(AA) – Uzmanlar, son günlerde basın yayın organlarına yansıyan, aşı ve aşı içeriklerine ilişkin açıklamaların, insan hayatını tehlikeye atan, halkı paniğe sevk eden görüşler olduğuna işaret ederek, başta grip ve çocukluk çağı aşılarının risk gruplarında hayat kurtardığını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu Üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bazı basın yayın organlarına yansıyan, aşı ve aşı içeriklerine ilişkin açıklamalara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Olay ortada aslında, son derece çirkin bir şekilde, açıkçası yalanlarda ısrar ederek, insanların hayatları tehlikeye atılıyor. Son derece gayriciddi konuşmalarla halk paniğe sevk ediliyor.” diyerek, durumun son derece ciddi olduğuna işaret etti.
Bu yıl Sağlık Bakanlığı’na bildirilen sayıya göre, 28 gebenin grip nedeniyle hayatını kaybettiğini aktaran Ceyhan, şunları kaydetti:
“Gebeler aşılanması gereken risk grupları içerisinde. Şu anda grip aktivitesi ciddi oranda arttı. Gribin artan aktivitesi nedeniyle Türkiye’nin her yerinde gripten insanlar ölüyor. Mutlaka aşılanması gereken gruplar var, bunlar aşılanamıyor. ‘Grip aşısı yüzde 10 koruyormuş.’ gibi aslı astarı olmayan son derece yanlış bilgilerle insanları korkutuyorlar. Bir defa grip aşısını mutlaka yaptırması gereken bir grup var, bir de yaptırırsa yararlı olacağı ikinci derece risk grubu var. Mutlaka yaptırması gerekenler 65 yaş üstü kişiler, gebeler, kronik akciğer, karaciğer, kalp, böbrek ve şeker hastalarıdır. Aşının yapılmasından yarar görenler olarak tanımlanan ikinci derece risk grupları da 2 yaşın altı, kreşe giden çocuklar gibi kesimlerden oluşuyor.”
“Negatif düşüncelerden çocukluk çağı aşıları da etkileniyor”
Ceyhan, grip aşısına ilişkin oluşturulan ön yargılar nedeniyle risk gruplarının dahi doğru düzgün aşılanamadığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Risk gruplarını da ancak yüzde 4 oranında aşılayabiliyoruz. Bunun birçok nedeni var ama en önemlisi son birkaç yıldır bu insanlar, hiçbir şey bilmeden, gribi bile bilmeden, griple nezleyi karıştırarak aşının etkisinin yüzde 10 olduğu gibi tamamen tutarsız, hiçbir veriye dayanmayan, kafadan attıkları rakamlarla aşıya karşı bir lobi oluşturuyor ama bizim derdimiz sadece o değil. Grip aşısını kötülediğiniz zaman halkta aşıya karşı negatif bir düşünce oluşuyor ve çocukluk çağı aşıları da etkileniyor. Birdenbire öyle bir tabloyla karşılaştık ki, 2016’da Türkiye genelinde çocukluk çağı aşılarını reddeden aile sayısı 12 bine çıktı. Artık durum salgınlar yaşanabilecek noktaya geldi. Bu rakam böyle artmaya devam ederse görmediğimiz hastalıkları görmeye başlayacağız, ortaya salgınlar çıkacak, yani bu artık alarm vermeye başladı ve bir şeyler yapmak lazım. Bu insanların fütursuzca, insanların sağlığını ciddiye almadan konuşmalarına aslında toplumun tamamının tepki vermesi lazım. Burada büyük bir toplumsal sorun var. Grip aşısı olan insanlar grip benzeri hastalık geçirebilirler ama en az yüzde 65-80 arasında grip nedeniyle gerçekleşebilecek ölümden korunurlar. Gripten aşısının primer amacı ölümden korumaktır.”
