Belçika Federal Parlementosu Milletvekili Veli Yüksel, Türkiye’de yapmış olduğu temaslar çerçevesinde Kanal 24’te Haber Programı Moderatör Gece’nin konuğu oldu.
Belçika Federal Parlementosu Milletvekili ve Gent Belediyesi CD&V Grup Başkanı Veli Yüksel, Türkiye’de bir dizi temaslarda bulunduktan sonra, Kanal 24’te Ardan Zentürk’ün sunduğu Moderatör Gece Programı’nda Avrupa ve Belçika gündemini değerlendirdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın başkan seçilmesinden sonra Avrupa’da ırkçı rüzgarların esmesine neden olduğuna işaret eden Yüksel, “ABD Başkanı’nın, 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarına giriş yasağı getirmesi, ırkçı çevreleri sevindirdi. Önde gelen birkaç AB lideri bu tutumu kınamasına rağmen, büyük çoğunluğun susmayı tercih etmesi hayra alamet değildir. Avrupa’da halkın büyük bir çoğunluğunun bu kararı haklı bulması ise düşündürücü. Şimdi Avrupa, Trump’ın etkisinde iyice sağa kayacak. Hollanda, Fransa ve Almanya’daki seçim sonuçları bunun için belirleyici olacak” dedi.
STK ve diplomatlara çok iş düşüyor
Avrupa’nın, 15 Temmuz darbesine gereken tepkiyi vermediğininin altını çizen Veli Yüksel, “AB darbe girişimini açık ve net bir şekilde kınamadı, Türkiye’nin yanında olamadı. Bu konuda Türkiye’nin tepkisi ve halkın sitemini anlıyorum. O yüzden Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimini AB’ye daha iyi anlatmalı. Avrupa’nın anlamadığı bir şey var, o da nedir? Tarikatların ve cemaatlerin ne olduğunu ve neler yaptığını bilmiyor. Dolayısıyla FETÖ’yu çok pozitif bir oluşum olarak gördüler. Tabii FETÖ’ye bundan önceki hükumetler de destek verdiler. Burada şunu yapmak gerekiyor. FETÖ’nün devleti ele geçirme çabası vardı. 15 Temmuz’da bunu hep beraber gördük. İşte, Avrupa’ya bunu anlatmak gerekiyor. Ve bunu bağırarak çağırarak değil de onların anlayacağı bir şekilde anlatmak gerekiyor. Bu konuda STK ve özellikle diplomatlara çok iş düşmektedir”, dedi.
Tasarı bağlayıcı değil
Belçika’nın geçtiğimiz hafta parlementodan geçirdiği Türkiye ile Müzakerelerin dondurulmasını öngören tasarı konusunda da görüşlerini dile getiren Yüksel, “Peki, bu tasarıda ne var? Neyi içeriyor? Müzakerelerin geçici bir sürede dondurulması, Müzakereler için ayrılan fonların STK’lara verilmesi. Tasarı tamamen bir tavsiye kararı ve bağlayıcı hiçbir tarafı yok. Zaten müzakereler 2008’den beri fiilen dondurulmuş durumda. Bu tasarıyla hiçbirşey değişmeyecek. Dolayısıyla bu tasarı tam bir sembolik karardan öte değil. Biz partinin aldığı karar doğrultusunda görüş bildirdik. Ve zaten parti disiplini de bunu gerektiriyor. Aynı zamanda Belçika’da yaşayan 250 bin Türk kökenli vatandaşın çıkarlarını düşünerek hareket ettik. Zaten tasarı oybirliği ile çıkarıldı. Oylamaya katılmayan bazı politikacıların da partileri blok halinde “evet” oyu kullandılar. Bu “Şark kurnazlığı” ile aslında Belçika Türk toplumuna zarar verdiklerinden haberleri bile yok. Bizim milletvekili olarak belirli bir sorumluluğumuz var. Bu tasarı bir sabır testi olarak görülmelidir ve toplumu temsil edenlerin duygusal değil, mantıklı hareket etmesi gerekmektedir. Belçika-Türkiye ilişkileri güçlendirilmelidir. Belçika ve Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik işbirliğinin artırılması her iki tarafında yararınadır. Uzun yıllara dayanan bir Belçika-Türkiye dostluğu var. Bu dostluğu zedeleyici adımların atılmasından ve popülist yaklaşımlardan kaçınmak gerekir” şeklinde konuştu.
