“Eğitimde sınıfta kaldık”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eğitimde sınavda kalıyoruz 

Bugüne kadar yazdığım makalelerde belki her birinde eğitime değinmişimdir.  

Bu benim olmazsa olmazlarımdandır. 

Çevreme baktığım da, ki bunu okul döneminden beri yapıyorum, eğitimde, özellikle yüksek okullarda ne kadar az sayıda olduğumuz her zaman dikkatimi çekmiştir. 

Bu kez sayılar üzerine bir araştırma yapma gereği duydum. Ekonomi ve paraya olan düşkünlüğümüz sayılarla bazı şeyleri daha iyi anlamamıza neden olduğu için bu kez sayılarla Belçikalılar ile Belçikalı Türkler arasında ki farkı göstermeye çalışacağım. 

SID-survey ve KU LEUVEN’ın araştırmalarını referans olarak aldım, bu araştırmalar ise Türkiyede dahi bilinen PISA sonuçlarından geliyor. 

Araştırmalar Türk ve Kuzey-Afrika kökenli gençleri kapsadığı için bu ikisindende sayılar vereceğim. 

Bu araştırmalar 0-3 yaş arası çocukları kapsamadığı için sayılar veremiyorum.  

Hayata yeni gözlerini açmış ve tamamen bilgi toplama odaklı bir yapıya sahip olan bu yaşta ki çocuklar eğitimini tam anlamı ile aile içerisinde alıyorlar. Evde ebeveynler arası ve çocuklara uygulanan şiddet ne yazık ki ileride çok büyük sorunlara neden olabiliyor. Çocuktur anlamaz hatırlamaz demeyin, insanın daha çözülememiş muazzam bir bilinçaltısı var, ki beyin gelişiminin 3 yaşına kadar sürdüğünü de düşünecek olursak şiddettin nelere yol açabileceği malumunuzdur.  

Çocuklara bu dönem ve bir sonra ki  (3-6 yaş grubu) evde olabildiğince DOĞRU ilgi ve destek gereklidir. Doğru ilgi diyorum çünkü abartılı ilgide hiç ilgi vermemek kadar tehlikelidir. İleride bu alışık olduğu ilgiyi ev dışında bulamamak bunalımlara ve depresyonlara sebep olduğu bilinir. 

Bir sonra ki kritik dönemse 3-6 yaş arasıdır. Bu yaşlarda beyin tamamen eğitime odaklıdır. Okul ve ailede gördüklerine göre çocuk şekillenmeye başlar. Burada ki yanlışlara zamanında müdahale edilmez ise aşağıda da sayılarda göreceğiniz gibi ileri yaşlarda okul hayatında sorunlara neden olacaktır. Burada mesela her günün sonunda okulda yaptıkları ve öğrendiklerini sorabilirsiniz. Unutmayın ki konuşmak hala en iyi anlaşma yöntemidir, helede söz konusu çocuklar ise bu kesinlikle gereklidir. 

Sayılarda da göreceğimiz gibi ne yazık ki ters yönde ilerlediğimiz anlaşılıyor.  

Ilkokul ile beraber eğitimde geri kalma sayıları Türk ve Kuzey-Afrika gençlerinde %9 ila %13 arasinda, bu sayı eğitim süresince artmaya devam ediyor. 

Bunun sonuçu olarak ortaokula başlayan Türk ve Kuzey-Afrikalı gençlerin %71 ile %73’lük kısmı tam yaşlarında devam edebiliyor. Yani gençlerimizin %27 ila %29’u kadar daha ilkokulda  en az bir kez sınıfta kalıyor. Bu sayı Belçika kökenli gençlerde %10. 

Eğitimde geri kalma bu senelerde ise en çok Türk kızları (%52) ile Kuzey-Afrikalı erkeklerde (%46) görünüyor. 

Bununla beraber gençlerimizin ortaokulda Belçika kökenli gençlere göre (%10) daha çok mesleki lise seçtiği dikkat çekiyor (neredeyse iki katı). Mesleki lisenin çoğunluğu ise Türk kızları (%50) ve Kuzey-Afrikalı kızlar (%41) oluşturuyor. 

Eğitim hayatın başlarında geri kalmak gelecek için motivasyon düşürücü olacaktır. Gençlerimiz eğitimde bu kadar zayıf kalmasının sebebi evde ki kullanılan farklı dillerden kaynaklı olabilir, bunun için de ebeveynler o dillere odaklanıp çocuklarına yardımcı olmaları gerekir (öz Türkçeyi her zaman öğretin tabii ki).  

