MODERNİST YANILGI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mutlak gerçeklik, açığa çıktığında kudreti itibariyle, iki yönde tezahür etmiştir. Bunlar kısacası görünen ve görünmeyen.  Görünen tarafı, tezahür görünmeyen tarafı ise hakikat, yani öz ile anlatabiliriz.  Hint felsefinde pirakriti ve praha, batı felsefesinde materi ve spirt, İslam terminolojisinde ise madde ve mânâ ile açıklanmaya çalışılmıştır.

Bu kutsal gerçeklik ortaya koyuyor ki, varlık alemindeki her şey iki yönlü bir tanımlamayla anlaşılmalıdır ki, bu da, madde ve öz, yani mânâ ile. Tek taraflı açıklamalar ve yapılacak tanımlamalar kısır kalacağı gibi bizi hakikate ulaştırmadan yoksun olup aynı zamanda yanlış yönlendirecektir.

Evrendeki her şey gibi insanlık da bir değişim ve sonlanma aşamasına doğru ilerlerken sahip olduğumuz bilgi ve gelinen bilinç düzeyi, bize acaba ne kadar hakikat yönünü yansıtmaktadır. Kadim bilgelik sırlarının gizlendiği ve çevrimsel döngünün  son aşamasına gelindiği bu dönemde bunu anlayıp hayata uygulamak hic de göründüğü kadar kolay değil.

Çevrimimizin son aşaması olan demir çağındaki Hint öğretisi buna KALI YUGA demiştir. Hıristiyanlıkta ARMAGEDDON ya da THE END, İslamiyet’te ise AHİR ZAMAN olarak adlandırılan bu bozulma ve yok olma çağı kendi içinde bir simülasyon evreni meydana getirerek, insanların, yaratılışındaki ana amacı yok edip insanı tanrısallıktan uzaklaştırmıştır. Gelinen noktada nedensellik ilişkisinin anlaşılması, kainattaki bozulmaya eş değer bir oranda, sadece madde yönünden incelenmiş, mânâ boyutu gereksiz ve aslında olmayan bir kısım olarak ele alınmıştır.

Özellikle Rönesans ve sonrası dönemlerde dünya düzeni kendini MODERN VE BATI (modern west) olarak ön plana çıkarıp, madde ve mânâ ilişkisini mutlak bozulmadan en az zararla koruyan doğu milletlerine ve düşünsel yapısına karşı bir savaş açmıştır.  Bu savaş değişmez ilke olarak hem yıkım, kan, gözyaşı, yani madde boyutuyla hem de fikirsel olarak dinsel ayrımlar yoluyla mânâ boyutuyla olmuştur.

Dini öğretileri kendi eliyle boşa çıkarmayı başaran modernist dünya aslında modern bir yanılgının da merkez üssü konumuna gelmiştir. Yaşadığımız son döngünün doğal getirisi olan bu bozulma modern Batı tarafından tüm diğer öğretilere egemen bir hale gelmeyi başarmış görünmektedir.  Bu bozulma toplumda hissedilmeden tamamen modern dünya düzeni yada yeni dünya düzeni adı altında gerçekleşmektedir.

Fikirlerin değersizleşmesi, insan ilişkilerinde yaşanılan güvensizlik ve bilgi eksikliği, sadece batı odaklı medeniyet algısı, siyasetteki bozulma (ki en çok bozulan alanlardan biridir), dindeki bozulma (bu da dini tamamen özden uzak şekilsel iman yönünden zayıf ve karmaşık bir duruma getirip, görsellik olarak ön plana çıkarmıştır), modern yanılgılardan sadece bir kaçıdır.

Olgunlaşan, ya da modern söylemle evrimleşen varlık Darwin teorisinde sunulmaya çalışılan  kötüden iyiye doğru değil, aksine iyiden kötüye doğru bir şekilde evrimleşmiştir. Özden uzak ve salt gerçekliğin yerini simulasyonun aldığı modern AHİR ZAMANDA bu anlayış ne kadar yavan ve basit kalıyor. Gündelik yaşam çok daha karmaşık hale getirilip aslında insanlara yaşanması kolay gösteriliyor.  Siyaset tamamen topluma değil sadece belirli görüş ve ideolojilere hizmet ediyor. Toplum ve insanlar her kesimden sınıflara ayrılmış bir vaziyette fakat modern yaşam tarzının sunduklarıyla kendini çağdaş hissediyor ve biz tam bu kaosun ortasında, Danten’nin İLAHİ KOMEDYASINI yaşıyoruz.

Kıyameti beklemek,  bireysel doğruluk ve mutlak  bilinç düzeyini yakalamak yapılacak en mantıklı yol gibi görünüyor.  Kıyamet sanıldığı gibi bir son değil. Aslında biz kendi sonumuzu hazırladık ve şu an bu sonu en şiddetli bir şekilde yaşıyoruz.  Kuran’da bahsedilen kıyamet yeniden dirileceğimiz gündür.  Kıyam ettiğimiz yani, şekilsellik ve kaostan kurtulup ayağa kalkacağımız bir eylemdir.

Diriliş, sadece madde yönünden değil mânâ yönünden de olacaktır. Fakat acaba hangimizin ya da kaçımızın bilinç düzeyi böyle bir dirilmeyi kavrayabilecek nitelikte…

Selam ve Saygılarımla,
Enis ÇİMEN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 16 Mayıs 2015, 00:25

    Kalemine saglik Enis Bey kardesim..Materyalist dusunce sisteminin korelttigi hatta yok etmeye calistigi, insani et-kemikten siyirip manevi aleme öz’e donuse bir kapi acan yazin icin tesekkur ediyorum..

    Cevapla
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.