Rahmân ve Rahîm olan Yüce ALLAH’in (c.c.) adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in, âli’nin ve Ashâbının üzerine olsun inşaallah. Âmin.
Hazret-i Allah Celle Celâlühü Kur’an-ı Keriminde şöyle buyuruyor; “O Halde, Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser suresi 2)
Rasûlullah Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim gönül hoşluğuyla ve sevabını yalnız Allâhü Teâlâ’dan bekleyerek kurbanını keserse, (bu kurban) o kimse için cehennem ateşinden (koruyan) bir perde olur.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Rasûlullah Efendimiz sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem buyurdular: “Bayramlarınızı (teşrîk) tekbîr(i) ile süsleyiniz.” (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Evsat)
Muhterem Müslümanlar,
Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci günleri ile on birinci, on ikinci gecelerinde kurban olma şartlarını ve sebeplerini taşıyan, ibadet ve Allâh’a yakınlık niyeti ile kesilen deve, manda, sığır, koyun ve keçi gibi beş nevi hayvana kurban denir.
Zarûrî ve aslî ihtiyaçlarından ve borçlarından sonra nisab miktarı malı olan her Müslümanın senede bir kere Kurban Bayramı günlerinden birinde kurban kesmesi vaciptir. Birinci gün kesmek efdaldir, çok büyük ve çok daha faziletlidir.
KURBAN KESMENİN FAZİLETİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• “Kurban Bayramı günü, Allâhü Teâlâ indinde, günlerin en büyüklerindendir.”
• “Kurban kesiniz ve ona iyi muâmele ediniz. Muhakkak bir kimse kurbanını alır, onu kıbleye çevirip keserse, kıyamet gününde o kurbanın kanı ve tüyü, onu koruyan iki kale olur. Muhakkak kurbanın kanı, Hz. Allâh’ın muhafazasında toprağa düşer. (Kurban keserek) azıcık bir infâk (yani Allah rızası için harcama) sebebiyle çok mükâfâta nâil olursunuz.”
• “Kim, Kurban Bayramı gününde kesmek için kurbanına yaklaşırsa, Allâhü Teâlâ’nın rahmeti de cennette ona yaklaşır. Kurbanını kestiği zaman, kanından akan ilk damla ile birlikte Hz. Allah, onu mağfiret eder. Allâhü Teâlâ, o kurbanı kıyamet gününde (kabirden) mahşere kadar onun için binek kılar, (kurbanın) derisi ve her kılı adedince ona sevap ihsân eder.”
Gücü yeten kimsenin, Allah rızası ve şefâate nâil olmak niyetiyle Peygamberimiz (s.a.v.) Hazretleri için bir kurban kesmesi menduptur.
Aliyyü’l-Murtezâ (k.v.) biri kendisi için, biri Resûl-i Ekrem Efendimiz için olmak üzere iki koç kurban eder ve ‘Resûlullah (s.a.v.), zât-ı şerîfleri için kurban kesmeyi bana vasiyet buyurdular.’ derdi.
Muhterem Müminler,
İbrahim (a.s.) oğlu İsmail (a.s.)’ı kurban etmek gibi büyük bir imtihana tabi tutulmuştur. İslâm âlimi Muhyiddini-arabi hazretleri bu imtihani şöyle izah etmişlerdir. İbrahim (a.s.) tâ âlemi ezelde kendisine bir evlad verildiği takdirde onu Rıza-i ilahi için, Allah rızası için kurban edeceğini nezr etmiş, söz vermiş ve bu nezrini âlemi dünyada tekrarladıkdan sonra aradan geçen zaman içinde unutmuş. Hazret-i Allah Celle Celâlühü kendisini ruya vasıtası ile ikaz buyurunca oğlu Hazret-i İsmail’e hitaben; “Yavrum dedi ‘Ben rüyamda görüyorumki seni kesiyorum. Bak artık sen ne dersin”. Oğlu Hazret-i İsmail; “Ey babacığım” dedi “Ne emir olunursan yap inşaallah. Beni sabr edenlerden bulacaksin.”
