Gelişen ve değişen teknoloji ile birlikte yeni buluş ve icatlarda günyüzüne çıkıyor. İnsanoğlu sahip olduğu merak duygusu sayesinde kainatta görünen ve görünmeyen herşeyi araştırıyor ve eşyanın gizemli şifrelerini çözmek için yoğun bir gayret gösteriyor. Kainat sırlı bir kitap,eşya ve hadiseler birer hikmetli iz ve işaretler. Fakat yoğun bir sanal alem bombardımanı altında kalan zihinlerimiz ve beynimiz bu gerçekleri görmekten oldukça uzak yaşıyor maalesef. Bu durumda en çok tahriabata uğrayan ise yine ve herzaman olduğu gibi çocuklarımızın körpecik beyinleri ve zihinleri. Sihirli ve beyaz ekranlar içine yerleştirilen oyunlar ve diziler içindeki şekilsiz ve biçimsiz karakterlerin aktığı körpecik dimağlar maalesef gerçek dünyayı algılamaktan gitgide uzaklaşıyor, bulanıklaşıyor ve kirleniyor. Elinden aldığınızda bir uyuşturucu bağımlısı gibi elleri titreyen ve huysuzlaşan çocuklarımızın sakinleştirebildiğimiz tek an gözlerini beyaz bir ekrana kilitleyebildiğimiz an oluyor.
‘Bu teknolojik imkanlar ve okul olmasa nasıl oyalardık çocuklarımızı bilmiyoruz.’ sözlerini duyar gibiyim. Sahi biz nasıl oyalanırdık bu sihirli ve beyaz ekranlar, ruhlarımızı ve zihinlerimizi esir almadan önce. Ne yapardık, nasıl vakit geçirirdik acaba? Sizde derin derin bir ah çekiyorsunuzdur benim gibi. Nerde bizim çocukken oynadığımız eski oyunlarımız? Nerede mahallede yada sokakta kurduğumuz dostluk ya da arkadaşlıklarımız? Hepsi zamanın acımasız çarkları arasında yok olup gittimi? Ya da yok olup gitmesine izin mi vereceğiz? Çocuklarımızın sanal alemde ki hertürlü şekilsizliğin ve vahşetin içinde gerçek dünya algısını yitirmesine izin mi vereceğiz?
Öyleyse biz aileler çocuklarımızla bu oyunları yeniden oynamalı ve onlara bu oyunlar içindeki heyecanı, mutluluğu, paylaşmayı ve daha nice güzelliği yaşamalı ve yaşatmalıyız. Onlarla birlikte kaliteli zaman geçirme adına saklambaç, körebe, yakan top, mendil kapmaca, isim-şehir, adam asmaca, gibi oyunları oynayabildiğimiz zaman, onların gözlerinde bizim mazide bıraktığımız çocuksu hazzın parıltılarını göreceğiz. Bütün anne-babaları, çocukları ile birlikte oyun oynama seferberliğine davet etmek istiyorum. Onlarla oynamak sizin anne-babalığınızdan birşey eksiltmez, aksine sizin ebeveynliğinize değer katar. Oyun,onların içindeki fazla ve negatif enerjiyi atıp size ve hayata karşı pozitif duygularla dolmasını sağlar. Oyun çocuğun mesleğidir ve oyunla çocuk kişilik ve karakter kazanır.
Yeni yılın herkese mutluluk ve başarı getirmesi dileklerimle…