“Ey güzel Kırım”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Akyar’da bir marş yükselir semaya. Bu marştır Anadolu yaylasından imdat dileyen Kırım Türk’ünün sesi, nefesi:

‘’Sivastopol önünde yatar gemiler

Atar da nizam topunu, yerle gök iniler

Yardımcıdır bize kırklar yediler

Sılasına kavuşmaz aslan yiğitler

Aman da kaptan paşa emir ver bize

Sılada nişanlımız duacı size’’

Selamlar gider Horasan’dan, Çağatay’dan, Diyar-ı Rum’dan Deşt-i Kıpçak kara yazgılı Kırım’a :

‘’Sivastopol önünde yıkık minare

Düşman dedikleri gelmez imâne

Erenler geliyor bize imdâde

Aman da kaptan paşa emir ver bize

Sılada nişanlımız duacı size ‘’

Kim duyar bizi bizden başka, kim yürek ürperişlerimizin yankısı olur. Her ne beklersek kendimizdendir, her ne görürsek kendimizdendir.

‘’Sivastopol önünde musalla taşı

Sırma kılıç kuşanmış Arap binbaşı

Ölürsek şehidiz, kalırsak gazi

Aman da kaptan paşa izin ver bize

Sılada nişanlımız duacı size ‘’

Kırım; Anadolu’ya kavuşmak için Karadeniz’e sokulur, kucak açar. Ses vermez Anadolu. Anadolu, yetimdir, çaresizdir. Acısını içine damlatır.

İsmail Gaspıralı’nın feryadıdır Türk’e ‘’Tercüman’’ olan ‘’dilde, fikirde, işte birlik ‘’ sözü. Oysa hep gönüllerde saklı kalır dilekler. Cesedi, Sen nehrinden çıkarılan Buğra Alp Giray’dırgözyaşlarımızdaki hüzün:

‘’Uzaklarda yurdum, burdan çok uzak

Her mevsim güneşli, masmavi göklü

Camili, kubbeli, kümbetli, köşklü…

Hele insanları Alp’li, Giray’lı…

Yok haber onlardan, baba evinden ‘’

Sürgün yolunda başlar ağıtlar, ciğerler parçalanır örsle çekiç arasında ;

‘’Alusta’dan esen yeller yüzüme vurdu,

Balalıktan yetiştiğim evde gözyaşım düştü.

Ben bu yerde yaşamadım,

Yaşlılığıma doyamadım,

Vatanıma hasret oldum

Ey Güzel Kırım ‘’

Karadeniz’in karanlık sularında ölüme gönderilen Kırımlı’nınağıdıdır insanlığın bitmeyen dramı. Ve bu ağıtlar, Karadeniz çırpındıkça Anadolu sahillerine dalgalarla vuracak:

‘’Biz Kırım’dan çıkarken

Kar yağmadı kan aktı

Anam babam kız kardeşlerim

Gözleri dolu yaş kaldı

Gökten uçan uçakların

Kanatlarını kim yazar?

Şu Kırım’da da ölen cağ yiğitlerinin

Cenazelerini kim kılar?

Kaçardım ben Akyar’dan

Karadeniz olmasa

Asardım kendimi

Annem babam olmasa’’

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’dur önderin adı. Dev yürekli, dev düşünce ulu kişidir o. Acının, çilenin içinden doğup gelmiştir.

Onun ‘’ Elbette Türkiye bizim kardeşimiz. Hapisteyken, ‘buradan nasıl çıkarız sağ salim bir şekilde’ diye dua ediyordum, Allah nasip etti Sovyetler de dağıldı, vatanımıza da döndük. Eğer çocuklarımız milli kimliklerini, din ve imanlarını kaybedecek olurlarsa o millet yok olur. Şimdi esas mücadelemiz bu.’’ deyişi kulaklarımızda çınlamaktadır.

Şimdi Kırım’ın hicran tüten toprağı, yarası kabuk bağlamayan halkı yeni sınavların yalazında sınanmaktadır. Bu sınav, aynı zamanda bütün Türk dünyasının da olacaktır.

Ahmet Urfalı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.