Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra tutuklanarak Yassıada’da yargılanmaya başlandı. Yüksek Adalet Divanı, Menderes’i “anayasal düzeni bozma ve değiştirmeye kalkışmak, vatana ihanet ve casusluk” suçlarından idam cezasına çarptırdı.
Menderes’in idam kararı, 15 Eylül 1961 tarihinde açıklandı. Menderes, idam kararının ardından yaptığı son açıklamasında, “Bu dava, demokrasinin ve milli iradenin davasıdır. Ben bu davayı kabul ediyorum ve Allah’a inanıyorum.” dedi.
Menderes, 17 Eylül 1961 tarihinde İmralı Adası’nda asılarak idam edildi. Menderes’in idamı, Türk siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu idamlar, demokrasinin gelişiminde gerileme olarak değerlendirilmiştir.
Menderes’in idamı, Türkiye’de büyük bir infiale yol açtı. Menderes’in destekçileri, idamın hukuksuz olduğunu ve demokrasiye bir darbe olduğunu savundu. Menderes’in idamı, Türkiye’de uzun yıllar boyunca tartışılan bir konu olmaya devam etti.
Menderes’in idamının nedenleri, hala tartışılan bir konudur. Bazıları, Menderes’in idamının 27 Mayıs darbesinin bir sonucu olduğunu, bazıları ise Menderes’in idamının, Demokrat Parti’nin tek parti dönemindeki uygulamalarına bir tepki olduğunu savunur.
Menderes’in idamı, Türkiye demokrasisi için bir kara leke olarak kabul edilir. Menderes’in idamı, demokrasinin gelişiminde gerileme olarak değerlendirilmiştir.
