“Ukala”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu tür insanları daha yanına gelmeden yürüyüşlerinden okursun biraz hayat dersi aldıysan felekten. Olur ya, tecrübe sahibi değilsindir. Yürüyüşünden tanıyamaz isen, geçin de karşına mimikleri ele verir, rengi değişir. Bir bakıma hasetle kardeş bir ruhtur. Yine tanıyamaz isen, ağzını açtıysa, mutlaka tanırsın arık ukalayı. Hiç hayat dersi almamış olsan, yine ele verir kendini! Sende bir fazla olmasını hazmedemez kızarır yanakları, boynu renkten renge girer, bükalemunvari renk tonlarının hepsini taşır. Tanırsın artık binler içinde ukala birini.

Girdiği mecliste sohbetin konusu ne olursa olsun, cumburlok atlar meseleye. Hep kendisinin ileri sürdüğünün doğru olduğunu üstüne basa basa papağanlık rolü oynar hadsizce…

Aşağı yukarı her toplumda çevremizde vardır kısa adı ukala olan kendini beğenmişler.

Hayatta bazen iş yerinde patronuyun, iş arkadaşıyın, bazen öz kardeşiyin,veya kırathanelerde sohbetlerde, hatta bazen gönül verdiğin sevgili dediğinin ukala olduklarına şahit olursun.

Bay bayan, yar yaren, kız kızan, en yakın akraban olsun yıllarca taşı sırtında yeme yedir içme içir, hatta imkan olsa neredeyese Azrail’den onun yerine ben öleyim randevusu almak istediklerin olur hayatta.

Yılların verdiği yorgunluktan olsun veya dil sürçmesi olsun yıllarca sırtında taşıdıkların saygıyı bir an bile elden bırakmadıkların bir anlık yaptığın küçük bir hatanda ukalaca davranışlar sergilemekten hiçmi hiç kaçınmazlar.

Her ne kadar hayat tecrübem var desende yanıltır zaman zaman insan kisvesi maskesinde gülen,özünde renk tonları farklı farklı olanlar.

Büyük saymaz, küçük sevmez, arakadaşlık nedir ,kadim dost kime denir, sevgi muhabbet aşk nedir,ölçü bilmez sayar ukala. Duygu yoksunu duygusallık nedir ki, onun için dünle bu günün farksızdır. Anılar tazelik taşımaz yüreğinde, kendini tanımaz,çünkü dünü bu ğünü tartacak gönül terazisinden uzak, sual edemez özünü.

Gönlümün tercümanı kalemimden damlayan bu makalem olsun veya bir başka dost kalemlerden damlayanlar olsun gözden geçirdiklerinde kendine birkaç sual etmiyorsan, hasetliğin, ukalalığın tavan yaptıysa cerrahlar bir araya gelip Lokman hekim eli ile başını ortadan iki ayırıp mütevazilik CD’si yerleştirseler, vallahi okumaz beyin röntgenin. Aslında herkez kendisinin ne olduğunu bilir, “birtek ukala hariç.”

UKALA

Söylenene kulak asmaz,
Bir ayağı basar, diğeri basmaz,
Ne koşar ne koşmaz,
Ceset mi ceset ukala.

İt desen, at anlar,
Kalk desen, yat anlar,
Tut desen, yut anlar,
Mankurt mu mankurt ukala.

Hal, hatır bilmez,
Kanı donmuş yüzü gülmez,
Al sırtına, hiç inmez,
Kıymet bilmez ukala.

Kederliye sevinç olmaz,
Dostluk, mihmandarlık bilmez,
Aklı hayra şerre ermez,
Cahilmi cahil ukala.

Abdil’im harcanan nefese yazık,
Sür çayıra istemez azık,
Şeker istesen, verir tuzluk,
Damak tadı bilmez ukala.

Abdil Göktekin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.