olanlarla, Yurt içinden (Tűrkiye) emekli olanlar arasında farklı uygulamalar bulunmaktadır.
Yurt içinde calışarak emekli olanlar ,tekrar çalışmaya başlamak istemeleri halinde, prime esas kazançlarının %15-30’u( Çalıştığı kuruma gőre farklılık olabilmekte) oranında SGDP-Sosyal Güvenlik Destek Primi ödemeleri halinde emekli aylıklarını kestirmeden çalışma hakları bulunmaktadır.
Ancak, yurtdışı borçlanması ile emekli olanlar, tekrar yurtdışında yabancı ülke mevzuatına tabi olarak çalışırsa, ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alırsa veya Türkiye’de sigortalı çalışmaya başlarsa, aylığı tekrar çalışmaya başladığı veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladığı tarihten itibaren kesilmektedir.
Oysa, aynı Kanundan yurtdışı borçlanması yaparak emekli olanlara ise, yurtiçinde (SGDP) Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek emekli aylıkları kesilmeksizin çalışmalarına hak tanıdınız onlara da bu hak verilmiş oldu bu arada.
Yurtdışı borçlanma yoluyla bağlanan aylıkların kesildiği haller
Íkamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya başladıktan sonra Türkiyedeki emeklilik aylıklarının kesilmesi, ődemelerinin iki űlke arasında yapılan anlaşmalarla ilişkili olmadığı, yardım ődeneklerinin de elde edilmiş bir hak olmasından, yardım niteliğinde olmasından dolayı bu durumu sebep göstermek emekli maaşımızı dondurmak anlaşılır ve kabul edilebilir gibi değil.
Aynı zamanda çalışmak isteyenler içinde aynı durumun geçerli olması kabul edilebilir olmadığı gibi adaletsizlik içerdiğide gőz őnűnde bulundurulmalıdır.
Biz yurt dışı borçlanması yaparak emekli olanlarada, yurt içinden emekli olanlarla eşit uygun dűşecek oranda emekli aylıklarımızdan (SGDP) kesintisi yapılarak,emekli aylıklarımızın kesilmeden tekrar çalışabilme hakkının tanınması adaletli olacaktır.
Emeklilik hakkı sosyal bir yardım değil önceden bedeli ödenmiş bir haktır.
Yurt içinde çalışanlar çalıştığı yıllara yayılarak prim ődemesi yaparak,Yurt dışında çalışanlar ise aynı toplam prim tutarını,műracat tarihinden sonra 3 ay içersinde ődeyerek bu hakkı elde etmektedirler.
3201 sayılı Kanuna göre tahakkuk ettirilen borç tutarı tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Üç ay süre içerisinde ödeme yapmayanların borçlanma işlemleri iptal edilir.
Asgari Ücret 01.07.2014 – 31.12.2014 ( 1.134.-TL)
Asgari ücret 1.134 TL, buna göre, bir günlük borçlanma miktarımız 1.134 TL / 30 = 37,80 x %32 = 12,096.-TL.
Vatandaş 25 yıllık sigorta süresini (9000 iş günü) borçlanma karşılığı ödenecek miktar ise
12,096 x 9000 gün = 108.864.-TL
Ődeme sűreçleri farklı olsada sonuçta her iki tarafta eşit miktarda ődeme yapmaktadır.
Ancak emeklilik haklarından yararlanmaya gelince eşitlik ortadan kalkmaktadır.
Kamu oyunda sanki yurt dışı borçlanması yaparak emekli olanlar için haksız avantadan ődeme yapılıyor gibi bir algı ortaya çıkmaktadır.
Ancak sosyal gerçeğin böyle olmadığını dűşűnűyoruz.
