Nerede susup nerede konuşacağımızı acilen öğrenmemiz şart oldu. Elimizde dört parmaklık bir ekran kilometrelerce uzaktan indirip kaldırıyoruz.
On ili , çok çok geniş bir coğrafyayı küçücük ekrandan gördüğümüz kadar küçük zannedip koca bir enkazı serçe parmağı ile kaldıracak kadar sihirbazlığa kahramanlığa soyunuyoruz.
Her konuda uzmanız, iş yapanı, yapmaya çalışanıda yerden yere vurmakta pek mahiriz. Kıṣ mevsimi evimize gelen bir su borusu patlasa hattın üzerindeki donu, taṣı toprağı atıp patlağı tamir etmekten aciz olan bir çoğumuz, tv ekranından seyredip ahkam kesiyoruz.
Neymiş kocaman iş makinası varmış kaldır betonu al deprem zedeyi, o kadar kolaydı altında canlı bulunan betonu alıvermek, kaydır betonu kalan sağ insanıda sen öldür. Tırnakları ile kazıyorlar nerede ise çok zaman kürek bile kullanılmayan anlar oluyor, olurya moloz altında baygın yatan biri yada bir ceset olur daha fazla zarar veririz düşüncesi dahilinde .
Efendim açmış ağzını nerede bizim asker diyor zavallı kardeşim , şu kadar askerimiz polisimiz var neden yokmuş deprem çalışmalarında, gözüne durur kardeş gözüne . Hangi kitaba inanıyorsan elini vicdanına koy iman ettiğin Yaratana sığın Mevlan aşkına kış şartlarını afetin büyüklüğünü ve orada çalışanlarında insan olduğunu unutmadan çerçeve çiz beyin defterinde. Yapılan maddi manevi yardımın neresindesin terazinin bir kefesine beton yığınlarını diğer kefesine vicdanını koy ve hiç olmazsa sus. Sus ki sahada olanların hakkına girme.
Arabasının tekeri patlasa servis çağıranlar, evinde beş kişilik aileyi koordine edemeyen oğlan nerde kız nerde hatun nerde bilmeyenler, depre sahasında geç kaldı diye KIZILAY ı AFAD ı ASKER i POLİS i diline doluyor.
Canlı yayında bir depremzedeyi kurtarmak için kaç saat ünleye ünleye titizlikle çalışılıyor hiçmi empati kurma kabiliyetine sahip değilsin. Gönüllü vatandaṣlar ve bütün birimler bir çok ülkenin uzman kadroları sahada.
“Su uyur düşman uyumaz” Ata sözümüzü nasıl unutur böyle atıp savuranlar anlamış değilim.
Asker polis elbette sahada lakin ne demek askerin tamamının deprem bölgesine gelmesi, cepeyi kime teslim edeceksin aciz zavallı çok bilmiş biçare, beynini kimin masasında kimin kaşığı ile yedin. Lütfen ama lütfen tv ekranı telefon ekranı kadar daraltarak bakmayın afatın yaṣandığı coğrafyaya. Dünya devletleri felaketin büyüklüğünü zikrederken küçük beyinliler halâ şucu bucu tellalliğinde.
Eksiklikler varımdır? Vardır.
Şimdi bunu konuşmanın birliğe dirliğe zarar vermenin zamanımıdır? Hayır
Enkaz kaldırıp yaralarımız sarıldığı zaman bu konular irdelenmelimidir? Evet
Yardım eli uzatanın elinde ne varsa ulaştırmaya çalışan kardeşlerimizin bağışladığı çamaşır vesair ihtiyaçların hoşa gidilmeyenleri ekranlara taşınarak kötü şekilde teşhir edilerek o kardeşimizide kırmamalı ki bir daha böyle zamanlarda birlikten öte kalmasın, lütfen ama lütfen Yaratan aşkına empati kurmasını öğrenelim ara sıra karşıdakinin gözünü hayal gücü gözlüğümüz ile takas edelim. Diğer tarafta bir hayır ederken de zekat misali malımızın en semizinden yani en (temizinden) verelim ki Yoktan var eden Yüce Mevla her daim veren elden etsin. Hiç birimizin bu gibi veya farklı afetlerin maduru olmama garantimiz yok.
Ya Rab Cuma nın hürmetine iyi kullarının hürmetine sen Yâr ve yardımcısı ol ülkemizdeki depremde yara alan kardeşlerimizin. Ahirete irtihal edenlerin mekanlarını cennet bahçesi eyle. Memleketimizi milletimizi felaketlerden berî eyle. ” Dua’mız ” hiç bir millete dünyanın her neresinde olursa olsun ağır acılar tattırma Ya Rab. Yüce Yaratan yoktan var eden sana sığınıyoruz, felaketten sağ kurtulan Sabi kuzularımızın, hayatlarını kaybedenlerin benzerlerinin yaşadıklarını bir daha yaşatma biz naçiz kullarına.
Devletimize Milletimize yardımını daim kıl Allah ım . Amin
Abdil Göktekin
