13 Ekim Belçika Belediye seçimlerinde, Brüksel’in 2. ve Belçika’nın 6. büyük belediyesi olan Schaerbeek’ten aday olan Serpil Aygün, Flaman sosyalist partisi Vooruit+ listesinden 3. sırada yer alıyor.
Birçok gazeteci siyasete giriyor. Siz siyasete girmeye neden ve nasıl karar verdiniz?
“Aslında siyasete girmeyi hiç düşünmemiştim. Bugüne kadar toplam 5 kez gerek bölge parlamentosu gerekse yerel seçimlerde ilerici partilerden adaylık teklifi aldım ve hayır dedim. 13 Ekim’deki belediye seçimlerinden önce de şu anda 3. sıradan aday olduğum Flaman Sosyalist partisi Vooruit’ün listede aday olma teklifine hayır demiş, sadece seçim kampanyasına yardımcı olacağımı bildirmiştim. Kampanyaya destek olmak istememde ki amacım ise Vooruit partisi ve şu anki liste başı Hannelore Goeman (Flaman parlamentosu Milletvekili) ve 2. sıradaki Matthias Van Wijnendaele’yi (Schaerbeek Vooruit Başkanı) yıllardır tanıyor ve politik çalışmalarını da yakından takip ediyor olmamla ilgili. Vooruit ilerici, çoğulcu ve ilkelerine bağlı bir parti. Farklı toplumlara açık, sosyal adaletten yana, toplumda sosyo-ekonomik durumu zayıf olan kesimlerin haklarını koruyan bir parti. Ben de toplumumuzun Vooruit partisi ve Hannelore ve Matthias gibi değerli politikacıları tanıması ve iletişim kurması için kampanyaya destek olmak istedim. Ancak çift dilli Brüksel’de Flaman partilerin tek başlarına liste ile girmeleri pek görülmeyen bir cesarettir ve bunu Vooruit bu seçimlerde gösterdi”.
“Schaerbeek’te Türk kökenli kadınlar arasında en yüksek sıradayım”
Parti üyesi ve bağımsız adaylardan oluşan toplam 24 kişi ile Schaerbeek’te pozitif bir alternatif olmak için yola çıktı. Bu karar cesaret isteyen bir karardı ve ben de bu karardan sonra gelen 2. teklifi kıramadım ve bağımsız olarak Vooruit+ listesinde yerimi aldım. Tamamen toplumsal kaygılarla evet dediğim bu adaylıkta listede yerimi dahi tartışmadım. Sağolsunlar kendileri bana 3. sırayı layık gördüler ve bu sıra Schaerbeek’te Türk kökenli kadın adaylar arasında en yüksek sıra. Toplumumuzun artık duygusal ve feodal gerekçelerle değil; Türk Belçikalı ayrımı yapmadan, gerçekten politik bir programı olan, politika yapabilme kapasitesi ve becerileri olan adaylara oy vermesinin önünü açmak istiyorum. Bu anlamda kampanyamda geçtiğimiz cumartesi günü Türk toplumu ile başta Hannelore Goeman ve Matthias Van Wijnendaele olmak üzere diğer adaylarımızın da olduğu bir halka buluşma düzenledim ve vatandaşın sorularını yanıtlayıp, Schaerbeek için önerilerimizi anlattık. Vooruit partisi ve politikacıları ile toplumumuzun iletişimini güçlendirecek çalışmalara seçim sonrasında da devam edeceğim”.
Seçilmeniz durumunda geçmiş tecrübelerinizin (gazetecilik, entegrasyon ajansındaki göreviniz) size görevinizde nasıl yardımcı olacağını düşünüyorsunuz?