Şőyleki;
a) yurt içinde çalışarak prim ődeyenler ődeme sűrecinde doğal ve haklı olarak sosyal haklardan ( ilaç, hastane, vb.) yararlanarak bağlı olduğu Sosyal Sigorta Kurumlarına ek yűkűmlűlűkler getirmekteyken, yurt dışı borçlanması yaparak emekli olanların sıfır yűkűmlűlűk getirdikleri unutulmaktadır.
b) yurt içinde çalışarak prim ődeyenlerin űlke ekonomisine direkt katkıları (vergi-űretim,vb.) gőz őnűnde bulundurmak şöyle dursun, yurt dışında çalışarak prim ődeyenlerin (1970’lerden) beri bu ülkeye yapmış oldukları dőviz transferleri unutulmaktadır.
Ülke ekonomisi için dőviz bulmanın őneminin bilinmesine, artı gelen dővizlerin sıfır maliyette olmasına ve űlkenin maliye politikasına hiçbir yűkleme getirmemesi gerçeğide unutulmaktadır.
c) yurt içinde calışarak prim ődeyenlerin prim miktarının yűksekliğinden buna bağlı olarak ődeme gűçlűkleri çektikleri gűndeme getirilirken,
Yurt dışında çalışarak prim ődeyenlerin kolaylıkla ődeme yapabilecekleri algısı vardır.
Damdan dűşenin halini damdan dűşen anlar, őzdeyişinde anlatıldığı gibi yurt dışında çalışmanın ve tasarruf yapabilmenin zorluklarını biz yurt dışında yaşayanlar bire bir yaşayarak őğreniyoruz. Kamu oyunda birçoklarının dűşűndűğűnűn aksine,yurt dışında çalışanlar parayı sokaktan sűpűrmemekte, dişinden tırnağından arttırarak tasarruf yapabilmekte, bunun içinde yaşamakta oldukları űlkelerin sosyal standarlarının altında yaşam uğraşı verirken,insanca yaşamın olmazsa olmazları olabilecek bir çok sosyal aktiviteden uzak kalmaktadırlar.
Bűtűn çekilen zorluklara rağmen yine onemli bir kısmı bankalardan aldıkları krediler aracılığıyla ya da eş-dost dayanışması içersinde borçlanarak prim borçlarını ődeyebilmektedirler.
d) yurt içinde çalışarak prim ődeyerek emekli olanların tűm aile bireyleri űlke içinde olmaları űlke içinde ev-bark sahibi olmaları ve űlke içinde yaşamlarını sűrdűrűrken emeklilikle birlikte gűndeme gelen var olan sosyal hakları kullanarak yaşamlarını sűrdűrebilme olanaklarına sahiptirler. Yurt dışında çalışarak emekli olanların aile ve sosyal durumları farklılık gőstermektedir. Ülkeden űlkeye farklılık gőstermekle birlikte bazı űlkelerde 6 aydan fazla űlke dışında kalındığında űlke bazında bazı sosyal haklarını yitirme riskiyle karşı karşıya kalabilmekte, bunun içinde 6 ay Tűrkiye’de 6 ay çalıştığı űlkede oturma zorunluluğu gerekmektedir.
Ayrıca emeklilikten sonra Tűrkiye’ye dőnmeyi dűşűnen biz emeklilerin cocukları torunları ilgili űlkede ikamet etmeyi sűrdűrmektedirler. Doğal ve insani duygunun gereği bizlerde yılın belirli sűrelerinde yada bir kaç yılda bir çocuk ve torunlarımızla birlikte olmak bayram ve seyranları, sevinç ve űzűntűleri birlikte kucaklamak istemekteyiz.Yaşamakta olduğumuz űlkede kaldığımız sűrece asgari masraflarımızı (kira, yeme, içme, seyahat, telefon, sigorta, vb.) zaten kendi kendilerini geçindirmekte gűçlűk çekmekte olan yakınlarımız tarafından karşılanabilmesi műmkűn değildir. Íkamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almanın ise űlkeler arasındaki karşılıklı anlaşmaların gereği olarak műmkűn olmadığı gibi doğruda değildir.Tűrkiye’den alınacak emeklilik aylıklarıyla bu masrafların altından çıkabilmek olanak dışıdır. Tűrkiye’de emekli olanlar yaşamlarını kolaylaştırmak için nasıl emekli olduktan sonra çalışma gereği duyabiliyorlarsa bizler içinde bu hakkın tanınması gereklidir.
