“Gıybetin fenalığı ve çirkinliği”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Rahmân ve Rahîm olan Yüce ALLAH’in (c.c.) adıyla…

Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in âli’nin ve ashâbinin üzerine olsun inşaallah. Amin.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ’yı zikrin dışındaki sözleri, çok konuşmayınız. Çünkü Allâhü Teâlâ’yı zikrin dışındaki sözleri çok konuşmak, kalbin katılaşmasına sebeptir. Muhakkak insanların, Allâhü Teâlâ’dan en uzak olanı, kalbi katılaşmış olanıdır.” (Sünen-i Tirmizî)

Muhterem Müslümanlar,

Günümüzde en büyük manevi hastalıklardan birtanesi olan, kalbimizin katılaşmasına ve kararmasına sebep olan, işlediğimizde günah olan, ibadetten ve Yüce Allah’ın Celle Celâlühü zikrinden bizleri uzaklaştıran Gıybetin fenalığı ve çirkinliği ile ilgili meseleyi Kur’an-ı Kerimden Âyet-i Kerîmeler ve Peygamber efendimizin (s.a.v) Hadis-i Şerifleriyle sizlere aktaralım inşaallah. Din-i Celil-i İslam’ın uygun görmediği ve yasakladığı her hâl ve hareketten kendimizi, ailemizi, akrabalarımızı ve çevremizi sakındırmaya çalışalım. Her türlü fenalıktan, azgınlıktan, çirkin hallerden ve fiillerden kaçınalım inşaallah.

GİYBET NEDİR?

Gıybet; birinin gıyâbında, işittiği takdirde hoşlanmayacağı şeyler söylemek, onu çekiştirmek demektir ki dinimizde günahtır. Bir kimsenin bedeninde, soyunda, ahlâkında, işinde, sözünde, dininde ve dünyasına ait hususlarda noksanını hattâ elbisesindeki kusurunu arkasından söylemek gıybettir. Akıl sahipleri ve faziletli kimseler gıybet etmezler.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Gıybetin ne olduğunu bilir misiniz?” buyurunca Ashâb-ı Kirâm “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” dediler. Buyurdular ki: “Din kardeşin hakkında onun hoşlanmayacağı şeyler söylemendir.” “Söylenilenler o kimsede varsa?” diye sorulduğunda, “Onlar din kardeşinde varsa gıybet etmiş olursun. Şâyet onda yoksa iftira etmiş olursun.” buyurdular.

İnsanların yanında başkalarından bahsederken, onun ayıplarını ve kusurlarını anlatmamalıdır. Eğer onun için söylediğin ayıp sende de varsa, bu ayıplaman; bir âmânın diğer bir âmâyı ayıplaması kabîlinden olur. İmam Zeynelâbidîn (r.a.): “Gıybet, âciz insanların işidir.” demiştir.

Müslüman’ın Müslüman’a kötü söz söylemediği, gıybetini yapmadığı bir kardeşlik içerisinde olalım inşaallah…

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Keriminde, müminler arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu edenlerin ahirette sıkıntı bir durumla karşılaşacağını şöyle bildirmektedir; “Müminler arasından hayâsızlığın yayılmasını arzu edenlere, işte onlara, dünya ve ahirette can yakıcı azap vardır. Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.” (Nûr suresi, 19 âyet-i kerîme)

Muhterem Müminler,

Toplumumuzda vazgeçilemeyen yanlışlıklar arasında gıybet etmek, kötü, küfürlü, şerli, gönül kıran söz söylemekte üzülerek görmekteyiz ki mevcuttur. Oysaki Müslüman’a, gıybet etmek, kardeşine kötü sözler söylemekte yasak kapsamına alınmıştır.

Kur’an-ı Kerimde gıybet yasağı bizlere şöyle bildirilmektedir;

“Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Allah’tan sakının, şüphesiz Allah tövbeleri daima kabul edendir, acıyandır.” (Hucurât suresi, 12 âyet-i kerîme)

Ebu Hureyrenin rivayet ettiği ve zaman zaman hatırlatılan bir hadiste Efendimiz (s.a.s) gıybeti şöyle tarif etmektedir. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

  • “Gıybet nedir, bilir misiniz?”
  • Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber:
  • “Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır” buyurdu.
  • Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa ,ne dersiniz?” diye soruldu.
  • “Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir,” buyurdu. (Müslim)

Üzülerek görmekteyiz ki günümüzde küfürlü konuşmalar yaygın hale gelmiştir. Oysaki Müslüman’a küfür etmek fasıklık alametidir. Biz bunu Efendimiz (s.a.s)’den şöyle öğrenmekteyiz.

