Rahmân ve Rahîm olan Yüce Allah’ın adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in âli’nin ve Ashâbının üzerine olsun inşaallah. Âmin.
İmanın bir kor gibi olduğu âhir zamanda bizler sırat-ı müstakimden (doğru yoldan) ayrılmamalı, Yüce Allah (c.c) ve Rasulünün (s.a.v) bizlere emrettiği istikamette yürümeliyiz. İşte bu konuda dikkat etmemiz gereken hususlara bir göz atalım İnşaallah…
Muhterem Müslümanlar,
Dünyamız günden güne nefsâni arzu, istek ve hevesler ile kirlenirken; egoizmle zehirlenirken; âhireti dışlayan, adâletsiz, merhametsiz bir karanlığa mahkûm olurken; biz Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) muazzam ahlâkını, âlemlere getirdiği rahmeti, bereketli bir yağmur gibi, insanlığa öğretmeliyiz.
Nitekim Rasulullah (s.a.v) buyurdu:
“Ümmetim bir yağmura benzer, önü mü sonu mu hayırlıdır bilinmez. (Başı da sonu da hayırlıdır.)” (Tirmizî, Edeb, 81)
Demek ki âhir zamanda da ashâb-ı kiram gibi, O’nun has talebeleri gelecek;
“Kardeşlerim” buyurduğu müttakî (Allah’tan korkan) Peygamber âşıkları gelecek. Onlardan olabilmek ne büyük bahtiyarlıktır! Bunun için O’nun sünnetine sarılmak zorunludur. Zira bugün ehl-i sünnet ve’l-cemâat (Peygamber efendimizin ve Ashab-ı kirâmın takip ettiği yol) yıpranıyor.
Peygamber Efendimiz (s.a.v);
“Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necât olacaktır.” buyurdu. Ashâb-ı kiram sordular:
“Yâ Rasulallah! O kurtulan fırka, hangi fırka olacaktır?”
“Benim ve ashâbımın takip ettiği yolu izleyenler…” buyurdular. (Tirmizî, Îmân,18; İbn-i Mâce, Fiten, 17)
Bugün o bozuk fırkalar iyice meydana çıktı.
Bir kısmı ahkâm âyetlerini hâşâ iptal etmeye, hükümsüz bırakmaya çalışıyor.
Bir kısmı hadîs-i şerifleri inkâr ediyor. Rabbimiz ıslah eylesin. Bu dalâletten Rabbimiz bizleri ve evlâtlarımızı muhafaza eylesin. Yüce Allah cümlemizi; Kur’an-ı Hakîm’i ve Rasûlullah Efendimiz’in sünnet-i seniyyesini, râzı olduğu sûrette yaşayan ve yaşatanlardan eylesin inşaallah. Âhir zamanda, Efendimiz’in (s.a.v) müjdelediği o bereketli yağmurun hayırlı bir damlası olabilmeyi hepimize ihsân eylesin! Âmîn!
MEZHEB NEDİR?
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Ve Peygamber, size her ne verirse onu alınız ve sizi nehyettiğinden de sakınınız. Ve Allah’tan korkunuz. Çünkü Allâhü Teâlâ’nın azâbı çetindir.” (Haşr Sûresi, âyet 7)
Muhterem Müminler,
Mezheb, büyük din müctehidlerinin edille-i şer‘iyyeden çıkardıkları meseleler ve hükümler topluluğudur.
Peygamberimiz (s.a.v.) hâli hayatta iken, Müslümanlar her türlü meselelerini Peygamberimizden öğrendiler. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) vefatından sonra ise Sahâbe-i Kirâm’ın önde gelenlerinden büyüklerinden öğreniyorlardı. Mezheb imamları, dinî meseleleri Sahâbe-i Kirâm’dan ve Tâbiîn’den öğrenmişler ve bunları bir araya toplamışlardır. Âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâda bulunmayan hususlarda kıyas ve ictihâd yoluyla hükümler çıkarmışlar ve böylece mezhepler meydana gelmiştir.
Mezheb iki kısımdır: İtikâdda mezheb; amelde mezheb.
İtikâdda hak mezheb; Ehl-i Sünnet ve’l Cemâat Mezhebi’dir.
Bu da Peygamberimizin ve ashâbının itikâd (inanç) ve ameli üzere olanların mezhebidir.
Ehl-i Sünnet ve Cemâat Mezhebi’nin itikâdda imâmları ikidir:
İmâm Ebû Mansûr Muhammed Mâtürîdî Hazretleri, H. 280 (M. 894) târihinde Türkistan’da, Semerkand şehrinin Mâtürid köyünde doğmuş ve H. 333 (M. 945) tarihinde Semerkand’da vefat etmiştir.
İmam Ebü’l-Hasen Eş’arî Hazretleri, H. 260 (M. 873) tarihinde Basra’da doğmuş, H. 324 (M. 936) tarihinde Bağdat’ta vefat etmiştir.
Ehl-i Sünnet ve Cemâat’in amelde hak mezhebi dörttür:
1- Hanefî Mezhebi: İmâmı, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbit Hazretleridir. Adı Nu’mân, babasının adı Sâbit’tir. H. 80 (M. 699) tarihinde Kûfe’de doğmuş, H.150 (M. 767) târihinde Bağdat’ta vefat etmiştir.
2- Mâlikî Mezhebi: İmâmı, İmâm Mâlik bin Enes Hazretleridir. H. 93 (M. 711) tarihinde Medîne-i Münevvere’de doğmuş ve H. 179 (M. 795) tarihinde yine Medîne’de vefat etmiştir.
3- Şâfiî Mezhebi: İmâmı, İmâm Muhammed bin İdrîs-i Şâfiî Hazretleridir. H. 150 (M. 767) tarihinde Gazze’de doğmuş, H. 204 (M. 820) tarihinde Mısır’da vefat etmiştir.
4- Hanbelî Mezhebi: İmâmı, İmâm Ahmed bin Hanbel Hazretleridir. H. 164 (M. 780) tarihinde Bağdat’ta doğmuş, H. 240 (M. 855) tarihinde yine Bağdat’ta vefat etmiştir.
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH içindir.
Rahman olan Allah, dünyada mümin, muminâta ve tüm insanlığa inam ve ihsan edici Allah.
Rahîm olan Allah, yanlız âhirette mümin, müminâta inam ve ihsan edici Allah. Ancak Allah’a ibâdet eder ve Allah’tan yardım dileriz.
Ben Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine Şehadet ederim ki, Muhammed Aleyhisselâm Allahın Kulu ve Rasulü’dur.
Hayırlı ve Bereketli Cumalar dilerim efendim.
Vesselâm
Nihat Gülal