11 ayın Sultanı Ramazan ayı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Rahmân ve Rahîm olan Yüce ALLAH’ın adıyla…

Hamd âlemlerin Rabbi, yegâne güç, kuvvet ve kudret sahibi Hazret-i Allah’ındır. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa Sallallâhu Aleyhi Vessellem’e , Âline ve Ashâbına olsun.

Muhterem Müslümanlar, 

11 ayın Sultanı Ramazan ayında Müslümanlar, ibadet yoğunluğu ve heyecanı içinde olurlar. Müslüman Ramazan ayı boyunca Rabbiyle, kardeşleriyle olan ilişkilerini gözden geçirir, gece gündüz tam bir ay süren yoğun bir ibadet eğitimi içinde olur, elekten geçer ve arınarak bu mübarek aydan çıkar. 

Hoşgeldin Ya Şehri Ramazan. Hoşgeldin Rahmet ve Mağfiret ayı. Hoşgeldin Kur’an ayı. Dünyamıza, hanelerimize Huzur, Saadet, Bereket ve Fazilet getirdin diyerek Ramazan ayını karşılıyoruz. 

Allah Teala şöyle buyuruyor: 

Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olan Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçlu geçirsin.” (Bakara, 185)

Ramazan ayında oruç tutmayı Allah Teala farz kılımıştır. Kur’an-ı Kerimin yeryüzüne indirilmeye başladığı aydır. Kur’ân-ı Kerîm bu ayın Kadir gecesinde inmeye başlamış ve Peygamber efendimizin SAV nübüvvet hayatı boyunca yaklaşık yirmi iki sene iki ay yirmi iki günde ayet ayet nazil olmuştur. Resulullah SAV efendimizin vefatından kısa bir süre önce de tamamlanmıştır. Kur’an-ı Kerim, insanlara bir hidâyet rehberidir. İnsanlara doğru yolu gösteren mukaddes bir Allah kelâmıdır. Kur’an-ı Kerim, hidâyete davet eder ve açık açık deliller ortaya koyar. Kur’an-ı Kerim, Furkan’dır; Hak ile bâtılı, doğruyla yanlışı, güzelle çirkini ve iyiyle kötüyü birbirinden ayırır. Allah’a ve Resulüne itaat etmeyi emreder, bâtıldan kaçınmayı öğütler. Ramazan ayı bereketli, feyizli ve şerefli bir aydır. Rabbimiz Ramazan ayına ulaşan Müminler oruç tutsun diyerek emir buyurmuştur. 

Riya ve gösterişten en uzak ibadet

Ramazan denildiğinde akla ilk olarak oruç tutmak gelir. İslâm’ın 5 şartından biridir. Allah orucu geçmiş ümmetlere ve bizlere farz kıldı. Oruç diğer ibadetlerden farklıdır, gizli yapılır. Riya ve gösterişten en uzak ibadet olduğu için Allah orucu kendisine mahsus kılmıştır.

Yüce Allah orucu kendisine mahsus kılmıştır. Çünkü oruç tutan kul Allah için dünya lezzetlerini terk eder. Allah için yemeyi içmeyi keser. Allahu Teala da oruç tutan kullarını gerek dünyada gerekse âhirette sevindirip cennetinde hususi olarak ağırlayacaktır. 

Oruç tutmanın hikmeti

Oruç tutmanın asıl hikmeti, Allah’ın emrine boyun eğmek, kulluk zevkini ve faziletini tatmaktır. Ruhu, riya ve günah lekelerinden temizlemektir. Kalbin İhlâsını ve samimiyetini artırmaktır. Oruç tutan Allah’ın koruması altında olur, nefisle cihad eder ve takva derecesine ulaşır. Rabbimiz bizleri hakkıyla, layıkıyla orucunu tutan, orucunu muhafaza eden kullarından eylesin.

Razmazan bir infak ayıdır 

İnfak, takva sahibi Müminlerin temelinde vardır. Mutsuz ve umutsuz hiçbir insan kalmayana kadar Müslüman infak halinde olmalıdır. Elde ettiği tüm iyilik ve güzellikleri etrafındaki insanlarla paylaşabilmelidir. İnfak Allah’ın rızasını kazandırır. 

Allah yolunda infakın, ihtiyacı olan kimselere fıtır, sadaka, zekât vermenin, sahur ve iftarları  paylaşmanın en güzel zamanı Ramazan ayıdır. Oruç ibadeti bize mal ve mülkün sadece Allâh’a ait olduğunu öğretir. Mallar Allah yolunda harcandıkça değer kazanır. 

Müslüman hayırda yarışır 

Allah Teala şöyle buyuruyor:

Rabbinizin bağışlamasına ve genişliği göklerle yer kadar olup takvâ sahipleri için hazırlanmış bulunan cennete birbirinizle yarışırcasına koşuşun. (Âl-i İmrân, 133)

Müslüman hayır ve hizmet adamıdır. Yardım sever ve iyilik eder. Vaktini hayırda geçirir. Herkes dünyevi menfaatler peşinde koşarken Müslüman hayır işlerinde yarışır. Allah hayırda yarışanın dünyasını bereketlendirir. İyilik yarışı, en büyük yarıştır. Bu yarış cennetle sonuçlanır.

Allah Teala, Mümin kullarını hayırda yarışa davet ediyor. Ayet-i Kerime hayatın her alanında yardım elinin uzatılmasını öğütlüyor. Ramazan ayı hayır yarışı için en önemli fırsattır. İftar ve Sahur sofraları paylaşılır, gariplere el uzatılır, Müslüman nice gönüller hoşnud edilir. “Cennete koşun” ifadesinden maksat hayırda yarışın demektir. Rabbimiz hayırda yarışan kullarını Cennetine dahil edeceğini müjdeliyor.

Muhterem Müminler, 

Allah Teala şöyle buyuruyor: 

Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Umulur ki böylece günah ve fenâlıklardan korunursunuz. (Bakara, 183)

Allah Teala oruç ibadetine ehemmiyet vermek için orucu önceki ümmetlere farz kıldığı gibi ümmeti Muhammede de farz kıldı. Orucun insan nefsini terbiye edici özelliği vardır. Oruç tutmak nefisle cihad etmektir. Nefis oruç ile terbiye ve tezkiye edilir. Günahlara ilgisi olan nefis oruçla sakinleştirilir.

Oruç tutmak sadece aç kalmak değildir 

Oruç tutmak sadece mideyi aç bırakmak, yemeyi ve içmeyi kesmek değildir. Bedenin tamamını haramlardan korumaktır. Özellikle de gözü, kulağı ve dili haram ve şüphelerden muhafaza etmektir. Nefsin dizginlenmesi ve Kulun Cehennemden muhafazası ancak böyle bir oruçla sağlanır.

Kul oruç tuttuğu zaman yemenin ve içmenin dışında dünyevi tüm lezzetleri, nefsinin isteklerini ve haramları terk eder. Geçmişte işlediği günahlara önce büyük bir nedamet duyar (derin bir pişmanlık) ve sonra bir daha işlememek üzere tevbe eder. Her çabası ve gayreti Allah’ı razı etmek olur. Oruç böyle bir niyet ile tutulduğu zaman, Kul dünyada istikamet üzere (doğruluk üzere) olur, Ahiret yurdunun çilesinden, sıkıntısında azabından da Allah Teala kulunu muhafaza eder.” 

Bu vesileyle hayırlı Ramazanlar diliyoruz. Ramazan-ı Şerif ayımız Mübarek olsun efendim…

Vesselam 

Nihat Gülal

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.