“Ben bu toplumla kurucuları arasında olduğum Binfikir web sitesi ve 15 yıl aralıksız çıkardığım Binfikir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak tanıştım. 22 Yıldır Belçika’dayım ve bunun 20 yılını hem gazeteci hem de kültür sanat çalışmaları yapan Binfikir derneğinin koordinatörü olarak; Belçika Türk toplumuna ve içinde yaşadığımız Belçika toplumsal yaşamına yatırım yaparak geçirdim. Nedir bu yatırım dediğim? Belçika gündemini Türkçe olarak Türk topluma aktararak, bilgili ve etkili vatandaşlar olarak bu toplumda yer almaları için yatırım. Kültür ve sanat çalışmaları ile Türkçe dilimize, kendi kültür ve geleneklerini doğru bilen, bununla gurur duyan, başka kimliklere de saygı ile yaşayan bir toplum olmamıza yatırım. Tüm bunlar Belçika toplumsal yaşamına da pozitif katkılar. Bu çalışmalarımın hepsi toplumumuzun farklı farklı kesimlerinin farklı farklı ihtiyaçlarını anlamama ve onların bu ihtiyaçlarını içinde yaşadığımız topluma doğru aktarma yeteneğimi geliştirdi. Bu yeteneklerim sayesinde son 3 yıldır çalıştığım Brüksel’deki Flaman Entegrasyon Ajansı BON’da Türk toplumu ile iletişim kurma, farklı kesimlerine ulaşma ve verdiğimiz hizmetlerden faydalanmaları alanında yaptığım çalışmalar sonucu, Bon’a kayıt olan Türk sayısını 3 katına çıkardım. Bu sonuç, Belçika Türk toplumu ile doğru yollarla iletişim kurma konusundaki edindiğim bilgi ve kurduğum toplumsal ağ sayesinde gerçekleşti. Şimdi de bu bilgi ve toplumsal ağı, politik alanda da değerlendirmek istiyorum.
“Vatandaşların hizmetlerden faydalanmasının önünü açabilirim”
Çalıştığım entegrasyon ajansında Brüksel’de sosyal, hukuksal, istihdam gibi pek çok alanda kursiyerlerimize rehberlik ediyoruz. Bu anlamda Brüksel’in çift dilli yapısı ve çok parçalı hizmet sektörü, vatandaşın bu hizmetlere ulaşması önünde engel teşkil ediyor. BON’da edindiğim bu deneyimle, aslında herkese açık olan ama ulaşılması o kadar da kolay olmayan bu hizmetlerden faydalanmasının önünü açacak politik kararlar alınmasına yardımcı olabilirim”.
Partinizin politikalarıyla paralel olarak sizin kişisel olarak Schaerbeek’te değiştirmek istediğiniz sorunlar nelerdir?
Serpil Aygün, Parti’nin seçimlerden önce yaptığı ev ziyaretlerinde öne çıkan sorunların, temizlik, güvenlik ve trafik olduğunu aktardı.
Temizlik: “Sokaklarımızdaki temizlik ve farelerle mücadele ise birinci önceliğimiz. Temizlik bütçesinin 2 katına çıkartılarak, personel sayısının artırılması, çöp kutusu ve kamera sayısının artırılması ve en önemlisi de mahalle sakinleri, esnaf ve belediye arasında temizlik protokolü ile sokaklarımızın temizliğinde ortak adım atılmasının sağlanması”.
Güvenlik:“Mahallelerimizde güven içinde yaşayabilmek için; özel eğitime tabi tutulan, mahalleyi ve sakinlerini yakından tanıyan, toplumla diyalog halinde çalışan polis ekiplerinin daha görünür ve etkili kullanımı. Uyuşturucu satıcılarına karşı katı bir yaklaşım, uyuşturucu bağımlıları için daha fazla önleyici tedbirler ve bağımlılıktan kurtarma projelerini etkinleştirmek istiyoruz”.
Trafik: “Bu konu esasında belediyenin değil Brüksel Bölge hükümetinin yetkisinde bir konu ve belediyelerde orada alınan kararları uygulamak zorundalar. Ancak bu uygulamanın nasıl olacağı konusunda belediyeler daha etkin olabilirler. Vatandaşın alışkanlıklarını değiştirmesini gerektiren bu tarz büyük operasyonlar; vatandaşı doğru yöntemlerle ve zamanında bilgilendirerek, karşılıklı görüş alışverişi ile yeteri kadar zaman tanınarak hayata geçirilmesi gereken operasyonlar. Bu anlamda biz alınacak kararları önceden mahalle sakinleri ve esnafla istişare halinde alınması taraftarıyız. Tek yön sokakların daha akıllıca planlanması, büyük market ve işyerlerinin otoparklarının akşam saatlerinde mahalle sakinlerine ücretsiz olarak açılması gibi önerilerimiz var. Ayrıca otopark sorunun bir nedeni de belediye nüfusundan fazla araç otopark kartı dağıtılmış olması. Bu da gösteriyor ki bir evde birden fazla araba var. Yer üstünde yeni otopark açılacak bir alan olmadığı gibi yeraltı otopark açmak da imkansız.
