BEL FITIĞI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bel fıtığı insanımızın çok sıklıkla muzdarip olduğu bir rahatsızlıktır. Zira çalışma şartlarının ağır olması bu rahatsızlığın çok görülmesinde asıl etkendir. Belimizde, omurgalardan ve aralarında bulunan disklerden oluşan vertebral kolon yada zincir kemiğimiz bulunmaktadır. Vertebral kolonumuz çeşitli bölümlerden oluşur; cervikal, torasik, lomber. Bu günkü konumuz olan bel fıtığı özellikle lomber bolumu ilgilendirmektedir. Omur kemiklerinin arasında hareketi kolaylaştıran, omurganın dayanıklı olmasını sağlayan ve darbelere karşı koruyucu görev yapan disk şeklinde özel bir bağ dokusu bulunur. Bu disk iç ve dış tabaka olmak üzere iki kısımdan oluşur. Dıştaki tabakanın yapısı bozulunca içte bulunan yumuşak tabaka dışarıya doğru taşar. Bu taşan (fıtıklaşan) kısım omurilik kanalındaki sinirlere baskı yapar ve bu sinirleri sıkıştırır. Bazen de bu fıtıklaşan bölgeden kimyasal maddeler salgılanır ve ağrı hissedilir. Bu şekilde ortaya çıkan hastalığa bel fıtığı denir.

Bel fıtığının oluşmasında yapılan bilinçsiz ve düzensiz hareketler ile ağır yük kaldırmak önemli rol oynamaktadır. Çok hafif bir yük kaldırıldığında bile bel fıtığı ortaya çıkabilir. Örneğin; eğilerek bir şey kaldırdığımızda bu yük sırtımızın her bölgesine eşit olarak dağılmaz. Düzensiz dağılan yük de bel fıtığı oluşumuna neden olur.

Bir diğer neden ise bu disklerin beslenmesinin bozulmasıdır. Yaşımız ilerledikçe bu diskleri besleyen damarlar ve diskteki su miktarı azalır. İçindeki su miktarı azalan ve yeterince besin alamayan disk küçülür. Bu yüzden iki omur arasındaki mesafede azalmış olur. Bu olumsuzluklarla beraber beslenmesi azalan dolayısıyla da oksijen miktarı azalan diskte bir de fiziksel hareketlerden kaynaklanan bozulma görülür. Diskteki hücre sayısı da azalır. Bu etkilerden dolayı kişinin yaptığı yanlış bir hareket sonrasında içteki kısım dışarıya doğru çıkar ve bel fıtığı oluşur.

Bel fıtığı belirtileri genelde bel ve bacak ağrısı ile kendini belirtir. Bazen sadece bel yada sadece bacakta da agrı olabilir. İleri safhadaki bel fıtıkları yürüme bozuklukları, uyuşma, felç, idrar ve büyük abdesti tutamama gibi belirtiler gösterebilir. Bel fıtığı tanısı, skanner veye rezonans magnetic tetkikleriyle teyyid edilir. Bazen bunlara EMG yapılarak sinir tahribatı tesbit edilir.

Bel fıtığı tanısı yapıldıktan sonra tedavi edilmelidir.Tedavi deyince aklımıza hemen cerrahi müdahale gelmemelidir. Mümkün olduğunca ameliyatlardan kaçmak gerekir. Burda da acele etmemek önemlidir. Bel fıtığı teşhisi konulan bir çok hastanın cerrahi müdaheleye ihtiyacı yoktur. Bir çok kez, anti infamatoir , kas gevşetici ilaçlarla yada fizik tedaviyle, hastalar rahatlayabilirler. Bazen terapotik epidural uygulanabilir. Cerrahi müdahaleyi ne kadar sevmesekte, bazen kaçınılmazdır. İşte bütün bunların doğru uygulanması için hasta, ev doktoru ve cerrah arsında iyi bir dialog olması şarttır. Yoksa sonradan geri dönülmesi mümkün olmayan kararlar, acele bir şekilde alınırsa ,hasta için iyi olmayacaktır.

Son olarak, bel fıtığından korunmak için ne yapılmalıdır? Bunun için hiç bir zaman ağır yük kaldırmamaya özen göstermek gerekir. Vücudun yapısına ters gelen hareketlerden kaçınmalıyız. Beli kullanarak eğilmek yerine çömelip yani dizlerimizi kırıp eğilmek gerekir. Bir yerden bir şey alırken olabildiğince alacağımız cisme yaklaşmak gerekir. Uzanarak bunu denemek yanlıştır. Hareketsiz bir yaşam tarzından kaçınmamız lazım. Bel kaslarını güçlendirici egzersizler (sağlıklı iken yapılan) çok faydalıdır. Fakat bunları yapmak bel fıtığı olmayacağımız anlamına gelmez. Genetik faktörler, kişiye ait durumlar da bu hastalığın oluşmasında rol oynar.

Sağlıklı günler dilerim.

Dr.Abdulkadir Kara

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.