Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül ve beraberindeki heyet, Belçika’daki ziyaret programı kapsamında Belçika’da faaliyet gösteren gazetecilerle buluştu.
Brüksel Basın Müşaviri Veysel Filiz’in de hazır bulunduğu yemekli toplantıda konuşan Doç. Dr. Kudret Bülbül, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı hakkında gazetecileri bilgilendirdi.
Gazetecilerin sorunlarını dinyen Bülbül, gazetecilerden gelen önerileri not düştü.
Toplantıda açılış konuşmasını yapan Basın Müşaviri Veysel Filiz, toplantıda hazır bulunan gazetecilere seslenerek “Siz hem toplumun aynasısınız hemde aynı zamanda Türkçenin burada yaşatılmasının en önemli aktörleri arasındasınız. Diasporamızın gelecek yıllarda güçlenmesine vesile olacak yine sizlersiniz” dedi.
Gazetecilerin özel ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Basın Müşaviri, “Bu ihtiyaçların giderilmesi bizim kendi kurumumuz olan Basın Enformasyon’un belirli alanlarda görevi amakardeş kurumumuz olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı aynı zamanda sizlerin burada meselelerini iletmek ve ilgili yerlere taşımakta önemli görevlere sahip olan bir kurumumuz” diye konuştu.
Türkiye bir ölçüde normalleştiğine vurgu yapan Doç. Dr. Kudret Bülbül, “Bu normalleşmenin ne büyük bir değer olduğunu herhalde Avrupa’da bu zamanda yaşananlarla çok daha iyi biliriz” diyerek, Avrupa Birliği’nin geçmişte Türkiye’nin normalleşmesine çok büyük katkılar sağladığının altını çizdi.
Ancak Avrupa Birliği’nde artan ırkçılığa, PEGİDA hareketi yüzünden sadece Almanya’da son 13 yılda 297 camiye saldırı yapıldığını belirten Bülbül, bu sebeple Avrupa’nın Türkler açısından zorlaştığını ifade etti.
Bülbül, “Balkanları, Kafkasları, Orta Doğu ile birlikte siyasal sınırları çok daha aşan ortak bir medeniyetin çocuklarıyız” derken, bu ilişkilerin çok yakın zamanda kopmuş durumda olduğunu sözlerine ekledi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı olarak bütün amaçlarının yurtdışında hangi kurumlar ve hangi kuruluşlar varsa, onları güçlendirmek olduğunu belirten Bülbül, “Onlarla ilişkileri güçlendirerek, onlar üzerinden Türkiye’nin diasporasını güçlendirmek. Bu yıl ilk kez açıkladığımız bir çalışma olan ‘Mali destek programları’ var. Eskiden Türkiye’ye yönelik mali destek programları açıklanırdı ama biz yurtdışındaki sivil toplum örgütlerimiz başvurabilsin diye, Avrupa Birliği projeleri gibi belirli alanları belirledik ve o alanlarda yurtdışındaki STK’lara destekler vermekteyiz” diye konuştu.