“Politikacıların görevi sorunlara taraf olmadan çözüm üretmektir”
Özel sektör bile maliyeti nedeniyle bu alana yatırım yapmak istemiyor. Dolayısıyla araba sayısının azaltılmasından başka çare yok. Araç kullanmak zorunda olan belediye sakinleri ve esnaf ile önceden yapılacak anlaşmalarla, indirme- bindirme saatlerinin ayarlanması gibi önlemler araç kullanıcılarına kısıtlı zamanlarda da olsa bir rahatlama getireceği kanaatindeyiz. Trafik düzenlemelerinin son yıllarda ciddi bir ayrışma konusu olduğu bir gerçek. Bir tarafta bisikletliler diğer tarafta araba kullanıcıları karşı karşıya geliyor ve popülist-politik nedenlerle bu ayrışma da besleniyor. Politikacıların görevi sorunlara taraf olmadan çözüm üretmektir. Vooruit+ listesi ile Schaerbeek’te pozitif değişim sloganı ile yola çıktık ve bu konuda da ayrıştırmadan uzak ve yapıcı çözümler için hazırız”.
“Amacım katılımcı siyasetin gelişmesi”
Aygün ayrıca, “söylediklerime ek olarak benim kişisel olarak önemsediğim ve siyasete atılmama gerekçe olan amacım ise katılımcı siyasetin geliştirilmesi. Belediyede alınan kararlarda Schaerbeeklilerin, zamanında ve yeterli bilgilendirilerek söz sahibi olması. Katılımcı, yapıcı ve pozitif bir siyasetin Schaerbeek Belediyesi’nde hakim olması. Katılımcı demokrasinin gelişmesi için ben kişisel olarak Türk toplumunun Belediye ile diyaloğunun kurulması, alınan kararlarda söz sahibi olması ve diğer toplumlarla da aktif iletişim halinde olması için faydalı olacağıma inanıyorum”, şeklinde konuştu.
Belçika Türk toplumunun ağırlıklı yaşadığı bir yerden adaysınız. Bu toplumun sizin 22 senelik gözlemlerinize dayanarak en ciddi sorunu nedir? Siz bu sorunu nasıl çözmek istiyorsunuz?
“Bu yıl göçün 60. yılını yaşıyoruz ve maalesef 20 yıl önce yani göçün 40. yılında Binfikir gazetesini çıkarma gerekçemiz olan Belçika’daki toplumsal hayata etkili vatandaşlar olarak katılımımız hala sorunlu. “Türkiye’de yağmur yağsa biz burada ıslanırız” gibi bir ifade vardı benim ilk geldiğim yıllarda ve hala geçerliliğini koruyor. Anavatanımız Türkiye ile yakın bağlarımız olmasında hiçbir sorun yok. Sorun, içinde yaşadığımız toplumla bir o kadar ilgili olmamamız! Maalesef toplumumuz hala Türkiye gündemini ile Belçika gündeminden çok daha fazla takip ediyor, tartışıyor ve Türkiye’de yaşar gibi Belçika’da yaşıyor. Belçika’da seçimler, kurulan hükümetler, belediyelerde alınan kararlar bizleri direkt etkiliyor. Bu anlamda toplumumuzun Belçika’daki hayata katılması şart. Biz bu hayata katılmazsak, çocuklarımızın eğitim sorunlarını, istihdamda yaşanan ayrımcılık sorunlarını, Belçika’daki hayatın içinde değil kıyısında yaşama sorunlarımızı, … aşmamız mümkün olmaz. İçinde yaşadığımız belediye yönetiminde alınan kararlarda aktif olmamız için de ben kişisel olarak hem Vooruit partisi ile hem de kurulacak belediye yönetimi ile toplumumuzun arasında köprü olma, belediyede sesleri olma, ama uzun vadede onların kendi seslerini kendilerinin duyurmasına aracı, köprü olmak istiyorum. Bunu yanında içinde yaşadığımız diğer toplumlarla da kaynaşma, yan yan değil birlikte yaşamak için çalışmak gerekiyor. Bu anlamda da yine Vooruit+ listesinde var olan önceliklerimizden biri de , belediye sakinlerinin buluşma, tanışma ve ortak yaşamasına imkan sağlayacak sokak şenliklerinin yapılması gibi önerilerimiz de benim önem verdiğim konular arasında”.
Ahmetcan Uzlaşık
