2009 yılında henüz 26 yaşındayken Brüksel parlamentosuna seçilerek en genç milletvekili olmayı başaran başörtülü vekil Mahinur Özdemir’le Yenivatan okuyucuları için özel bir röporaj yaptık.
Yapılan röportajda, Hümanist Demokrat Merkez CDH (Centre Démocrate Humaniste) partisinin bașarılı vekili, neden siyasete atıldığından, geçmiște yaptığı ve gelecekte yapacağı çalıșmalarına kadar birçok merak edilen konularla ilgili özel açıklamalar yaptı.
İște röportaj:
Mahinur Özdemir kimdir?
M. Ö.: 1982 Brüksel doğumluyum. 2006 yılında Brüksel üniversitesi ULB’de lisansımı kamu yönetimi alanında da yüksek lisansımı tamamladım. Schaerbeek Belediyesi CDH Partili Meclis üyesi ve Grup bașkan vekiliyim. 2009 yılında Brüksel Parlamentosu’nun en genç milletvekili olarak yemin ettim. Aynı zamanda Parlamentoda Sosyal Haklar Komisyonu Başkan Vekiliyim. Evliyim ve bir çocuğum var.
Neden Siyaset?
M. Ö.: Ben her zaman şöyle bir inançtaydım; “Siz siyasetle ilgilenmezseniz siyaset sizinle ilgilenmeye başlar.” Toplumda aktif olmanın ne kadar önemli olduğunu, mutlaka bu alanda çalışmak gerektiğini düşünüyordum. Ya dernekçi olarak ya siyasetçi olarak ya da bir vatandaş olarak. Ben de yurttaşlık bilinciyle siyasete yöneldim. Üniversite bitirme tezim de siyasetle ilgiliydi. Topluma bakış açım beni böyle bir serüvene yöneltti.
Neden CDH partisi?
M. Ö.: 2004 yılından bu yana bu partinin üyesiyim. Çok kültürlülüğe, ‘insana’ öncelik veren bir partidir CDH. CDH partisinin bizim aile ve toplum yapımıza en uygun parti olduğunu düşünüyorum. Bu parti adeta bir değerler partisi. İnsana öncelik veren bir parti. Aileye çok önem veren bir parti. Ahlaki değerlere çok önem veren bir parti. Bir de Joëlle Milquet’nin bir kimliği ve kişiliği var. Ben bu partiye üye olurken, Milquet’nin kişiliğinden çok etkilendim. Mert, çalıșkan, ayrımcılığa karșı samimi mücadeleler veren bir insan olduğunu gördüm.
Geçmiste yaptığınız bazı önemli çalıșmalardan söz eder misin?
M. Ö.: Mecliste, bugüne kadar İkiyüze yakın yasa tasarısına ve soru önergelerine imza attım. Bunların birkaç tanesinini açiklayayım. Aile içi șiddet hususunda pek çok çalıșmalar yürüttüm. Aile, toplumun maddi olarak en küçük, fakat manevi olarak da en önemli birimidir. Ancak aile içi şiddete, tüm dünyada ve her sosyo-ekonomik seviyede rastlanmaktadır. Meclisteki çalıșmalarım haricinde, önümüzdeki günlerde aktif hale gelecek olan aile danıșma merkezinin kurulması için çalıșmalar yürüttüm. Elektrik ve gaz faturalarının daha düșük olması için soru önergeleri sundum, mücadeleler verdim. Ayrımcılık konusunda Belçika’da en önemli alan istihdamdır. Kişilerin isimleri özelliklerinin ve yeteneklerinin çoğu kez önüne geçebiliyor. Benim ve partimin seçim bildirgesinde bu konuya özel bir ihtimam gösterdik ve seçilmemin hemen sonrasında ayrımcılıkla mücadele konusunda bölgemde ‘anonim CV’ uygulaması başlattık. Partimizden olan ekonomi bakanı bu uygulamayı pilot proje olarak başlattı. (Bu şekilde insanlar isimleri ile değil numaralar ile adlandırıldı ve ilk olarak isimlerden kaynaklanan ayrımcılık ortadan kaldırılmayı hedefledik. Bu konunun mağdurlarının önemli bir kısmı yabanci isimleri taşıyan vatandaşlarımızdır. Bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz elbette ama ilk aşama olması açısından önemli ve önümüzdeki süreçte ayrımcılığın her türlüsü ile daha etkin politikalar yürütülecektir.) Ücretsiz internet’in gelișmesi için bir yasa tasarısı önergesi sundum. Çalışma alanlarım ile ilgili mecliste en çok soru önergesi veren ve bunun da takibini yapalan milletvekillerinden biriyim.
