Hastalıklarla mücadele etmek onu yormuştu. Menenjit ardından tifo, verem, yeniden verem. Henüz ufacık yaşında bunlarla boğuşmak zorunda kalması. Olgunlaşmış, yorulmuş,yıpranmıştı. Okulu terk etmek zorunda kalması ise çok ağır gelmişti. Resme yönelmek, önceleri sırf kendinden uzaklaşmak adına yapılmış bir eylemdi. Git gide resim yapma duygusu güçlenip tüm hayatını kontrolü altına almaya başlamıştı. Akademi eğitimi ise onu tamamlamış, resimlerine Modigliani imzasını yerleştirirken kendinden emindi artık. Hatalıklar ara ara yoklamaya devam etsede. O sanat dünyasına yelkenlerini açmıştı. Ardı sıra kara bir kötülük gibi hastalıklar tarafından izlendiğini biliyordu. Bir gün bu kara kötülüğe yakalanacaktı. Daha fazla rüzgar. Yelkenlerin hızla yol alması için daha fazla rüzgar gerekliydi.
İnanılmaz bir azim ve şefkle dur durak bilmeden atölyesinde çalışıyor çalışıyor çalışıyordu.
Paris Berthe Zeill Galeri’sinde açacağı ilk sergisinin heyecanı vardı. En iyi resimlerini oluşturmalıydı. Heyecanlıydı. Önünde hiç kimse, hiç bir şey duramazdı. Büyük bir mutluluk, büyük bir keyif ile renklerini tuale yansıtıyor bir yandan içiyordu. Dudağının kenarına sıkıştırmış olduğu sigaradan yükselen dumanlar gözünü yakıyordu. Varsın yaksın. Resim iyi olmalıydı.
3 Aralık 1971 tarihinde Paris’te Berthe Weill Galeri’de 32 tablodan oluşan ilk kişisel sergisini açmayı başarmıştı. Sergi büyük ilgi görmüş, resimleri ise hayranlıkla izlenmişti. Fakat sergi, çok sayıda çıplak kadın çalışması barındırdığı gerekçesiyle Paris polisi tarafından kapatıldığında hayatı karanlığa gömülmüştü. Ona büyük bir aşkla bağlı olan olan eşi dahi teselli edemiyordu.
Kara kötülük yetişmişti. Mutlu olmak, sağlıklı olmak, en çok da resim yapmak istemişti. Kendi deyimiyle ‘‘Beni sadece insan ilgilendiriyor çünkü yüzü doğadaki en ulvi şey.” Demişti. O insan yüzünün peşindeydi fakat kara kötülük de onun peşinden hiç ayrılmamıştı.
Artık hayatının baş köşesine oturttuğu alkol ve sigara onu yavaş yavaş tüketiyordu. Yeniden hastalıklarla baş etmeye gücü yoktu. O halde içmeliydi. Son günlerini alkol içerek geçirmesi teslimiyetinin bir ifadesi miydi?. Bedeni iflas etme noktasına geldiğinde, sessizce yummuştu gözlerini. Yüzünün kalıbı alınırken. Kalıba yansıyan huzurun resmi hangi müzede sergileniyor bilemiyorum. Hemşire aceleyle ölüm tarihi olan 3 Aralık 1917 tarihini dosyasına işlemiş ve uzaklaşmış olmalıydı.
Aradığı şey neydi ressamın? Kendi deyişiyle ‘Aradığım gerçek değil, gerçeküstü de değil sadece bilinçaltı.” Demişti. Aradığı şeyi yaşadığı sürece bulabilmiş miydi bilmiyorum.
Bildiğim tek şey var o da şartların sanatçılar için hiç bir zaman kolay olmadığıdır.
Sevim Ünal