AKDENİZ BAHARI BEKLİYOR

Bazı seçimler vardır gerçekleştiği ülkenin dışında da takip edilir, heycanlandırır, örnek alınır… Fransa’da gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu bunlardan biri. Büyük bir olasılıkla 6 Mayıs’da gerçekleşecek ikinci tura kadarda ilgiyle takip edilecektir. Bu seçimlere yüksek bir ilginin duyulması hiç şüphe yok ki Avrupa’nın içinden geçtiği ekonomik ve sosyal krizle de ilintili.
Son dört yıldır Merkel-Sarkozy ittifağının Birlik üyesi Akdeniz ülkelerine sundukları veya dayattıkları ekonomik reçetelere tepkiler dinmek bilmiyor. Yunanlılar “Alman diktasından” söz ediyor. Avrupa Birliği adına Atina’da görev yapan teknokratlar kimliklerini gizleyerek hayatlarını sürdürüyorlar. Yunanlılar kadar İtalyanlar ve Ispanyollar da tepkili. Sosyalist Partisi adayı François Hollande’nin seçilmesi durumunda Merkel Sarkozy ittifağının son bulacağını ve bu sayede nefes alabileceklerini düşünüyorlar.

Fransa’da gerçekleşen seçimlerin ilk turundan sosyalistlerden sonra Sol Cephe’nin aldığı sonuç sosyal ve ekonomik rahatsızlığın dışa yansıması olarak okunmalı. Bu rahatsızlık Ulusal Cephe seçmenlerinde de görülüyor. Fransa’da bir milyonun üzerinde çocuk yaşam için gerekli kabul edilen minimum gelirin altında bir gelirle yaşıyor. Işsizliğin yüzde onları bulduğu Fransa’da devletin sağladığı minimum yardımlarla yaşamak durumunda olan aile sayısının 1,82 milyon olduğu, 8 milyon fakirin yaşadığı, binlerce evsizin , hiç bir geliri olmayan 200 bin insanın olduğu ifade ediliyor.

Detaylara inildikçe tablonun karardığını görüyoruz. Fransa Sarkozy döneminde hiç olmadığı kadar “eşitlik, kardeşlik ve hürriyet” mottusundan uzaklaştı. Şimdi Fransız seçmeni için değişim zamanı. Ne var ki devr alınacak tablonun düzeltilmesi hiçte kolay olmayacak.
François Hollande, Almanya Şansölyesi Merkel’in çok istediği reformları (Lizbon Sözleşmesi’ne yapılacak eklemeler) yeniden konuşacağını söyleyerek Akdeniz ülkelerini heycanlandırdı. Portekiz, Akdeniz ülkeleri içinde bunları kabul eden ilk ülke oldu. Diğerleri büyük bir olasılıkla Paris-Berlin hattında 6 Mayıs’tan sonra yaşanacak gelişmelere göre tutumlarını netleştireceklerdir.

Sarkozy’nin ikinci olması, İspanyol, İtalyan ve Yunan basının da Almanya’ya güçlü bir cevap olarak yorumladı. Ayrıca, Sarkozy’nin yenilgisi dayatılan politikların sonuna gelindiği (Merkozy’nin) ve Hollande’nin seçilmesiyle “Alman diktasının” son bulacağı Akdeniz basının paylaştığı en önemli ortak görüş idi.

Franzılarla birlikte 6 Mayıs günü sandık başına gidecek olan Yunanistan’da anketler değişimin habercisi olsa da gerçekte anketlerin sandığa yansıyıp yansımayacağını söylemek zor. Ancak eğer değişim gerçekleşirse sol partilerin daha güçlü bir şekilde parlamentoya girmesi bekleniyor. Yunanistan’da yayımlanan To vima gazetesi Fransız seçimlerine ilişkin yayımladığı yorum yazısında, “hükümetleri korkutmak mümkün ama halkları asla!” diyerek devranın bir gün döneceğini haber veriyordu.

Eğer Fransa ve Yunanistan’da ki seçimlerden sosyalistler galip gelirse bu durum Avrupa’da son on yıldır egemen olan liberal iktidarlar için Avrupa’nın siyasi haritasında önemli bir kırılmanın ama özellikle Fransa-Almanya arasında son yıllarda şekillenen liberal ittifakın bir şekilde yara almasına sebep olacaktır.

Fransa’nın seçimi bu sebepten Avrupa’da büyük ilgiyle takip ediliyor. Akdeniz ülkeleri, Avrupa’nın kendi baharını demokrasi yoluyla gerçekleştirebileceklerine ve  Akdenizi saran kar yangınlarından sonra baharın geleceğine inanmak istiyorlar.

YeniVatanBelçika’da sizlerle zaman zaman birlikte olacağız. Dünya, Avrupa ve Belçika’ya ilişkin yazılarla diplomatik, politik, ekonomik ve sosyal konuların yanı sıra farklı alanlara da yelken açarak bu pencereden seslenmeye çalışacağım.