Sonuç olarak yurt dışı borçlanması yaparak emekli olduktan sonra çalışmayı dűşűnenler içinde, yurt içi emeklilikte olduğu gibi çalışabilme hakkımızın gerekliliği őnemlidir, elzemdir. Ayrıca bu yasal dűzenleme Tűrkiye’ye hiçbir ek yűkűmlűlűk getirmeyecektir.
Oturmakta olduğumuz űlkelerde, çalışarak űlke ekonomilerine devam edilecek katkılardan dolayı memnun, Sosyal sigorta yada sosyal yardım ödeneğini yüksek miktarlarda verme durumundan kurtulacakları içinde ayrıca memnun olacaklardır.
Türkiyeden alacak olduğumuz emekli maaşımız bu ülkelerde bizim geçimimize yetmeyeceğini siz ve herkes tarafından bilinen bir şey, dolayısıyla bu durumda devlet üstüne ilave yapılması gereken cüzi miktarda olsa yardım yapacaklardır, tabi yine bu arada Türkiye ikamete dayalı yardım alıyorsun diye emekli maaşımızı kesmeyecek.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım bilgiler ışığında, nasıl yurt içindeki emekli olanlara (SGDP) kesintisi yapılarak emekli aylıkları kesilmeksizin çalışabilme hakkı verilmişse, biz yurt dışı borçlanması yaparak emekli olanlarada,yurt içinden emekli olanlarla eşit uygun dűşecek oranda emekli aylıklarımızdan (SGDP) kesintisi yapılarak, emekli aylıklarımız kesilmeden tekrar çalışabilme hakkının verilmesini talep ediyoruz.
Kaldıki, biz yurt dışında çalışanlara (SGDP) kesintisi yapılması da aslında Yasaya uygun ve doğru değildir.
YURTDIŞI BORÇLANMASI İLE EMEKLİ OLANLARIN HALEN YURT DIŞINDA ÇALIŞMA YASAĞI DEVAM EDİYOR
Müslüman görünen Haramzadeler AKP Hükumeti,
5510 sayılı yasa ile 3201 sayılı Kanunla yurtdışı borçlanması yoluyla Türkiye’den emekli olanların 1 ekim 2008 tarihinden itibaren Türkiye ve Yurt dışında çalışmalarını ve işyeri kurmalarını yasaklamıştınız.
Bu yasağın Türkiye ayağını, sigortalıların SGK’ya açtığı davaları kaybetmesi nedeniyle TBMM’de çıkardığınız bir torba yasa ile 2010 yılında kaldırdınız.
Bu vatandaşlarımızın bulunduğu ülkelerde ikamet etmeleri yasağını da kaldırdınız.
Ancak, yurtdışı 3201 sayılı Kanun ile borçlanma yoluyla emekli olan Türk vatandaşlarının bulundukları ülkelerdeki yasalardan doğan ekonomik haklarını kullanmalarının hala yasak olduğunu hatırlatmak isterim.
Bir tek kendi ceplerini doldurmakla meşgul, ayakkabı kutularını doldurmayı unutmayanlar AKP Hükümeti, ve onun başındaki zat kaçak Aksaray`da saltanat sürdüren Sultan Recep Tayyip Erdoğan`a hatırlatmak isterim..
SON DURUM
Yurtdışı borçlanması ile Türkiye’den emekli olanlar
– Türkiye’de SSK’lı olarak çalışabiliyorlar, kendilerine ait bir işyeri kurabiliyorlar, veya her hangi bir şirkete ortak olabiliyorlar.
– Yurt dışındaki vatandaşlar ise hiçbir şekilde çalışamazlar, kendilerine ait işyeri kuramazlar, veya bir şirkete ortak olamazlar.
