“Ben Müslümânım! Müslümân yılbaşı kutlamaz!”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Rahmân ve Rahîm olan Yüce Allah’ın (c.c.) adıyla…

Hamd âlemlerin Rabbi Allah (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’in, âli’nin ve Ashâbının üzerine olsun inşallah.

Muhterem Müslümanlar,

Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v) bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Tebliğ vazifesinin sınırları bütün âlemi içine alır. Dünyada ve Kainatta hiçbir topluluk bu çemberin haricinde değildir. İnsanlığı İslam’a ve İslam kardeşi olmaya davet etmişler, hiç bir toplumda bulunmayan düşünce, hareket, ve yaşayışı tesis etme gayretinde olup, taklitten uzak, Yüce Allah’ın (c.c) emirleriyle Sünnet-i Seniyyeyi yani birleştirerek yepyeni bir hayat tarzı tesis etmişlerdir.

Sevgili Peygamber efendimiz (s.a.v) bir hadis-i Şeriflerinde “Kim bir kavme benzemeye azmederse o ondandır.” buyurarak, ümmetini gayri müslimlere benzemek ve onlara derin sevgi beslemekten sakındırmışlar; sünnet-i seniyyeleriyle de bunu fiilen tatbik etmişlerdir, gayrimüslimler saçlarını uzatmışlarsa, Peygamber efendimiz (s.a.v) kısaltmıştır, onlar birgün oruç tutmuşlarsa, Allah’ın Rasulü (s.a.v) iki gün tutmuştur. Ahzab suresinin 2.inci âyet-i kerimesinde “Şânım hakki için muhakkak ki size Rasülüllah’da (s.a.v) pek güzel numune vardir.” buyurulduğu üzere taklid edilecek, sadece yüce Allah’in Rasülü Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’dir.

Muhterem Müslümanlar,

Yaklaşık bir yıldır tüm dünya gözle görülmeyen bir salgın hastalığa karşı mücadele veriyor. Tüm insanlık salgın hastalığa karşı tedbir almış durumda. Hastalığın meydana gelmesinde birçok sebepler vardır elbette. Biz Müslümanlar her zaman içinde yaşadığımız dünyada meydana gelen durumlara İslami çerçevede bakarız. Ve İslami açıdan baktığımızda, Müslümanların Hazret-i Allah’ın Celle Celâlühü emirlerinden, yasaklarından, iki Cihan serveri Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa Sallallâhu Aleyhi ve Sellem efendimizin Sünnet-i Seniyyesinden uzaklaştığına şahit oluyoruz. Müslümanlar olarak Müslümanlığa, İslama yakışmayan hal ve hareketleri yapiyoruz. Bazen belkide isyana kadar da gidebiliyoruz. Böyle bir vebâ hastalığının meydana gelmesini hiç kimse tahmin bile edemezdi. Bakınız imtihan dünyasındayız ve Rabbimiz tarafından imtihan olunuyoruz. Hazret-i Allah Celle Celâlühü bizleri dünyada yaptığımız fiiller ve işlediğimiz günahlar neticesinde bu gibi bir salgın hastalıkla imtihan edebilir. Bunu farkında olmamız lazımdır. Salgın hastalığının meydana gelmesiyle birlikte Hazret-i Allah’ın beyti Kabe-i Muazzama kapandı, gidemiyoruz! Camiler kapandı, gidemiyoruz! Cuma namazları yasaklandı, gidemiyoruz! Acaba bizler çok mu günah işledik? Hazret-i Allah’ın Celle Celâlühü bizlere bahşettiği nice nimetlere karşı şükürsüzlük mü ettik? Bunları birer Müslüman olarak kendimize sormamız lazımdır. Tüm bunları yaptığımız için belkide bugün bunun için namaz kılamiyoruz, Hazret-i Allah’in huzuruna çıkamıyoruz. Bizler Hazret-i Allah’a (c.c.) âsî mi geldik? Peygamber efendimizin bizlere Yüce Allah Celle Celâlühü tarafında getirdiği ve tebliğ buyurduğu hususlardan, sünnetlerden, hal ve davranışlardan kaçtık mı? Yüz mü çevirdik! Tüm bu soruların derdine düşmemiz gerekiyor. Kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor. Onlardan olmamak için kendimizi gayrı muslimlere benzetmeye çalışmayalım. “Ben Müslümanım!, Müslüman gayrı Müslime benzemez.” “Ben Müslümânım! Müslüman yılbaşı kutlamaz!” diyebilelim Muhterem Müslümanlar.  Yüce Allah’ın kabul etmediği herşeyi fiili olarak yapmamaya gayret edelim inşaallah! Günah işlemeyi bırakalım! Haram işlemeyi bırakalım! Ve eski alışkanlıklarımızı terk ederek tövbe kapısına yönelelim, Tövbe edelim inşaallah. Rabbimiz bizlere tövbe etmeyi nasib eylesin. Bizlere uyanmayı nasib etsin insaallah. Ve tüm insanlığı bu salgın hastalıktan kurtarsın inşaallah.

