Rahmân ve Rahîm olan Yüce Allah’ın adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in Âli’nin ve Ashâbının üzerine olsun. Âmin.
Hazret-i Allah (c.c.) kur’an-ı Keriminde şöyle buyuruyor;
O sayılı günler, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. (Bakara suresi, 185)
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak oruç tutan kimse için, iftar anında reddolunmayacak dua vardır.” (Sünen-i İbn-i Mâce)
Muhterem Müslümanlar,
Ramazan-ı Şerif ayına kavuşmanın neşesini, heyecanını, mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Bizleri sıhhat ve âfiyet içerisinde mübarek Ramazan ayına, bu mübarek günlere eriştiren, kavuşturan Yüce Rabbimize Hamdü senâlar, bahşetmiş olduğu nimetlere şükürler olsun inşaAllah. Ramazân-ı Şerif ayı bir neşeyle hanemize, gönüllerimize teşrif etti. Bizlerde “Hoşgeldin Yâ Şehri Ramazan” diyerek Ramazan ayının neşesinde şöyle bir bahsedelim inşaAllah…
Ramazân-ı şerîf ayı; İslâmiyet’in güzelliklerinin daha çok ortaya çıktığı, yaşanmaya gayret edildiği bir aydır. Bu ayda muhtelif mahallerde toplu hâlde yapılan ibadetler ve itaatler, kalplerin bütün samimiyetiyle ifa edilir.
Cemaatle namaz kılmak, Kur’ân-ı Kerîm tilavet eden hâfızları dinlemek, insanın dünyevî ve uhrevî vazifelerinin anlatıldığı sohbetlerde hazır bulunmak, Ramazân-ı şerîfe hürmeten boş ve faydasız işleri terk etmek, diğer insanlara merhamet, şefkat ve insaf ile muameleye itina göstermek, bu ayın nimetlerindendir.
Dünyalık meşguliyetleri sebebiyle sair zamanlarda birbirini göremeyen insanlar, Ramazân-ı şerîf münasebetiyle iftar davetlerinde ve terâvih kılınan yerlerde bir araya gelerek muhabbetle birbirlerini bilgilendirir ve ikaz ederler. On bir aydan beri çeşitli meşguliyetleri sebebiyle ilimden, sohbetten mahrum kalanlar, Ramazân-ı şerîf ayında tertip edilen mukabelelere, sohbet programlarına devam etmekle, bir ay zarfında dînî ve dünyevî âdâp ve erkânı öğrenmeye gayret ederler.
Çocukların zihinlerine İslâm’ın güzelliklerini, silinmez bir sûrette nakşetmek için Ramazân-ı şerîf ayı en güzel bir vesiledir. Mukabeleler, terâvih namazları, zekât ve sadaka vermek, sahura aile ile birlikte kalkmak, iftarı hep birlikte yapmak gibi Ramazân-ı şerîfe mahsus olan hâller, çocuklarda İslâmiyet’in şiârı hakkında çok kıymetli intibâlar meydana getirir. Bu sebeple aileler, çocuklarının dînî terbiyesi için Ramazân-ı şerîfin bu husûsiyetlerinden istifade etmeyi bilmeli, onları türlü vesileler ile Ramazân-ı şerîfe mahsus bu programlara iştirâk ettirmelidirler. Çocuklar o programlarda hazır bulunarak cemaate katılmalı, okunan Kur’ân-ı Kerîm ve duaları dinlemelidirler. Sahura kalkmak isterlerse mâni olunmamalıdır.
Velhâsıl çocukların ve gençlerin dînî duygularını kuvvetlendirecek fırsatları kaçırmamak lâzımdır.
Evveli Rahmet, Ortası Mağfiret, Sonu biz müminler için Kurtuluş ayı olan 11 ayın Sultanı “Yâ Şehri Ramazan, Hoşgeldin!” Yüce Allah’tan tüm İslam alemine Hayırlı ve Bereketli Ramazanlar diliyorum.
Vesselâm
Nihat Gülal