“Hâl-i pür melâlimiz” / Ahmet Urfalı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Söze; içler acısı, can sıkıntısıyla dolu durumumuz anlamında deyimleşen eski bir ifadeyle girmek istedim; hâl-i pür melâlimiz.

Merhum Ziya Paşa bir gazelinde;

“Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm

Dolaştım mülk-i İslâm’ı bütün virâneler gördüm.”  (Müslüman olmayan ülkeleri gezdim, şehirler, gösterişli yapılar gördüm,İslam ülkelerini dolaştım, hep harabeler gördüm.) diyerek hüznümüze sebep olan durumumuzu açıklamıştı. Savaşlar, tartışmalar, ölümler, kıyımlar, kavgalar, soygunlar, cahillikler ve daha nice insanlık dışı uygulama ve davranışlar neden hep İslâm beldelerinde görülmektedir? İnsanı, eşref-i mahlûkat gören son dinin mensupları, niçin  akletmeyip  düşman tuzağına düşmektedir?  Sömürgeci milletler, uyanık olması gereken inançlı halktan nasıl olur da yerli işbirlikçiler bulabilir?

İslâm ülkelerini yeniden yapılandırmayı amaçlayan ve bu yüzden mezhep / etnik yapı üzerinden kışkırtmalarla aynı dinin insanlarını birbirine kırdırmaktadır. Sonuç, çarpışanlardan birinin değil, kışkırtanların zaferi olmaktadır.

Her zaman içinkaynak ve pazar ihtiyacı bulunan batılı devletler, sömürmekle doymadıkları İslâm ülkelerini ; “Arap Baharı” ve “Büyük Ortadoğu”, “Ilımlı İslâm” projeleri adı altında kıskaca almışlardır. Bizim de içinde olduğumuz ve eş başkanlığını devletimizi yöneten kişilerin yaptığı bu projeler elbette hayrımıza değildir. Barış sözü tarihin hiçbir döneminde  bugünkü gibi  ‘’savaş’’ anlamında kullanılmamıştı. Demokrasi de ayrıştırma ve bölme karşılığına gelmemişti.

Artık her İslâm ülkesinde ayrılık, bölücülük ve ölüm kol geziyor . Nasihatlere, uyarılara karşı diller susmuş, gözler körleşmiş, kulaklar tıkanmıştır. Mehmet Akif merhumun ikazına şaşı bakılmıştır:

“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” Yine Akif’in deyişiyle; “Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız.”

Biz bu buhranları kendi öz değerlerimize güvenerek ve inanarak aşacağız Sözü İkbal’in Dünya Bizimdir şiiriyle bağlamak yerinde olacaktır:

 

“Çin bizim, Arabistan bizim, Hindistan bizimdir.

Biz Müslümanız, bütün dünya bizim vatanımızdır.

Bizim gönlümüzde tevhidin emaneti vardır.

Adımızı sanımızı kaldırmak kolay değildir.

Dünya puthanesinde Allah’ın ilk evinin muhafızıyız,

Ve oda bizim koruyucumuzdur.

Kılıcın gölgesinde büyüyerek gençleştik.

Hilalin hançeri bizim milli sembolümüzdür.

Batı vadilerinde bizim ezanımızın sesleri çınlamıştır.

Hiç kimse bu akan seli durduramamıştır.

Ey gök! bizim batıldan korkumuz yoktur.

Yüz kere biz, yüz kere siz bizi imtihan etmiştiniz.”

Ahmet Urfalı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.