“Müslüman’a sövmek fâsıklık, onunla savaşmak küfürdür.” (Buhârî)

Peki, nasıl konuşacağız. Efendimiz bir hadislerinde konuşmayla ilgili nasıl bir davranış modeli benimsememizi veciz bir şekilde bizlere şöyle aktarmaktadır.

“Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî)

Âyet-i Kerîmelerde ve Hadis-i Şeriflerde görmekteyiz ki; elinden ve dilinden müminlerin emin olmadığı kimse gerçek anlamda iyi bir Müslüman olamamış demektir. Hayır söylemeyi beceremediğimiz zamanlarda susmak en güzel numunedir. Çünkü “söz gümüşse sükût altındır.” Söylemiş olduğumuz her şey kayıt altına alınmakta ve ahirette mutlaka karşımıza çıkartılacaktır.

Müslüman’ın Müslüman’a koğuculuk yapmadığı, lafını taşımadığı bir kardeşlik içeridesinde olalım inşaallah…

Yüce Rabbimiz koğuculuk yapanlara itibar etmememizi bizlere bildirmektedir. 

“Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.” (Kalem suresi, 10-14 Âyet-i Kerîmeleri) 

Koğuculuk (nemime) olarak ifade edilen laf taşımak Müslüman’a yakışmayan sıfatlardandır. Ayrıca böyle davranışlar sergileyenlerin cennete giremeyeceği uyarısı vardır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) hadislerinde şöyle buyurmaktadır. 

“Koğuculuk yapan cennete giremez.” (Buhârî) 

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanından geçmekte olduğu iki mezar hakkında şöyle buyurdu:

“Bu ikisi, kendilerince büyük olmayan birer günahtan dolayı azâb görüyorlar. Evet, aslında (günahları) büyüktür. Biri koğuculuk yapardı. Diğeri ise, idrarından sakınmaz, iyice temizlenmezdi.” (Buhârî)

Müslüman’ın Müslüman’ı hor görmediği, onu alaya almadığı ona lanet etmediği bir kardeşlik içerisinde olalım inşaallah…

Müslümanları hor görmek, alaya almak ve onlara lanet etmek Müslüman’a yakışmayacak davranışlardandır, Kur’an ve sünnette yasak kapsamına alınmıştır. Yüce Rabbimizin ayetleri ve Sevgili Peygamberimizin bu husustaki hadisleri şöyledir;

“Ey inananlar! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar, belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır. Tevbe etmeyenler, işte onlar zalimlerdir.” (Hucurât suresi, 11 âyet-i kerîme)

Yüce Allah Celle Celâlühü biz Müslümanları, biz Müminleri, biz Ümmet-i Muhammedi her türlü gıybetten, koğuculuktan, nemimeden ve Müslüman din kardeşlerimizi alaya almaktan, hor görmekten bizleri muhafaza buyursun inşaallah. Böyle manevi hastalıklarımız var ise tez zamanda Yüce Rabbimiz bizden, kalbimizden gidersin inşaallah. Şeytanın ve Nefsimizin şerrinden bizleri muhafaza buyursun inşaallah. Din-i Mübin-i İslamın caiz görmediği her hâl ve hareketten bizleri muhafaza buyursun. Bizlere idrâk ve şuur ihsan eylesin. En güzel ve En doğru şekilde İslam kardeşliği içerisinde yaşamayı bizlere nasib ve müyesser eylesin inşallah. Hazret-i Allah Celle Celâlühü hepinizden ve hepimizden razı ve memnun olsun inşaallah. Cuma günümüz mübarek olsun inşaallah. Hayırlı ve Bereketli Cumalar dileriz. Âmin.

Vesselâm
Nihat Gülal
İmam-hatib

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.