“Yaşadığımız ülkeyi tanıyalım sevelim…”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Fahri Sarrafoğlu Değerli okurlarım, bu satırların yazarı olan kardeşinize hem soruyorlar abi sen İstanbul’da yaşıyorsun ama Belçika’yı bizden iyi biliyorsun diye. Evet, Elhamdülillah doğrudur, Belçika’yı hele hele Liege, Charleroi ve Brüksel’İ neredeyse sokak sokak gezdim. Çünkü oralarda Osmanlı izi varda onun için. İsterserseniz bunu kısaca anlatayım da bunu okuyan gençlerimiz yaşadıkları şehrin önemini anlasınlar. Osmanlı Padişahı ve İslamın Halifesi Sultan Abdülaziz Han, ilk defa yurtdışına çıkan Osmanlı Padişahıdır. Fransa’dan İngiltere’ye geçerek Kraliçe Victoria’nın konuğu oldu. Burada şerefine düzenlenen konser ve balolara katıldı, görüşmeler yaptı. Dönüş yolunda kendisine tahsis edilen özel trenle gittiği Liege’de Belçika Kralı II. Leopold’la, Koblenz’de Prusya Kralı I. Wilhelm ile buluştu. Avusturya İmparatoru Franz Joseph’in konuğu olarak bir süre de Viyana’da kaldı; tiyatroya gitti, müzeleri ziyaret etti. Buradan Tuna Nehri üzerinden Budapeşte’ye, oradan da Tuna Valisi Mithat Paşa ile görüştükten sonra İstanbul’a döndü.  

Yani Sultan Abdülaziz’in ziyaret ettiği bir ülke Belçika ve özellikle Liege. Sultan Abdülazizin bu ziyaretinde o zaman şehzade olan Sultan Abdülhamit Han, Sultan Vahidettin ve sonradan son halife olan Şehzade Abdülmecid Efendi de oradaydı. 

Bu ziyaretlerden sonra Osmanlı Belçika ilişkileri daha da artmış ve özellikle Sultan 2.Abdülhamid Han’In tahta çıkmasıyla daha da kuvvetlenmiştir. Ama Osmanlı Belçika ilişkileri sadece 2. Mahmut ya da Sultan Abdülaziz ile başlamadı. Onun da öncesi var. Liege, Charleroi ve Brüksel’e şehzade Cem Sultan’ın vefatı sonrası her ne kadar Padişah 2. Beyazıt Han affetse de Cem Sultan’ın maiyetindekiler yurda dönmemiş ve o zaman adı Liege prensliği olan bu topraklarda kalmıştır.  Osmanlının son halifesi Abdülmecid Efendi, Belçika’da tahsil görmüş olan Hüseyin Paşa’dan iktisâb-ı malûmat eğitimi almıştır… Yİne Osmanlı’nın son halifesi İstanbul’dan sürgün edilince önce Belçikaya -Liege gelmiş sonra Fransaya geçmiştir. 

Nitekim 1870 Fransa- Prusya Savaşı’nda Paris’in işgal edilmesi üzerine, çeşitli alanlarda çıraklık eğitimi için Paris’te bulunan Türk öğrenciler Belçika’ya gönderilmişlerdir. Bu öğrenciler gündüzleri, Liège’de bulunan ve lokomotifler, vagonlar, buharlı makineler ile çeşitli makine aletlerinin üretildiği Saint-Léonard isimli şirketin atölyelerinde eğitim alırken teorik bilgiler için de akşamları Ecole Industrielle’ye devam etmişlerdir.Kısaca sevgili dostlar bu topraklarda ecdadımız bulunmuş buralarda eğitim almışlar, eğitim vermişler. Buralara manevi olarak dokunmuşlar. İnşallah bir başka yazımızda ilk buraya gelen Bektaşi dervişlerini ve burada Liege’de kurulan ilk tekkeden de bahsederim inşallah… Gençlerimizden ricamız yaşadığımız ülkeyi, şehrimizi iyi tanıyalım. Mesala Uşak, İstanbul, Afyon bu şehirlerimiz acaba Belçika’nın hangi şehirleri ile kardeş şehir  hiç bilginiz var mı? Türkiye neden her yıl Belçika’dan arı ithal ediyor, bu arının diğer arılardan farkı ne ki? Üstelik Belçika arası (Bombus arısı) bal yapmaz ama her yıl ülkemize Belçika’dan arı ithal ediyoruz. Bu arı yıllar önce Antalya’dan buraya getirilmiş olduğunu biliyor muyrdunuz? Hadi o zaman sizden merak etmek, bizden de size anlatmak.!! 

Hoşça kalın,
Fahri Sarrafoğlu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Her gün yeni bir bilgi”
    Eyvallah Kalemine Sağlık Abi

    Cevapla
  2. Harika

    Cevapla
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.