SAHTEKARIN İHTİYACI

Her sahtekar, kendisinden menfaati olan başka sahtekarlara ihtiyaç duyar.

Menfaat birliği şebeke oluşturmanın ilk şartıdır. Gücün devamı için menfaat çemberinde toplumda etkisi olan şemsiyesi geniş kişilere ihtiyaç vardır.

Her meslek grubunda ve her sosyal katmanda oluşabilme olasılığı yüksek olan menfaat şebekelerinin faaliyetlerinin, toplumsal hayata en zararlı olduğu alan hiç şüphesiz ki, siyasi menfaat çeteleridir.

Çünkü bu tarz oluşumlar sadece günlük menfaat temini ile lokal zarar verse, boyutu küçük zararlar verir, lakin siyasi menfaat çemberleri, eylemleri ile toplumun geleceğini karartır.

Siyasi kişilik ile devlet adamı olmak arasında çoğu zaman derin nitelik farkı vardır.

Siyasi kişilik popülizmle günü kurtarır ama bunun sonuçları, her zaman sadece kendi geleceği ve kazanımlarına yöneliktir.

Siyasi menfaatçi kişisel çıkarlarını her şeyin önüne koyar. Bunun da toplumun felaketine katkısı tartışma götürmez.

Devlet adamı ise attığı her adımda oy potansiyelinden çok, toplumsal menfaati ve sonuçları yıllar içinde belki de kendi yaşamından sonra meyve verecek, toplumsal faydayı gözetir. Topluma direk ve çabuk getirisi olmayan, bu tarz kararlar, dünya halklarının genel eğitim düzeyi de göz önüne alındığında toplum katmanlarında itibar görmez.

Sonuç olarak bu seçim siyasetçinin direk inisiyatifine ve hayata bakışına bağlı olarak, üyesi olduğu toplumun geleceğine direk etkisi olacaktır.

Malesef yüksek ruh olmazsa olmazı olan devlet adamı portresi sık rastlanan bir şey değil.

Oyları süpürge ile toplayan popüler siyasi kişilik, suyuna tirit projelerle toplumu meşgul ederken, en büyük desteği etrafında oluşturduğu menfaat şebekelerinden alır.

Çünkü menfaat birliğine mensup dar çevreye girme hayali, oy veren kesimleri motive eden en önemli unsurdur.

Buna basın yayın organlarını da dahil ettiğinizde, ortaya dolçe-vita tadında bir tatlı yaşam formu çıkar ki, buna kayıtsız kalmak her baba yiğidin harcı değildir.

Değerli dostlar, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi sürdürdüğümüz bu yaşam serüveninde asla unutmamamız gereken tek şey, herşeyimiz plan gelecek kuşaklara sağlam, yaşanabilir, refah seviyesi yüksek bir çevre bırakmaktır.

Yalanı kendine şiar edinmiş, siyasi kişiliklere oylarımızla gereken cevabı vermediğimiz sürece sağlıklı bir toplum olamayız. Siyasetçiyi projeleri, bunları gerçekleştirme oranı ve bu projelerin topluma faydası noktasında değerlendirmeliyiz.

İş ve kişisel menfaati öne alarak siyasilerimizi bunaltmaktan vaz geçmemiz şart. Ancak boş vaatlerle bizleri oyalayan çevrelerinde siyasi menfaat çemberleri oluşturan siyasilerden kurtulmakta şart.

Unutmayalım ki, hayatta yaptığımız her şey, evlatlarımızın geleceği için, bunu sağlamanın biricik yolu da, siyaset ve siyasetçi.

Söyledikleri değil, yaptıkları ile öne çıkan insanları yükselttiğimiz ölçüde toplumsal değerlerimizi de yükseltebiliriz.

Gürsel Kum