Ayrıca çocukların eğitimleri ile ilgilenirken yalnızca bildiğinizi anlatıp bilmediğinizde başınızdan savmayın.  Oturup çocuğunuzla beraber o anlamadığınızı anlamaya çalışmak, sosyal medyalarda gezmek yerine dersleri üzerine beraber araştırma yapmak belki de motivasyon artırıcı olabilir. 

Ne dersiniz?  

Ortaokul ve lise de ise yine aynı şekilde sayılarda ki farklar göze çarpıyor. Ortaokul ve lise’de Belçika kökenli gençlerin sınıfta kalma sayısı erkeklerde %38 ve kizlarda %24 iken yabancı kökenli gençlerde bu sayı erkeklerde %49 ve kizlarda %35 olarak verilmiş. 

Ayrıca takip edilen eğitim biçiminde bir dizi dikkate değer farklılıklar görüyoruz. Belçika kökenli kızların yarısı lise sonda düz lise (General – ASO) okurken bu sayı Kuzey-Afrikalı kızlarda %30, Türk kızlarında ise %16’a kadar düşüyor. 

Aynı şekilde mesleki liseye baktığımızda bu sayılar tamamen tersine dönüyor. Belçika kökenli  kızların %20’si bu bölümü seçerken, bu sayı Kuzey-Afrikalı kızlarda %49’a ve Türk kızlarında ise %60’a kadar çıkıyor. 

Erkeklerde de bu rakamlar pek farklı değil. Belçika kökenli erkeklerin %44’u düz liseye (General-ASO) devam ederken Kuzey-Afrikalı erkekler de bu sayı %25’e Türk erkeklerinde ise %20’e kadar düşüyor.  

Mesleki lise de ise bu sayı Belçika kökenli gençlerde %20’i iken Kuzey-Afrikalı ve Türk erkeklerinde %50. Bu sayılar teknik liselerde de büyük benzerlik gösteriyor. Teknik liselerde ise çoğunluğu yabancı kökenli erkekler oluşturuyor. 

Ne yazık ki yukarı da verilen sayılar gençlerimizin bu okulları diploma alarak bitirdiği anlamına gelmiyor. Bu konu üzerine de yapılan araştırmada sayılarda acı tabloyu bizlere yine gösteriyor.  

Araştırmaya göre Belçika kökenli  gençlerin yalnızca %13’u diploma almadan liseyi terk ederken, bu sayı Kuzey-Afrikalı ve Türk gençlerin de %45 civarında. 

Özelikle kızlar arasında ki farklar göze çarpıyor. Belçika kökenli kızların yalnızca %7’i lise terk iken, Kuzey-Afrikalı kızlarda bu sayı %41 ve Türk kızlarında ise %43’e kadar yükseltiyor. 

Gençlerimize bu dönemlerde çevre tarafından ergen etiketi yapıştırıp işe yaramaz bir şey muamelesi yapmak dışında bir de çocuklarının içine düşen aileler var. Şu abartıyı sevdiğimiz kadar her şeyin orta yolunu bulsak bütün sorunlarımız çözülecektir. 

Çocuklarınız ile konuşmamak kadar kötü olan bir diğer konu ise, tekrar söylüyorum, her istediğinin yapılması ve abartılı şekilde ilgi verilmesidir. Biri kendi içine kapanmaya müsaitken bir diğeri dünyanın sahibi olduğunu düşünebilir. Bunların her ikisi de sağlıklı durumlar değildir ve bütün hayatını etkileyecektir, eğitim de etkilenen konularda başı çekecektir. 

Yüksek okul için yeterince bilgi bulamadığım için burada paylaşmayacağım. Ama sayıların yüksek okul/universitede’de daha acı bir tabloya dönüştüğünü ben dahil bütün okuyucularımın da bildiğine inanıyorum. 

Şimdi oturup düşünmemiz gerekiyor. Bugüne kadar bunları görüp neler yaptık? Gençlerimizi azarlamak, ‘okumaz bu’ diye psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamak dışında? 

Bu kadar mi önem vermiyoruz geleceğimize? 

(bilgiler yalnızca Flaman Bölgesine aittir, Brüksel ve Valon Bölgesi dahil degildi) 

Makale çalışmamda bana yardımcı olan sevgili ögretmen Özlem Özer Sağlam’a teşekkür ederim. 

Cem Sonakalan

kaynak;  

https://onderwijs.vlaanderen.be/nl/onderwijsstatistieken

https://www.statistiekvlaanderen.be/sites/default/files/docs/VMIM-samenvatting-sid-monitor.pdf

https://www.statistiekvlaanderen.be/nl/bevolking-naar-nationaliteit

https://www.unia.be/files/Documenten/Publicaties_docs/Diversiteits_Barometer_Onderwijs_-_Technisch_rapport-_Post_1_Vlaanderen.pdf 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.