Son günlerde Hollanda’daki nahoş durumdan haberi olmayan kalmamıştır herhalde. Tekrar etmek gerekirse, sorunlu Türk ailelerinden alınan çocuklar eşcinsel bakıcı ailelerin yanına yerleştirilmekte.
Hollanda’nın bu tutumunun sebebi yıllarca bu ülkeye emek vermiş olan Türklere baskı uygulayarak onları yıldırmak ve bir şekilde onlardan kurtulmak olarak gözüküyor.
Hollanda (Holland), “Nederland” ve “Payebaas” isimleriyle de bilinmekte ve bu isimler dilimize “alçak ülke” olarak çevrilebilir. Yani deniz seviyesinin altında olduğundan bu ismi almıştır Hollanda.
Geçen gün izlediğim bir TV röportajında, Hollanda’nın malum tutumuna kızan yaşlı bir amca, “Yere batsın Hollanda, olmaz olsun böyle uygar bir ülke” dediğinde; eski kavimlerden olan ve eşcinsellikte azan Semud ve Lut kavimlerinin nasıl Allahın gazabına uğrayıp yerle bir olduklarını, şehirlerinin nasıl yerin altında kaldığını bir kez daha hatırlamış oldum.
Elbette her şey Allah’ın takdirinde ama bu türden politikaları insanımıza reva gören Hollanda’nın gelecekte deniz seviyesinin üzerine çıkması zor bir ihtimal olduğuna göre, bulunduğu seviyeyi de daha ne kadar muhafaza eder bilinmez.
BU CHP
Bu CHP Kılıçdaroğlu ile gerçekten komik ve gülünç bir parti olmaya başladı, partili, partisiz, siyasetten anlayan anlamayan bu konuda hemfikirdir. Kılıçdaroğlu bu işi belki de bilinçli yapıyor, Erbakan’dan esinlenmiş de olabilir… Neyse gelelim Belçika’daki duruma. Diğer partiler Avrupa’da köşe başlarını tutalı yıllar oldu, CHP Avrupada’ki Türklere oy kullanma hakkı verilince işin vahametini anladı ama atı alan (Buradaki at Cihan isimli at değil) Üsküdar’ı geçmiş durumda… Güler misin ağlar mısın, sen yat yat yumurta ağzına gelince telaş yap gıdaklamaya başla…
Hani bu parti komik dedik ya Belçika’da da bu işe ön ayak olan kişi Belçika’daki ünlü mizahçı Erdinç UTKU… Parti mizahı olunca bu iş en uygun mizahçıya yakışırdı hayırlı olsun diyoruz.
SEÇİM BİTTİ
Seçim biteli aylar oldu. Belçika’da Cuma namazlarında ve pazarlarda takım elbiseli adaylar göremiyoruz bu normal. Seçim öncesi bizlere vermiş oldukları ve kendilerine 24 saat ulaşabileceğimiz telefon numaralarının artık tamamen kapatılmış ve kullanılmıyor olması da normal. Her düğünde ve cenazede olmamaları da normal. Seçim öncesi yapılan onca şirinliğin hepsi de normal ama normal olmayan, seçimden önce medyaya ağız birliği yapmış gibi verdikleri demeçlerde, Türklerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerin okul ve kreşlerinde yapılacak reformları bırakın o okulların önünden bile geçmemiş olmaları normal değil. Yine ağız birliği yapmışçasına tartıştıkları park sorununu çözmek bir yana toplantılarda Türk kökenli adayların söz almasını bırakın konuşunca hatalı konuşup millete madara olmaktansa dut yemiş bülbül pozisyonlarına yatmaları hiç normal değil.
