Geçtiğimiz günlerde DH Gazetesi’nde çıkan haber üzerine ağır eleștirilere maruz kalan 50. Yıl Platformu üyesi Uğur Çalıșkan, kendisi hakkında çıkan ve kendisini zor durumda bırakan habere bir yandan tepki gösterdi diğer yandan açıklık getirdi.
Belçika’ya Türk işgücü göçünün 50. yılı kutlamaları çerçevesinde oluşturulan 50. yıl Platformu tarafından yapılan basın toplantısı sonrası kendisine yaklașan Belçikalı bir gazeteciyle sohbet ettiğini söyleyen Çalıșkan, gazetecinin konușmasını saptırdığını ve bu yüzden o haberi kesinlikle tekzip etmediğini vurguladı.
Konuyla ilgili Yenivatan gazetesine açıklamalarda bulunan Uğur Çalıșkan, haberi yazan söz konusu gazeteciye yaptığı konușmada “Faslıların kültürel açıdan 30 sene önce ișe koyulduklarını söyledim ancak bu haberde bașka türlü yansıtıldı” diye konuștu.
İște Uğur çalıșkan’ın açıklamaları:
ARTIK KÜLTÜRÜMÜZÜ İFADE ETMEK İSTİYORUZ
50. Yıl Platformu olarak geçtiğimiz günlerde yaptığımız basın açıklaması programı sayesinde on yıldır ilk defa bir kültür bakanı bir Türk kültür merkezine ayaklarını basmıș oldu. Burada ellinci yıl programı ve genel hedefler açıklandı. Bu hedeflerin arasında Belçikalı Türk toplumu içerisinde yașayan çok önemli sanatçılara ilk defa kendilerini ifade etme șansı verilecek. Bu sanatçılar kendi ürünlerini artık sadece Saint-Josse ve Schaerbeek belediylerinde değil, Brüksel’in diğer bütün belediyelerinde, kültür merkezlerinde, tiyatro salonlarında ifade etme özgürlüğünü ve ifade etme șansını bulacaklar. Bizim programda elli tane proje var. Bu projelerin arasında sergi, dans, müzikal, fotoğraf sergisi gibi projeler yer alıyor. Bütün bu projeler yansıtıldığı zaman, toplum olarak artık biz de buradayız, biz de sanatımızla buradayız, artık kültürümüzü biz de ifade etmek istiyoruz deme fırsatımız olacak.
BU HABER SADECE BİR SAPTIRMA
Projeyi tanıttığımız etkinlikte, kendisini Belçika’nın en ciddi gazetelerinden biri olan ‘La Libre’ Gazetesi için çalıștığı söyleyen bir gazeteci bana geldi. Ancak sonradan öğrendim ki, La Libre ile DH gazeteleri aynı gruba aitmiș. Bu gazeteci benim fikirlerimi öğrenmek istediğini söyledi, bende kendisine ilk defa bu derece önemli ve tarihi bir projeyle yola çıktığımızı, bu projenin buradaki toplumun ve sanatçıların her yerde kendilerini tanıtma fırsatı vereceğini ifade ettim. Ancak birlikte yaptığım sohbet esnasında, gazeteci bana Faslılarla birlikte ișbirliği yapıp, yapmayacağımızı sordu. Bende kendisine elbette diye karșılık verdim. Çünkü onlarla aynı senede ellinci yıllımızı kutluyoruz. Onların kendi projeleri var, bizim kendi projelerimiz var. Ancak bazı projelerde beraber yer alma ihtimali de var. Neticede Brüksel’de onlarla aynı sorunları yașıyoruz. Fakat birbirimizi kültürel olarak hiç bilmiyoruz ve yeterince tanımıyoruz. Aslında bu ellinci yıl bu açıdan bizim için önemli bir fırsat olabilir. Ama ben gazeteciye, kültürel açıdan bunlar otuz sene önce ișe atıldıklarını ve șimdi meyvelerini almaya bașladıklarını, bizimse sadece birkaç sene önce bașladığımızı ve bu fırsatı en kısa zamana indirebileceğimizi ifade ettim. Ancak gazeteci bu ifademin sonucunda “Türkler Faslılardan 30 sene geridedir” diye haber yapmıș. Kesinlikle böyle bir șey yok. Bu haber sadece bir saptırmadan ibarettir. Konușmamdaki kelimelerin yerleri adeta cımbızla değiștirilmiș.
BU ȘEKİLDE MALZEME YAPMAK İSTEDİLER
Bu yazılanların tepkiyle karșılanması doğaldır. Ama bir gazeteci öncelikle görevini etik bir șekilde icra etmelidir. Gazeteci, ciddi çalıșmalıdır ve haberi söylendiği gibi yansıtmalıdır. Bildiğiniz üzere DH Gazetesi pek ciddiye alınan bir gazete değildir ve bulvar gazetesinden farkı yoktur. Amacı sadece tiraj yapmak ve sansasyon yaratmak. Bu konuyu da bu șekilde malzeme yapmak istediler. Burada yapılanlar bizim açımızdan ve platformun bir üyesi olarak benim açımdan iyi bir șey değil. Ben 35 senedir bu toplumun içerisindeyim. Benim nereden geldiğim, nereye gittiğim ve nerede olduğum belli. Ben Emirdağlıyım ve buraya 6 yașındayken ayak bastım. Yıllardır bu toplumun içerisindeyim ve yıllardır bu toplumla beraberim. Amacımız, bu toplumu artık kültürel olarak yukarılara yükseltmek. Bundan bașka bir amacımız yok. Kendi içimizdeki bütün zenginliklerini diğer büyük zenginliklerle karșılaștırmak ve Belçikalılarla paylașmak çok önemlidir.
SADECE BİR SAPTIRMADAN İBARETTİR
O gazetecinin yaptığı sadece bir saptırmadan ibarettir. Kısacası alınan bir sözü saptırıp bașka bir amaçla kullanmaktır bu. Biz bu yapılanları kesinlikle tekzip ediyoruz ve kesinlikle kınıyoruz. Burada da açıkca söylüyorum. Toplumumuza yönelik bizim yüzümüzden bir șey geldiyse, boynumuz kıldan incedir. O yüzden özürümüzü de iletiriz toplumumuza.
BU TÜR İȘLERLE KİMSE BİR YERE VARAMAZ
Bu haber üzerine biz DH Gazetesi’nin genel yayın müdürüyle irtibata geçtik ancak kendisi bize bu haberi yapan gazetecinin yeni olduğunu ve yaklașık bir ay önce ișe bașladığını ifade etti. Bu haberden dolayı çok üzüldüklerini ve gazeteciye yönelik gereken ișlemleri bașlatacaklarını söyleyerek bizden özür dilediler. Aslında yetmez ama bizde bu yapılan özürü kabul ettik ve bir gazetecinin yaptığını bütün gazeteye mal etmememiz gerektiğine karar verdik. Ama bu olayı çok fazla büyütenler oldu. Bu tür ișlerle kimse bir yere varamaz. Herkes ișine bakmalıdır. Bizim ișimiz projelerimizin programını yapmak, sanatçılarımızı yukarılarara çekmek. Bizim amacımız burada yașayan halkımıza, insanımıza kültürel manada güzel faaliyetler sunmak.
Haber/Fotoğraf: Cafer Yıldırımer