Halis Kökten: “Biz nasıl bir vurdum duymaz toplumuz”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Belçika’da uzun yıllar siyaset yapan Halis Kökten, İşgücü Göçünün 60. yıldönümünün kutlanmaya başlamasıyla ilgili görüşlerini ifade eden bir yazı gönderdi.

Halis Kökten’in yazısında şu ifadeler yer aldı:

2024 el emeği için gurbete gelen Türk ve Faslıların göçün 60.cı yılını kutlamaya başladık.

Evet bugünlere kolay gelinmedi. Bizlere kapısını açan Belçika’nın kaderini yarım asırı geçmiş bir zamanda nice hüzünler,nice umutlar,nice başarılar ve nice fedakarlıklar yaşadık. Bazen Belçika’nın ulusal dertlerini ve bazen toplumsal başarılarını beraberce paylaştık.

2024 yılı bu gurbetlik serüveninin 60.cı yılını kutluyarak taçlandıracağız.

Maalesef bu kutlamalar 50.cı yılında olunduğu gibi pek farklı olmayacağını göreceğiz gibi geliyor bana.

Sağda solda bir iki etkinliklerde lay lay lom hareketlerine şahit olacağız yine.

İşin içine birde Belçikada genel seçimlerine denk gelmesi bu kutlmalara politik atmosfer yaşatacağı kesin.

Bazı derneklerimiz sübvansiyon kapma telaşına düşmüş durumda bıle. Bazı politikacılarımız seçimlere denk gelen bu kutlamalarda oy kampa peşine düşmüşler bile.

Şimdiden bazi belediye başkanları bunun farkındalığından yararlanarak dernek yöneticileri toplamaya başladılar bile.

2024 yılında çeşitli sektörlerde etkinlikler organize etme telaşındalar.

Nacizane görüşüm bu kıytırık projelerle bir,iki aktivitelerde geçiştirmelik olacağından dolayı çok üzücü bir durum sergileneceği kanaatındayım.

Gonul isterdi ki kalıcı bir global etkinlik olmasıdır.

Önerilerim:

Göçün adIna bir göçmenlik müzesi oluşturulması

Göçün adına Türklerin ve Faslıların yoğun yaşadığı belediyeler sınırı içinde bir caddeye yada bir meydana Emirdağ,Ankara, yada İstanbul gibi isim verilebilir.

Göçü sembolize edecek bir anıtın dikilmesi. Şahsım zamanında gerçekleştirdiği Nasreddin hoca heykeli gibi.

Topluma fayda verecek bir merkez binanin mallığına tahsis edilmesi. Bu binada resmi kurumlarin iştirakiyle sosyal alanda faaliyetlerin edinilmesi. Bir Türk evi ideal olur.

Brüksel’de Türklerin yoğun yaşadığı belediyelerin ortak çalışmasıyla bir spor kompleksin kurulması.

Anadolumuzun zengin kültürlerini yansıtan faaliyetler oluşturulması. Turk mutfak evi,folklor grupları, müzik akademisi,ata sporumuz güreş ve okçuluk ekolu acılması.

Toplumun kanayan yarası olan gençlerimize kötü tuzaklardan koruyacak bir merkezin oluşturulması.

Ailelerin dagilmalari karşılık bir merkezin oluşturulması.

İhtiyar insanlarimizin barınacağı bir huzur evinin derhal tahsis edinilmesi.

Bu önerilerimin bir kısmıdır.

Bazen iğneyi kendimize batırmalıyız ve topluma yönelik sorumluluğumuzun farkina varmalıyız.

60 yılını verdigimiz bir zamanin sadece gelip geçici şeylerle şavuşturmamıza bir anlam vermek gerçekten zoruma gidiyor.

Bu fikirlerimi sunarken hiçbir politik rant peşinde olmadığımı belirtmek isterim.

Amacım bu ülkede diğer milletlerle beraber yaşarken kendi kimliğimizi taşıyabilecek bir nesil olmasında faydalı olma gayemdir.

Ayrıca 60 yıl aşamasında nice fedakar vefat etmiş insanlarımızı ihya etmekte bizlerin vicdani görevi olduğunu hatırlatmak isterim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.