Yurtdışı borçlanması yapmadan Türkiye’den emekli olanlar ise
– Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında`da SSK’lı olarak çalışabiliyorlar, kendilerine ait işyeri kurabiliyorlar, veya bir şirkete ortak olabiliyorlar.
Sayın Sultanım Recep Tayyip Erdoğan
Alman hükümeti,Türk vatandaşlarına Almanya’da çalışmayı yasaklamış olsa, veya kendi işyeri kurmayı yasaklamış olsa, veya şöyle genel olarak baktığımızda, Türklere avrupada yaşadıkları ülkeler kendilerine sosyal haklardan yararlanmada kendi vatandaşı ve diğer yabancılar arasında eşitsizlik yapsa, cevabınız ne olurdu Sultanım Padişahım RTE ?
Türk hükümeti AKP Milletvekilleri
Türkiye’den 3201 sayılı Kanundan emekli olmuş Türk vatandaşlarına Almanya’da çalışmayı ve kendilerine ait işyeri kurmayı siz AKP hükümeti başınızdaki zat Recep Tayyip Erdoğan Padişahın emriyle yasakladınız.
Şimdi ne düşünüyorsunuz?
AKP Milletvekilleri sizler ne kadar doğru dürüst dindar bu milletin Vekilisiniz, Siz Yasama yetkinizi kullanırken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerini ve anayasamızın “eşitlik ve çalışma” haklarını dikkate almayarak çıkardığınızı Türkiye’deki mahkemeler tarafından bile sık sık tescil ediliyor.
Ülkemizin ekonomik çıkarlarını ön planda tutuyor olmanız tabii ki hoş görülebilir.
Ancak söyler misiniz?…
Türk vatandaşlarının başka ülkelerde çalışması, o ülkelerde işyeri kurması, o ülkelerde sosyal yardım gibi ödemelerden faydalanmaları ülkemizin hangi ekonomik çıkarını zedeliyor ?
Bu sosyal yardımlar o ülkelerde Türk vatandaşlarına özel çıkarılmış Kanun değildir, o ülkelerde yarım asırdan fazla var olan Kanunlardır. Siz Milletvekilleri bu duruma ilişkin tavrınız ve tutumunuz açıkca fesat ve kıskanç insanlar olmanızdan kaynaklanmaktadır.
Lütfen…
Vatandaşlarımızın sosyal güvenlik haklarını düzenleyen 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı görüşmeleri henüz tamamlanmamış iken, yurt dışındaki vatandaşlarımızı mağdur eden bu konuları bir kez daha düşünmenizi rica ediyorum…
3201 sayılı Kanunla yurtdışı borçlanması yapanlar, daha sonra tekrar yurtdışında çalışmaya başlayanların emekli maaşını donduran SGK, bu uygulama Anayasamızın 10.49.60.62 maddelerine göre aykırıdır Hak ihlali vardır. Yasama Yürütme düne kadar bu Kanunu uygulamış olabilirler, ancak bu Kanun devletin sebepsiz zenginleşmesidir, dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidermi gider. Peki şimdiye kadar neden birileri bunu ele almamışlar onuda açıklık getirelim, tek nedeni bilinçsizliklerinden cahil vatandaşı böyle sindirmişler, gurbetçiler bu Kanun böyledir demiş bu şekilde kabul etmişler yani yedirmişler. Şimdi dikkat ediniz, Anayasamızın 10 maddesi eşitlikten bahseder, şimdi nasıl oluyorda 3201 sayılı Kanuna göre yurtdışı borçlanması yapan birine yurt içinde (SGDP) ile çalışmasına hak tanıyacaksınız, ve yine aynı aynen 5510 sayılı Kanuna göre Türkiyedeki sigorta sürelerinden emekliye çıkmış birine yurt dışında çalışma yasağı koymayacaksınız.