Bügünlerde Belçikalı ve Avrupalı Hiristiyan komşularımız Noël kutlamalarını ve Yilbaşı âdetlerini kutladıklarına şâhid oluyoruz. Kendi inancının gereğini yapmak herkesin en tabii hakkıdır.

Ancak mel’un Şeytânın tuzağına düşerek, Nefsimizin arzu ve heveslerine kapılarak bildiğimiz ve bilmediğimiz nice hataların, yanlışlıkların ve Hazret-i Allah’in (c.c.) haram kıldığı; alkol kullanmak, zinâ ve fuhuş gibi İslam’ın çirkin gördügü fiilleri işlemek, Kumar ve Piyango oynamak gibi büyük günahların haramların işlendiği, nice imanların yok olduğu, zinâ tohumlarının atıldığı, insanların şeytanlaşıp dünyayı cehenneme çevirdigi, ahlâkın ve mâneviyâtin bozulduğu, Hazret-i Allah’in (c.c.) emirlerinin çiğnendiği, Peygamber efendimiz (s.a.v)’in sünnetine uygun olmayan fiillerin işlendiği bugün ve gecede, müminlerin, müslümanlarını çok dikkatli olmaları, imanı tehlikeye atacak her türlü hâl, hareket ve davranışlardan kaçınmalı ve uzak durulmalıdır. Zira bugünlerde İmânı kaybetmek çok kolay ve İmânı muhafaza etmek ise çok zordur. Yüce Allah (c.c) muhafaza buyursun inşallah.

Milâdi yılbaşı, biz müslümanlara eski senenin bitip yeni bir senenin başladığını hatırlatmanın yanında, ömürden geçen koca bir senenin neler getirip götürdüğünü, acaba lehimize mi? aleyhimize mi? kapandığını, geçen sene içerisinde sevaplarımızın mı? yoksa günahlarımızın mı? daha dazla olduğunun muhasebe ve tefekkürü ile meşgul etmelidir. Dünyanin boş ve fâni olduğunu, ölüme her geçen gün daha çok yaklaştığımızı, Rabbimize ne kadar kulluk ediyoruz? Namazlarımızı dosdoğru kılabiliyor muyuz? Kur’an okuyabiliyor veya öğrenebiliyor muyuz? İlim ile meşgul olabiliyormuyuz? Bir ihtiyaç sahibi kardeşimize yardım edebiliyormuyuz? Peygamber efendimiz (s.a.v)’in sünnetine uygun yasayabiliyor muyuz? Çoluk çocuğumuzu, aileyi efrâdımızı, yakınlarımızı, akrabalarımızı ve çevremizi İslâm’ın emirlerine uymaları için mücadele veriyormuyuz? Iyi bir örnek olabiliyormuyuz? Din-i Mübini İslamı en güzel sekilde yaşayabiliryormuyuz? İyi bir müslüman olabiliyor muyuz? Ve Ben Müslümânım!, Müslüman yılbaşı kutlamaz! diye biliyormuyuz? Bu güzel hasletlerin çabası içinde olmamız gerekiyor.

Yoksa yılbaşı me’laneti çılgınlıklarına ve aptallıklarına karışarak günah defterimizin daha fazla kabarmasına, haramlar ile dolup taşmasına, iman ve itikâdımızın zedelenmesine ve yok olmasina sebeb olmamalıdır.

Öyleyse biz şuurlu Müslümanlara düşen vazife aileyi efradımızı ve çoluk çocuğumuzu yılbaşı mel’anetinden uzak tutup, yemesinde içmesinde, giyim kuşamında, bir değişiklik yapmayıp, bu gecenin zulmetinden, şerrinden emin olup hidayet üzere hayatlarını devam ettirmeleri ve dünyada kafirin zulmü altında inleyen ümmet-i Muhammed’in felâh bulması ve kurtuluşu için dua etmektir.

Gayrı müslimlerin bayramlarında ve âdetlerinden uzak durulmalı, yukarıda Peygamber efendimiz (s.a.v)’in ifade ettikleri gibi onlara benzememeye gayret etmelidir.

Son olarak Hicr suresinin 3.üncü âyet-i kerimesini hatırlatır ve mevzumuza son vererek bu gecenin zulmetinden şerrinden yüce Allah’a (c.c.) sığınırız inşaallah. Hazret-i Allah (c.c.) şöyle buyruyor: “Bırak onları (kendi hallerine) yesinler, eğlensinler! Onları boş bir emel oyalayadursun. Yakında görecekler onlar…” Allah’a emanet olun. Hayırlı ve Bereketli Cumalar dilerim.

Vesselâm
Nihat Gülal
İmam-hatib, Vâiz, Hocaefendi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.