Gelecekte yapmak istediğiniz bazı çalıșmalardan söz eder misin?
M. Ö.: Gelecekteki günlerde gündeme alınacak bir yasa tasarisi hazırladım: Chaussée de Haecht, Chaussée de Helmet, chaussée de wavre, boulevard lemonnier gibi esnaflarımızın yoğun olduğu caddelerin çöp günlerinin müșterilerin yoğun olduğu Cuma akșamlarından bașka bir güne değiștirilmesi için bir yasa tasarısı hazırladım. Gelecekteki günlerde gündeme alınacaktır. Gençlerimize Brüksel’de iș bulmalarını sağlayan mesleki eğitimlerin hayata geçirilmesi için çalışmalar, eğitim seviyesinin yükselmesi, iki dilli eğitim yani hem Flamanca, hem Fransızca eğitim veren okulların çoğalması için yürütülecek çalışmalar en başta gelenlerinden. Tabi bir de Brüksel’i daha yașanabilir bir Bașkent haline getirmek isterim. Gerek ulașım, gerek temizlik, gerek gençliğe yönelik çalıșmalarımı sürdürmek için projelerim mevcut.
Bundan sonra siyasi hedefinizde neler var?
M. Ö.: Ben öncelikle en iyi şekilde hizmet etmek için bir göreve talip oldum. 2006’dan bu yana vatandaşın gönlüne her zaman yaptığım hizmetlerden dolayı girmeyi hedefledim. 2014 yılındaki seçimde benim milletvekili olarak ilk sınavım gerçekleşecek. O dönemde en iyi şekilde hizmet ettiğimi vatandaşa gösterebilmek isterim. Diğer amacım tabii daha çok kadının daha çok gencin toplumun her alanına girebilmesi ve onların da söz sahibi olmasını sağlamak.
Bașörtülü vekil olmanızın Belcika’da ve dünyadaki yankılarıyla ilgili neler söylemek istersin?
M. Ö.: Hiç unutmuyorum, Haziran 2009’da 26 yașındaydım ve Parlamentonun en genç milletvekili olduğum için katip üyelik görevi bana düșmüștü. Önümde 89 tane yemin etmeye hazırlanan milletvekili, balkonda ailem ve desteklemeye gelen yüzlerce vatandaș, karșımda 150’den fazla dünya basını (CNN, BBC, TRT, Reuters, Belga, AFP,…). Heyecanlıydım, bir o kadar da șașkın… Aynı akșam ve 5 yıl boyunca, uluslararı kurumlardan, dünyanın pek çok ülkesinden ve üniversitelerinden gelen program davetleri, hem Belcika’da hem de dünyada yüzlerce röportajlar, canlı yayınlar, haberler,… Japonca bile röportajım çıkmıștı.
Son olarak seçmenlere vermek istediğiniz mesaj?
M. Ö.: Belçika’da Türkler açısından maddi sorunlar kadar toplumsal sorunlarla, yozlaşmayla da mücadeleyi gerekli görüyorum. Değerlerimizi kültürümüzü ve inançlarımızı en iyi ve şekilde yaşamalı ve yaşatmalıyız. Yoksa korkarım toplumumuzda yeni kuşakları kaybedebiliriz. Seçmenlerimizi, kendilerini iyi temsil ettiğine ve edeceklerine inandıkları adayları desteklemeye davet ediyorum. İçinizden olanları, manevi değerlerinizi paylaşanları, kendinize en yakın bulduklarınızı, sizi en iyi temsil edeceğine inandıklarınızı, seçim öncesinde ve sonrasında tavırları değişmeyenleri, eğitimli ve donanımlı olanları seçin.
Röportaj/Fotoğraflar: Cafer Yıldırımer