“Türkiye-Rusya ilişkileri uluslararası istikrar için çok önemli”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Macaristan Jobbik Partisi Genel Başkanı ve Macar-Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Gabor Vona, Türkiye ve Rusya ilişkilerinin uluslararası istikrar için çok önemli olduğunu belirterek, ”Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin iyileşmesi ve gelişmesi bazılarının çıkarlarına ters olduğundan bu süreci engellemeye çalışıyorlar.” dedi.

Macaristan Ulusal Meclisinde ikinci büyük parti konumunda olan Jobbik Partisi Genel Başkanı Vona, AA muhabirine Türkiye-Macaristan ilişkileri, Macaristan’ın siyasi ve uluslararası gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Rusya ve Türkiye ilişkilerinin uluslararası istikrar açısından çok önemli olduğunu, bazı güçlerin bu iki ülke arasındaki yakınlaşmadan rahatsızlık duyduğunu ifade eden Vona, ”Avrupa, Asya ve ikisi arasında bulunan bölgeler için hem Türkiye’nin hem de Rusya’nın istikrarlı ve en iyi ilişkilere sahip olması çok önemli. Türkiye ve Rusya’nın iç istikrara sahip olması, barış, huzur, ekonomik gelişme için anahtar role sahip. Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin iyileşmesi ve gelişmesi bazılarının çıkarlarına ters olduğundan bu süreci engellemeye çalışıyorlar. Rusya’nın Ankara Büyükelçisini vuran şahsın kendi kararı olduğunu sanmıyorum.” dedi.

Jobbik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Laszlo Toroczkai’nin belediye başkanlığını yaptığı Asotthalom kentinde cami ve minare yapımı, ezan okunması, burka ve burkini giyilmesinin yasaklanması kararının partisinin resmi görüşü olmadığını, kararın geri alınması konusunda Toroczkai’yi ikna da edemediğini belirten Vona, şunları kaydetti:

”Belediye Meclisi tarafından karar alındığı zaman ben kararın içeriği ile aynı fikirde olmadığımı açıkladım. Asotthalom bölgesi özellikle son 1,5 yılda sığınmacı krizinden en fazla etkilenen yerleşim birimlerinin başında geliyor. Bu olay oradaki halkı ve meclis üyelerini şok etti. Tüm bu etkenlerin sonucu olarak bu karar alındı. Alınan karar doğru değil. Jobbik Partisinin programıyla hiçbir alakası yok ve sadece mahalli bazda alınan bir karar.”

Partilerinin din özgürlüğünün sağlanması taraftarı olduğunu dile getiren Vona, “Müslümanlar ve Hristiyanlar birbirlerinde problemler aramamalı, bilakis çözüm odaklı ve birbirleriyle barış içinde yaşamaya yönelik ortak hareket etmeliler. Belediye Başkanı ile bir araya geldiğimde kendisine alınan kararın olumlu olmadığını söyledim ama maalesef birbirimizi ikna edemedik. Jobbik hükümete geldiği takdirde bu yönde siyaset gütmeyeceğini açık bir şekilde ifade etmek istiyorum. Sığınmacı krizi dolayısıyla maalesef son 1,5 yılda ne Avrupa’da ne de Macaristan’da Müslüman-Hristiyan diyaloğu güçlendi, bilakis zorlu bir döneme girdi. Birbirimize soğukkanlı ve sevgiyle bakmalıyız.” dedi.

Daha önce Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın da desteklediği Budapeşte’ye cami inşa edilmesi planının sığınmacı krizi dolayısıyla gündemden düştüğüne dikkat çeken Vona, ”Budapeşte’de cami inşa edilmesi konusu sebepsiz yere gündemden düşmedi. Şu an ki durumda bu konunun gündeme gelmesi faydadan çok zarar verir. Böylesi bir durumda Budapeşte’de cami inşa edilmesi daha çok saldırıların hedefi olur ve topluluklar arasında irtibat kurmak yerine sorunların artışına sebep olur. Şahsi kanaatime göre şimdi öncelikle mevcut problemlerin çözümüne öncelik verilmeli ve umarım bu konunun tekrar ele alınma vakti de bir gün gelir.” diye konuştu.