Bir tek yurtdışında çalışana yasak koyacaksın, sanki bu yasağı avrupa ülkeleri istiyormuş gibi vatandaşımızda böyle bir algı var, yanlış tamamen yanlış avrupa ülkeleri bu Kanundan uzaktan yakından ilgisi ve alakaları yok, vatandaş uyanın artık bu gafletten kendinize geliniz, bu durumdan avrupa ülkelerine giren çıkan ne ? bizlere şalışmak yasağı koysun bir düşünsenize.
Oysa bugün almanyada sağlıl kasası AOK çok sayıda vatandaşımızı takibe aldı, Türkiyeden aldıkları emekli maaşından sağlık sigortası primim kesmeye başlamıştır, hemde geriye dönük 2011 senesi başlangıç olmak üzere hesap ediyor.
Dolayısıyla bu 3201 sayılı Kanunu çıkaran, uygulamaya koyan, bize bir başka ülkede çalışma yasağı koyan tek Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Aslında bu Kanunu geçmiş yıllarda bundan tam 36 sene önce devletimiz vatandaşına düşündüğünden çıkarmadı, ne kadar da vatandaş bunu şimdiye kadar böyle bilmiş olsada, aslı astarı hiç böyle değildir, devletimizin bize bir sosyal hak vermek gibi bir amacı niyeti de yoktu. Ülkemiz 1970 li yıllarda 1 milyar dolar ihracatı olduğu, 1 milyar dolar işçi döviz geliri olduğu yıllarda, ülkenin döviz açığını kapatmak, amacı ülkeye döviz girdisi sağlamaktı, ilk 1978 yılında işte o eski 2147 sayılı Kanunu çıkardılar, daha sonra 1985 yılında rahmetli Özal döneminde 3201 sayılı Kanunu getirdiler.
Ama yanlız 2147 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanun arasındaki bir farkı da yine yazmadan edemiyeceğim, adama sormazlarmı madem yurtdışında çalışma yasağı var niçin 2147 sayılı Kanunla emekliye çıkanlar hem emekli maaaşı alıyorlar hem yurt dışında çalışabiliyorlar, hadi gazanız mübarek yolunuz yolunuz AİHM olsun.
SGK’na 3201 sayılı Kanundan borçlanarak ödenen toplu paranın hayat standardı dikkate alınarak emekli maaşımızın ödenmesini bekliyoruz.
O kadar parayı 9000 iş gününü borçlanmak için ben Bankadan borç para çektim ve borcumu ödeyemeden akıbetinde işsiz kaldım, ogün bugün halen işsizim, bütün hayatım altüst oldu. Yıllardır gözümden akan yaş dinmek bilmiyor. Ne olur yurtdışındaki emeklilerin bu mağduriyetini giderin artık.
3201 yurtdışı emekliler..
– 1997 yılında yatırdığım toplu paramı bugünkü değeri ile geri ödenmesini bekliyorum.
– Kazanılmış haklarımı iade edilmesini talep ediyorum.
– Emeklilik sistemindeki çarpıklığının giderilmesini bekliyorum.
Eşitsizlik yıllardır mevcut 2147 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun arasındaki fark kabul etmek mümkün değil, dolayısıyla ikinci bir adaletsizlik ortaya konuldu. 2008′de hesaplama yöntemi yeniden değişti ve durum artık iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı.
Emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi değiştikçe, bırakın farklı kurumlardaki sigortalıları, SSK içinde farklı tarihlerde emekli olanlar arasında bile bağlanan aylık miktarları açısından adaletsizlikler ortaya çıkmıştır. Yapılması gereken, 3201 sayılı Kanun çerçevesinde ortaya çıkan sorunlardan biri olan yurtdışında çalışmak hakkını vererek sistemi ıslah etmek.
iletisim bilgilerinden ulasin yardimci olayim. Saygilar
slm. ben isitme engeliler eskisehir dogdum 1994 ve 1996 calisiyor 565.gun sigortasi var. biz 1998.den belcikadan geldi hic calismiyor orada turkiyede emekli nasil olacaksin? bana yardim edin saygilari