Hadisi Şerif’de Peygamber efendimiz (s.a.v) “Belaların en şiddetlisi evvela Peygamberlere sonra derecelerine göre Evliyaullaha yani Allah dostlarına gelir buyurmuşlardır”. Bu Hadis-i şerifin tefsirinde Üstâzım, Hocam, Süleyman Hilmi Tunahan efendi hazretleri “Kurban Cenabu hakkın kullarına büyük bir imtihanıdır. Bu imtihanların en büyüğünü Peygamberler vermiştir. Bütün Nebilerin verdiği imtihanların en muazzamınıda Rasülüllah (s.a.v) efendimiz vermiştir. Nitekim İbrahim (a.s.)’mın bu imtihanına mukabil Peygamber (s.a.v) efendimizinde hanedanından 170 kişinin şehid olacağını bilmesi ve bunu kabul etmesi ki bu bir sırrı kader işi olup belki onların makamı mahmudda ve maiyyeti Hazret-i Rasülüllah’da olabilmeleri içindir.” demişlerdir.
Muhterem Mü’minler!
Yukarıda fazîletini ve keyfiyyetini kısaca îzah etmeye çalıştığımız kurban ibâdeti ile alâkalı hususlarda, meselenin ehemmiyetini idrâk etmiş olmak lazımdır. Şuurlu her mü’mine düşen vazîfe; maddi ve manevi hayatımız için çok büyük ehemmiyet arz eden kurbanı; mümkün olduğu nisbette kesmemenin değil, kesmenin yollarını aramaktır. Bu vecibeyi yerine getirmek için imkanlarımızı zorlamak icab eder.
Allah dostları, Evliyâullâh; bu hususta çok ihtiyatlı hareket etmişler ve insanlara işin ehemmiyetini beyân etmişlerdir. Hattâ Üstâzım, Hocam, Süleyman Hilmi Tunahan efendi hazretleri’de, talebelerine ve etrâfındakilere; Eğer bir kimse bir sene içerisinde borcunu ödeyebilecek durumda ise, borç para alıp yinede bu kurban ibâdetini ifâ etmesinin daha güzel ve kendisi için madden ve manen çok menfaatli olacağını ehemmiyetle tavsiye ve telkîn buyurmuşlardır.
Yine Üstâzım, Hocam, Süleyman Hilmi Tunahan efendi hazretleri kurban ibadetinin ehemmiyetini beyan sadedinde buyurmuşlardır ki:
1-Kurban kesmek gadab-ı ilâhîyi söndürür.
2-Rızâ-i ilâhîyi celbeder.
3-Kurban çok kesilen bir memlekette harb olmaz.
4-Eğer bir insan hali vakti yerinde olup da kurban kesmezse, Hazret-i Allah Celle Celâlühü kurbandan akacak kanı onun ya kendinden veya çoluk-çocuğundan veya malından, ticaretinden, servetinden, varlığından mutlaka bir kan çikaracaktır.
5-Kurbanda çoluk çocuk ve fakir ve fukara icin umumi bir maslahat ve mutlak bir menfaat vardır. Şu sözümü isterseniz defterinize not edin. Sağ olurda bir daha ki sene gelirsem sorarım anlatırsınız. Doktorlar bıçaklarını bilemiş, ameliyat masası başında kurban kesmeyen insanları bekliyor. Kurbanda umûmî bir maslahat ve mutlak bir menfaat vardır. Kurban bayramında afv-ı umûmî tecellî eder”.
Bu vesileyle Mübârek Kurban Bayramımızı kalbi dualarımla tebrik ederim. Kurban Bayramımızın tüm İslam âlemine, Ümmet-i Muhammede, Cennet Vatanımıza ve Aziz Milletimize hayırlar ve bereketler getirmesini yüce Allah’tan Celle Celâlühü niyaz ederim inşaallah. Kurban Bayramımız mübârek olsun. Nice Bayramlara inşaallah. Hayırlı Bayramlar dilerim.
Vesselâm.
Nihat Gülal
İmam-hatib