“Diğer dinlere saygı duymayan ne gerçek Hristiyan ne de gerçek Müslüman olabilir”

Sığınmacı krizi sonrası Macaristan’da yabancı karşıtlığının artması konusunu da değerlendiren Vona, son dönemde Avrupa’da meydana gelen olaylar dolayısıyla aslında bu yükselişin beklendiğini belirtti. Daha önce de yaptığı açıklamalarda, Avrupa’da ve Macaristan’da sığınmacı krizi dolayısıyla Müslüman karşıtlığının artabileceğine dikkat çektiğini söyleyen Vona, “Daha önce defalarca İslam’a ve İslam kültürüne saygı duyduğumu açıklamıştım. Hatta bu yüzden Macaristan’da eleştiriler bile almıştım. Maalesef dinler arasında birbirini dinleme ve anlama ihtimali her geçen gün daha da düşüyor ve karşıtlıklar artıyor. Birbirimizin dinine düşmanca bakmak yerine iş birliği fırsatı olarak görmemiz gerekli. Çünkü hepimiz aynı ve tek tanrıya dua edip, yardım ve merhamet bekliyoruz. Diğer dinlere saygı duymayan ne gerçek Hristiyan ne de gerçek Müslüman olabilir.” ifadelerini kullandı.

Macaristan’da son dönemde Müslümanlara yönelik yapılan bazı saldırılardan haberinin olduğunu ve bundan büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Vona, “Jobbik Partisi Başkanlığının yanı sıra Macar-Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanlığını sürdürüyorum. Ülkede yaşayan Türklerle çok iyi ilişkim var. Bunları (Müslümanlara yönelik saldırı olaylarını) ben de duydum. Bugüne kadar Macaristan’da hem Müslümanlar hem de Türkler, Macar toplumunun bir parçası olarak entegre oldular. Macaristan’da beraber yaşama konusunda hiçbir sıkıntı yoktu. Burada bizimle yaşayan Müslümanların ve Türklerin değerli insanlar olduklarını ve bu topluma entegre olduklarını düşünüyorum. Geçen yıllardan bugüne kadar devam eden bu güzel sürecin gelecekte de değişeceğini düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin 21. yüzyılda daha da güçleneceğini biliyorum”

Vona, Macarların genel olarak Türkleri kardeş olarak gördüğüne ve Türkiye’nin birçok zorluktan daha da güçlenerek çıktığına vurgu yaparak, ”Biz Macarlar olarak Türklere büyük değer veriyoruz. Ben Türkiye’ye sadece önemli ekonomisi ve güçlü ordusu olan büyük bir ülke olarak değil aynı zamanda kardeş ülke olarak bakıyorum. Aynı şekilde Türklerin de Macarlara ve Macaristan’a aynı gözle baktıklarını biliyorum. Türk halkı birçok badireler atlattı ama her zaman bunlardan daha da güçlenerek çıkmasını bildi. Türkiye’nin 21. yüzyılda daha da güçleneceğini biliyorum. Aynı şekilde Türkiye ve Macaristan arasında sağlam ve iyi ilişkilerin oluşacağına inancım tam.” dedi.

Macaristan’da mayıs ayında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi konusunu da değerlendiren Vona, ”Jobbik’in görüşü, cumhurbaşkanı adayını Başbakan belirlememeli. Daha alt makamdaki birisi daha yüksek bir makam adayını belirlememeli. Çünkü cumhurbaşkanlığı makamı Macaristan’ın en yüksek dereceli makamı. Bu yüzden en uygun olan seçim şekli cumhurbaşkanının bizzat halk tarafından seçilmesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanını halk seçtiği zaman hiçbir partinin piyonu olmayacağını belirten Vona, “Halkın kendisini seçtiğinin bilincinde olup bu şekilde de hareket eder. Macaristan’da cumhurbaşkanları çeşitli siyasi pazarlıkların neticesinde seçildiklerinden dolayı ağırlıkları olmuyor ve sadece kukla gibi hareket ediyorlar.” yorumunda bulundu.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.