“Grip aşısı sezon boyunca her zaman yaptırılabilir”
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, grip sezonu bitene kadar aşı yaptırabileceğini belirterek, “Bu sezon yıla göre değişiyor ama genellikle mayıs ayına kadar devam ediyor. Grip aşısının her yıl tekrarlanmasının bir diğer nedeni de aşı 6 ay süreyle koruma sağlıyor. Grip devam ettiği sürece gecikilmiş ya da yapılmaz diye bir zaman yok. ‘Ben artık yaptırmadım geçti’ diye bir düşünce yanlış olur ve risk gruplarının bir kez daha mutlaka aşılanması gerektiğini dile getirmek istiyorum.” dedi.
“Grip her yıl binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş da grip virüslerinin zaman zaman salgınlar yaptığını belirterek, bunun dünyada her yıl milyonlarca kişinin hastalanmasına ve 250-500 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Dökmetaş, gribin çocukluk çağında ve 65 yaş üstü kişilerde, şeker hastalarında, akciğer, kalp, karaciğer, böbrek gibi kronik hastalığı olanlarda, kortizon kullananlarda, kanser tedavisi görenlerde, savunma sistemleri yetersiz bireylerde, HIV/AIDS hastalarında, gebelerde çok ağır seyredebileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Grip, akciğer, beyin ve kalp tutulumu, etkilenmesi sonucu ölümle sonlanabilir. Grip, aşı ile korunulabilen hastalıklardan biridir, tedavisinde antiviral ilaçlar kullanılır. Hastalığın seyrinde akciğerlerde bakterilerle oluşan zatürre gelişmediği sürece antibiyotiklerin yeri yoktur. Biz hekimlerin temel amacı insanları hastalıklardan korumaktır. Hastalığın bulaşma yolları, korunma önlemleri anlatılır, bazı hastalıklarda aşı da önerilir. Zamanında yapılan grip aşısı uygulamasıyla kişi, hastalıktan korunur veya hastalık hafif geçirilir, başkalarına bulaştırmaz. Çalışmalar sonucunda, kalp yetersizliği, doğumsal kalp ve kapak hastalığı olup grip aşısı yapılan kişilerde, grip nedeniyle hastaneye yatırılma ve ölüm oranlarında önemli ölçüde azalma görülmüştür.”
“Sağlık otoriteleri aşıları öneriyor”
Aşılamalarla çiçek ve çocuk felcine karşı büyük başarı elde edildiğini vurgulayan Dökmetaş, Türkiye’de yapılan başarılı çocukluk çağı aşılamaları sonucu hayatta kalma oranının arttığını, kalıcı sekellerin önlendiğini anlattı.
Prof. Dr. Dökmetaş, Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, uzmanlık derneklerinin, erişkinde ve çocukluk çağında başta grip aşısı olmak üzere aşıları önerdiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Günümüzde geliştirilen aşıların çoğu, virüs veya bakterilerin proteinlerini içerir. Zayıflatılmış veya ölü mikroplardan yapılmış bazı aşılar, doğal olarak oluşan adjuvanlar içerir ve vücudun güçlü bir koruyucu bağışıklık tepkisi üretmesine yardımcı olur. Bu aşılar hastanın aşılandığı mikroptan hastayı koruyacak kadar güçlü bir bağışıklık tepkisi üretmesi için adjuvanlarla yapılmışlardır. Sonuç olarak, bugüne kadar dünyada ve ülkemizde milyonlarca doz aşı uygulaması yapılmıştır. Ülkemizde kullanılan aşılar son derece güvenilir biyolojik ürünler olup üretim ve dağıtım aşamalarında kontrolden geçmekte, uluslararası referans laboratuvarlarda test edilmektedir. İstenmeyen etki çok nadir (aşı yapılan yerde ağrı, kızarıklık, hafif ateş) görülür. Risk grubunda olan erişkin yaş gruplarında ve çocuklarda sadece grip aşısı değil, diğer aşılar da (zatürre aşısı, hepatit A ve B gibi) uygulanmalıdır.”