Geçtiğimiz Cuma günü Federal Milletvekili ve Saint-Josse Belediye Başkanı Emir Kır, yirmi yıldır hizmet ettiği Sosyalist Parti’den kapı dışarı edildi. Haber gece geç saatlerde gelmesine rağmen, Belçika’da adeta bomba etkisi yaptı. Özellikle Belçika’daki Türk toplumunda.
Belçika medyası günlerdir yazıp çiziyor. Sebepleri anlatılıyor, MHP belediye başkanlarıyla yaptığı görüşmeye değiniliyor, sözde soykırım meselesi gündeme getiriliyor, Sosyalist Parti Brüksel Federasyon Başkanı Ahmed Laaouej ile yaşadığı sorunlar ele alınıyor, Sosyalist Parti’nin milliyetçi NVA partisi ile ilişkilerinden bahsediliyor. Sizin anlayacağınız yazılıyor da yazılıyor.
Bu, işin medya boyutu ama şimdi bir de başka boyutu var: sosyal medya boyutu. Türk toplumu olarak bir türlü doğru kullanmaya alışamadığımız sosyal medya. Emir Kır’ın Emirdağ kökenli olması hasebiyle dört gündür başta Belçika olmak üzere Avrupa’nın farklı yerlerindeki ve Türkiye’deki Emirdağlıların gündemi Emir Kır. Belçika Türk toplumunun konuya daha hassas olduğunu belirtmek gerekir.
Kahvecisinden sosyal yardım alanlara kadar birçok kişinin sosyal medyada siyasi bilim uzmanı kesildiği şu günlerde her türlü komplo teorilerini görmek hemen hemen mümkün oldu. Az kaldı, Trump’ın bile bu olayda parmağının olduğu söylenecek. İş oraya kadar gitti gidiyor. Türkçesi olan da yazıyor olmayan da. Fransızcayı bilen de yazıyor bilmeyen de. Fransızcası olmamasına rağmen Belçika medyasında çıkan haberleri paylaşanları mı dersiniz, komplo teorilerini üretenleri mi dersiniz, dersiniz oğlu dersiniz.
Bütün bunların yanı sıra bir de işi sulandıranlar var. İşin suyunu çıkarıp “Diğer vekiller istifa” gibi yazılar yazıp ortalığı bulandıranlar. Emin Özkara’nın Sosyalist Parti’den istifa ederek kahraman ilan edilmesinden sonra gözler ister istemez Şevket Temiz, Hasan Koyuncu ve İbrahim Dönmez’e çevrilmişti. Belçika’nın siyasi yapısını bilmeyen bazı kesimlerin ” vekiller istifa ederse, hükümet düşer demesi” ise zıvanadan çıkan bu olayın tuzu biberi oldu.
Gazeteci Cüneyt Gargılı Emirdağ’dan yazmış; “Hasan Koyuncu ile Şevket Temiz istifa ederse hükümet düşer”. İbrahim Dönmez’in unutulduğu gönderinin altında yorumlarda bu iki milletvekiline yönelik bela okumadan tutun her türlü hakarete kadar her şey vardı. Hadi Türkiye’deki vatandaşlar neyse de Belçika’da yaşayanlara ne oluyor? Cüneyt Gargılı’ya mesaj atıp hükümetin düşmediği söyledim. Daha sonra telefonda konuştuk ve “Anladım” diyerek tartışmayı noktaladı.
Emin Özkara istifa etmeden önce hükümet 52 vekile sahipken muhalefet 37 vekile sahipti. Özkara’nın istifası ile 51-38 oldu. Hadi şimdi diğer üç vekil de istifa ettiler diyelim, 48-41 olacak. Eeee hani hükümet düşüyordu? Şimdi biz buradaki yapıya inanmayalım da Emirdağ’dan yayın yapanlara mı inanalım. Adamın birisi bana “İstifa ederlerse hükümet düşüyor” diye sordu. “Hangi parlamentoda” diyerek soruyla karşılık verdim, “Emir Kır’ın bulunduğu parlamento” diye karşılık verdi. Maalesef 56 yıldır yaşadığımız ülkede geldiğimiz nokta budur. Budur ama bu halimizde bile hükümeti yıkacak güce sahibiz. Maşallah, Allah nazarlardan saklasın, amin…
Şimdi gelelim diğer vekillerin istifalarına. Saint-Josse belediye encümenlerinin istifa etmedikleri şu günlerde diğer vekilleri istifaya zorladık ve istifa ettiler. Ama tabi bu arada encümenler Sosyalist Parti’de kalacaklar. Vekiller istifa ettiler ve hükümet düşmedi. Eeee sonra? Sonrası mı? Vallahi ve billahi şimdi “İstifa edin” diye yırtınanların hiçbiri bu vekillere ne sahip çıkar ne de yüzlerine bakar. Maalesef ama maalesef gelinen nokta budur işte. Peki neden bu noktaya geldik dersiniz? Bu toplumu yöneten bir lobinin olmaması olabilir mi acaba? Vallahi olur mu olur.
Nacizane kendi şahsi düşüncem şudur. Bu üç vekilin hiçbiri istifa etmesin ve bulundukları yerlerde mücadelelerine devam etsinler. Ancak şu gerçeği de unutmamak lazım. Sağlam bir lobimiz olmadığı sürece “Çile bülbülüm çile” şarkısını söylemekten başka çaremiz olmayacak.
Cafer Yıldırımer
