(AA) – Eski Yugoslavya’nın bölünmesinin ardından 29 Şubat-1 Mart 1992’de düzenlenen referandumla bağımsızlığına kavuşan Bosna Hersek, bağımsızlığının 26. yılını kutluyor.
1991’de bağımsızlığını kazanan Hırvatistan’da Hırvat güçleri ile Yugoslav askerleri arasında devam eden çatışmalar, Bosna Hersek’e de sıçradı. Sırpların kontrolündeki Yugoslav ordusu, o dönemdeki nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvatların oluşturduğu Ravno köyüne saldırdı. Bosna Hersek’teki savaş da bu saldırı ile gayriresmi olarak başladı.
Yugoslavya’nın parçalanmasını fırsat bilen Bosnalı Hırvat ve Sırplar da Bosna Hersek topraklarını kendi aralarında paylaşmaktan geri kalmadı. Hırvatlar 18 Kasım 1991’de Hersek-Bosna Hırvat Cumhuriyeti’ni, Sırplar ise 9 Ocak 1992’de Sırp Cumhuriyeti’ni ilan etti.
Slovenya ve Hırvatistan’ın bağımsızlıklarını ilan etmesinin ardından Bosna Hersek’te de bağımsız bir devlet olabilmek adına referandum kararı alındı.
O dönemde Bosnalı Sırpların lideri olan Radovan Karadzic öncülüğündeki Sırplar, bağımsızlık referandumu kati bir dille reddetti. Bosna Hersek içindeki Sırp nüfusun büyük çoğunluğunun boykot ettiği referanduma halkın yüzde 64,31’i katıldı. Katılanların yüzde 99,44’ü bağımsızlık için “evet” oyu kullandı. Sırpların tehdit ve engellemelerine rağmen yapılan referandumun sonucu, 6 Mart 1992 tarihinde açıklandı. Bosna Hersek, 22 Mayıs 1992’de BM üyeliğine kabul edildi.
Bosna Hersek, referandum sonucuna göre bağımsız bir devlet oldu ancak bağımsızlığın bedelini 3,5 yıl süren ve yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiği kanlı bir savaşla ödemek zorunda kaldı.
Savaş başladı
Bağımsızlığın ilanının ardından, Sırpların kontrolündeki Yugoslav ordusunun ve istihbarat birimlerinin silahlandırdığı Bosnalı Sırplar, Müslüman Boşnaklara yönelik etnik temizlik başlattı. Boşnaklar, kuzeyde ve doğuda Sırplara, güneyde ve batıda da Hırvatlara karşı ülkenin bütünlüğünü korumak için savaştı.
Ülke genelinde kurulan yüzlerce toplama kampında esir tutulan Boşnaklar, işkencelere maruz kaldı, tecavüze uğradı ve katledildi. Avrupa‘nın orta yerinde, uluslararası toplumun duyarsızlığında, 3,5 yıl süren ve çok sayıda katliam, soykırım, insanlık suçlarının işlendiği bir savaş yaşandı. Savaş, 1995 yılında imzalanan Dayton Barış Antlaşması ile sona erdi.
Yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiği, milyonlarca kişinin evini, vatanını terk etmek zorunda kaldığı savaşta, on binlerce kadına tecavüz edildi.
Ratko Mladic komutasındaki Sırp askerlerin 11 Temmuz 1995’te ülkenin doğusundaki Srebrenitsa şehrini ele geçirmesinin ardından sadece birkaç gün içinde 8 binden fazla Boşnak erkek katledildi. Prijedor, Foça, Zvornik, Vişegrad gibi birçok şehirde yapılan etnik temizlik sonucu neredeyse hiç Boşnak bırakılmadı. Kimi göç etmek zorunda kaldı, kimi öldürüldü.
Dayton ile gelen karmaşık yapı
Bosna Hersek’teki kanlı savaş, ABD’nin Ohio eyaletindeki Dayton Hava Üssü’nde 21 Kasım 1995’te Dayton Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla sona erdi. Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, dönemin Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudjman antlaşmayı imzaladı.
Silahları susturan Dayton, ülkeye karmaşık bir siyasi yapı getirdi. Dayton çerçevesinde belirlenen “yeni” Bosna Hersek’in anayasasında, 3,5 yıl boyunca birbiriyle savaşan Sırp, Boşnak ve Hırvatlar “kurucu halklar” olarak belirlendi. Söz konusu “üç başlılık”, Bosna Hersek’i dünyanın en karmaşık siyasi yapıya sahip ülkelerinden biri yaptı. Özellikle dış politikada “uzlaşma” ile karar alındığından, birçok anlamda Bosna Hersek’in ilerleyişi içeriden durdurulmuş oldu.
Ülke aynı zamanda, Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) ve Sırp Cumhuriyeti (RS) entiteleri ile özerk bir yapıya sahip Brcko Bölgesi’ne ayrıldı. FBIH de kendi içinde 10 kantona bölündü. Her kantonun, entitenin ve ülkenin ayrı birer hükümeti olduğu göz önüne alındığında Bosna Hersek’te 13 başbakanın olduğunu söylemek dahi durumun karmaşıklığını anlatmaya yetiyor.
Devletin en üst mercisi olan Devlet Başkanlığı Konseyi de Boşnak, Sırp ve Hırvat olmak üzere üç üye tarafından yönetiliyor. Bosna Hersek aynı zamanda devlet başkanını görevden alma yetkisi dahi bulunan yabancı bir Yüksek Temsilci’nin de görev yaptığı bir ülke.
Dayton Barış Antlaşması silahlı mücadeleyi sona erdirdi ancak halk antlaşmanın getirdiği karmaşık yapıdan kaynaklı sorunlarla mücadeleye devam ediyor.
Gerginliklerin, anlaşmazlıkların sürdüğü ülkede Bağımsızlık Günü, FBIH entitesinde milli bayram olarak kutlanırken RS entitesinde yılın herhangi bir günü muamelesi görüyor. Sırplar 9 Ocak’ı “anayasaya aykırı” olmasına rağmen RS Günü olarak kutluyor.
AB ve NATO’ya üyelik süreçleri
Bosna Hersek, tüm diğer bölge ülkeleri gibi AvrupaBirliği (AB) üyeliğini dış politikasında stratejik hedef olarak görüyor. Yüksek işsizlik oranları ve ekonomik krizle mücadele eden Bosna Hersek, ağır da olsa AB’ye üyelik yolunda ilerlemeye devam ediyor.
2016’da AB’ye üyelik için resmi başvuru yapan Bosna Hersek, 2 yıldır “aday ülke” statüsü almayı bekliyor.
Ülkenin, NATO’ya üyelik konusunda da sıkıntıları bulunuyor. Boşnak ve Hırvatlar, NATO’ya üye olmayı desteklerken Bosnalı Sırplar, buna karşı çıkıyor.
NATO’ya üyelik yolunda Üyelik Eylem Planı’nın (MAP) aktifleştirilmesini bekleyen Bosna Hersek, NATO’nun koyduğu “askeri mal varlığının kayıt altına alınması” şartını henüz yerine getirmedi.