Müslüman Anadolu evladı otağını kurduğu her yerde bayrağını dalgalandırır, müezzinller ezanı semalarda yankılandırır, geçtiği yerde iz bırakıp tarih yazar.
Bu hizmetleri yürütmek bizleri sayğın ümmet sayğın millet yapar.
Güzele güzel demek güzel olmayanı eleştirmekte yine bu saygın milletin fertletine düşer. Son zamanlarda yaşadığım ülke Belçikanın brüksel bölgesinden izlenimlerim oldukca farklı fikirler yürütmeme sebep oldu. Fazla uzun yazıp zaman kaybına sebep olmamak için kısadan konuya temas etmeye çalışacağım. 3 nesildir buralarda mekanlar alıp camiler dernekler kuruyoruz bu dernekler ve mescidlerdeki salonları lokalleri özel gün ve gecelerimizde kullanalım gayesi ile ilerletmeye çalışırken.
Ne oluyorsa, hangi aklı evvel beyinlerimize giriyorsa iftar yemeklerini cami dernekleri olarak bu lokallerimizde değilde lüks restorantlarda vermeye başladık.
Aziz milletten, saygın ümmetten cami önlerine sergi serilerek santim santim fıtır sadakası,zekat toplayarak fakirin fukaranın hakkını lüks restorantlarda hiçte iftar yemeğine ihyiyacı olmayanlara ikramda bulunarakmı bu hizmeti gerçekleştirdiğinizi düşünüyorsunuz.
Kaynaşma ve bu geleneği sürdürmekse gayemiz bu kurduğumuz manevi çatılar altındaki lokallerimizde küçükte olsa mescidlerimizde bu manevi havayı teneffüs ettirmeye çalışalım! Dedikse beyler haşa dindenmi çıktık?
…
Camiler zengine açtı sofrasın
Fakir ister doysun ister doymasın
Çıplaksa kıçı, bulursa kumda oynasın
Ağam paşam davetlim, kimse darılmasın.
*
Abdilim santim santim biriken para
İftar sofrasında peşkeş çekilir dostlara
Karalar kara içinde, öbürü dünden kara
Ballı börek var, hazırlanın birdahaki iftara.
*
Kimin parasını nerde kiminle yiyorsun
Dün hutbede yetimi gözetleyin diyorsun
Kaç yüzün var, hangi yüzle poz veriyorsun
Bayramlık kostümündemi bizim cepten.
Abdil Göktekin
