TİCARİ FAALİYETİN HUKUKİ ŞEKLİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ticari faaliyete başlama niyetinde olan bir müteşebbisin yapması gereken bir çok hazırlıklar vardır. Bunlar yapmayı planladığı ticari faaliyetin piyasadaki durumunun “pazar araştırması” araştırılmasından tutunda çalışacakları tedarikcilerin araştırılması ve tesbitine, işletme yerinin seçiminden fizibilite çalışmasının yapılmasına, faaliyet için zorunlu olan yasal ruhsatların araştırılıp tespitinden logo ve isim çalışmalarına kadar daha bir çok hazırlıklardır.

“Şirketler para kazanmazlar. Girişimciler para kazanır. Şirket para kazanmak için bir araçtır”

Ticari faaliyetin hukuki şeklini belirleme, faaliyet yapısına en uygun olan bir hukuki şekli seçmede bu hazırlıkların en önemlilerinden birisidir. Ne yazıkki bu konuya gereki olan hassasiyet gösterilmemektedir. Faaliyete uygun bir hukuki şekil seçmemek veya bilinçsiz bir seçim yapmak şirketle ilgili herhangi bir olumsuzluk veya iflas halinde girişimcileri ciddi zararlara uğratabilir.

Ticari faaliyetin hukuki şekli demek; ticari faaliyetin gerçek kişilik mi yoksa tüzel kişilik altındamı yapılacağıdır. Belçikada ticari faaliyetler üç şekilde yapılabilir. Bunlar:

– Gerçek Kişilik – Eenmanszaak – entreprise individuelle
– Şirketler – Vennootschap – entreprise
– Dernekler – V.Z.W. – A.S.B.L.

Gerçek Kişilik:

Adı üzerinde kişinin kendi adına ticari faaliyette bulunmasıdır. Burada halk arasında denilen ” tek kişilik küçük olan şirket ” gibi bir tanım yanlıştır. Gerçek kişilikler şirket değildir. Burada bir ortaklıkltan bahsedilmez. Gerçek kişilikler genellikle küçük, bir-iki aile ferdinin çalışılabileceği, yüksek kârlar elde edilmeyen, büyük yatırımlar gerektirmeyen ve özellikle büyük riskler içermeyen ticari faaliyetler için tercih edilmelidir. Bu yapıda işletmecinin şahsi malvarlığı ile ticari faaliyeti şirketlerde olduğu gibi ayrı değildir. Yani ticari faaliyetin iflası demek kişinin de iflası anlamına gelir.

Avantajları :

– iş idaresi belgesi/yeterliliği olan ve yasal engeli bulunmayan prensip olarak herkes basit bir prosedür ile faaliyetine başlayabilir,

– başlama maliyeti düşük olup 81.50 avro masrafla başlanılabilir,

– basit muhasebe yöntemi ile defteri tutulabileceğinden muhasebe masrafı düşüktür.

– karar almak kolaydır,

– kuruluş masrafı yoktur,

– sermaye zorunluluğu yoktur,

– çalışma sistemi basittir..

Dezavantajları:

– Girişimcinin sorumluluğu sınırsız olduğundan herhangi bir iflas durumunda şahsi malvarlığınıda kaybeder,

– Net kâr şahsi gelir vergisine tabi tutulduğundan 37.330,00 avro’nun üzeri belediye ve kriz vergileri hariç %50 üzerinden vergilendirilir. Bu iki vergide eklendiğinde bu oran bazı bölgelerde %60 lara yaklaşmaktadır,

– Miras paylaşımı kolay değildir, bu bazen işletmenin sonu olabilir.

“Şirket kurmak ve evlenmek, ikiside hukuken aynıdır, birer kontratdırlar. Aralarındaki tek fark ise birinde mutlu bir yuva kurmak, diğerinde ise kâr etmektir. O sebeple şirket kurmaya ve işletmeyede evlenmeye gösterdiğimiz hassasiyeti gösterelimki uzun soluklu ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz işyerlerimiz olsun.”

Tüzel Kişilikler:

Şirketler ve Dernekler tüzel kişiliklerdir. Şirketler gibi derneklerde ticari faaliyette bulunabilirler. Yalnız hukuki şekil olarak derneklerle ticari faaliyette bulunmak çok yaygın olmadığından burada bu konudan bahsetmeyeceğiz..

Belçika’da sekiz ayrı şirket şekli göze çarpmaktadır. Bunlardan birini tercih ederken yeterince bilgi alıp yapıya, faaliyete, risk unsuruna, ortaklık durumuna, vs göre doğru seçimi yapmak önemlidir. Bunlardan en fazla tercih edilenler ise sınırlı sorumlu limited, anonim, kooperatif ve komandit şirketleridir.

Bazı şirket çeşitlerinde kurucuların sorumluluğu sınırlı ve bazılarında ise aynı gerçek kişilikte olduğu gibi sınırsızdır. Eğer bir şirketin noterden kurulma ve sermaye zorunluluğu varsa kurucuların sorumlulukları genellikle sınırlıdır. Eğer böyle bir zorunluluk yoksa yöneticilerin ve kuruculardan çalışan ortaklarının sorumlulukları gerçek kişilikte olduğu gibi sınırsız olur. Her iki durumdada katılımcı (şirkette aktif çalışmayan) ortakların sorumlulukları yalnızca koymuş oldukları ve hisselerine tekabül eden sermaye ile sınırlıdır.

Şirketlerde sınırlı sorumluluk demek; herhangi bir iflas durumunda şirket kurucularının (ortaklarının), eğer şirket ilgili mevzuatlara uygun ve yasal yükümlülükler yerine getirilmiş bir şekilde yönetilir ve şirketin mali sıkıntıya düşmesine ve iflasına yönetim hatası veya ihmali sebep olmamışsa, şirkete konulan sermaye kadar sorumlu olmaları demektir.

Sınırlı sorumluluk yapısında kurulan şirketin iflası durumunda devlete ve üçüncü kişilere karşı olan borçlarından dolayı, yukarıda bahsedilen şartlar yerine getirilmiş ve şirket kuruluşunda da belirtilen sermayenin tamamını ödenmiş olması şartı ile, yöneticiler ve ortaklar bu borçlardan sorumlu tutulamazlar. Aksi halde şirket yöneticisinin sorumluluğu sınırsız diğer ortaklarınki ise koydukları sermaye ile sınırlı oranda olacaktır. Birde bu şirket şekillerinde kurucuların şahsi malvarlıkları şirketinkilerden tamamen ayrıdır.

Avantajları:
– sınırlı sorumluluk olma durumu bir nevi güvencedir,
– kurumlar vergisine tabi olduğundan en düşük %24, en yüksek %33 oranından vergilendirilir,
– yönetici ve ortaklar bir kaç şekilde gelir elde edebilirler, maaş, gayri menkülünü kiraya verme, kâr payı, başarı primi vs gibi..

Dezavantajları:
– çift taraflı defter tutma zorunluluğu vardır, muhasebe masrafı yüksektir,
– karar alma süreci uzun olabilir veya alınamayabilir,

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.