(AA) – Türkiye’de yetişmeyen bir ürün olduğu halde pişirme yöntemiyle dünyaca meşhur olan Türk kahvesinin tadının koruma altına alınması için İzmir Ticaret Odası (İZTO) tarafından coğrafi işaret tescil başvurusu yapıldı.
Osmanlı döneminde Anadolu’ya giren ve pişirme yöntemi, kokusu ve köpüğüyle kendine özgü bir kimlik kazanan “Türk kahvesi”, bu isimle de dünyaya açıldı.
Misafir ağırlama, dini bayramlar, sohbetler ve kız isteme gibi merasimlerin olmazsa olması haline gelen Türk kahvesi, başlı başına bir kültür oluşturdu.
Bu tadın korunmasını ve gelecek nesillere de sağlıklı bir şekilde aktarılmasını amaçlayan İzmir Ticaret Odası, Türk kahvesinin coğrafi işaretle korunması için 2012 yılında Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuruda bulundu. Daha öncesinde özel bir şirket tarafından yapılan başvuru, şirket dosyasının iptal edilmesi üzerine 26 Haziran 2018’de revize edildi.
İZTO’da Tarımsal Hammadde Aracıları, Pamuk, Tütün ve Baharatçılar Meslek Komitesini temsilen meclis üyesi olan Abdurrahman Aydoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk kahvesinin tescillenmesi amacıyla Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden akademisyenler ve kahve tarihiyle ilgilenen araştırmacılarla çalışma yaparak dosya hazırladıklarını aktardı.
Dünyada Arabicca ve Robusta olmak üzere iki kahve cinsinin bulunduğunu, Türk kahvesinin ise Arabicca türünden yapılması gerektiğini belirten Aydoğan, “Arabicca kahvenin de kavrulma, çekim ve Türk usulüne uygun pişirme yöntemi var. Bunlar yapıldığı takdirde Türk kahvesi oluyor. Türk kahvesinin her yerde bu özellikleriyle içilmesi, bizden sonraki nesillere aynı tadın bırakılması için bu başvuruyu yaptık. Başvurudaki ufak tefek eksikleri tamamladık, yakında tescillenmesini bekliyoruz.” dedi.
Aydoğan, coğrafi işaret tescilinin alınmasının ardından Türk kahvesi ibaresini kullanmak isteyen firmaların İZTO’ya müracaat etmesi gerektiğini, tescilde belirlenen şartlarda üretim yapacaklarını taahhüt etmeleri halinde ürünlerinde coğrafi işaret logosunu kullanabileceklerini söyledi.
5 gram kahve şartı
Başvuruda, Türk kahvesi için Arabicca türü kahvenin hafif, orta ve koyu sınıfında kavrulması ve 24 saat bekletildikten sonra ince veya çok ince şekilde öğütülmesi gerektiği belirtildi.
Türk kahvesinin pişirilmesi sırasında sıvı hacmi 65 mililitre olan bir fincana göre 5 gram kahve kullanılması gerektiğinin ifade edildiği başvuru dosyasında, şeker oranı ise acı, az şekerli, orta şekerli ve şekerli olarak sınıflandırıldı.
Türk kahvesinde fincanın ağız kısmında kalın bir köpük katmanı oluşması ve telvenin dibe çökmesi gerekliliği anlatılan dosyada, kahvenin 1 bardak suyla servis edilmesi gerektiği de belirtildi.
Firmanın başvurusu reddedilmişti
Başvuru işlemlerini yürüten Destek Patent Ege Bölge Müdürü Süleyman Zemin ise Türk kahvesinin ilk coğrafi işaret başvurusunu bir firmanın yaptığını, Türk Patent ve Marka Kurumunun şirket ve şahıs başvurularını kabul etmemesi nedeniyle dosyanın reddedildiğini belirtti.
Coğrafi işaretlerin, ürünün özelliklerini ve üretim şeklini koruma altına alan ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan bir koruma şekli olduğunu anlatan Zemin, “Coğrafi işaret tescil başvurusunun meslek örgütleri tarafından yapılması gerekiyor. İzmir Ticaret Odasının yaptığı başvuru uzmanlar tarafından inceleniyor. İncelemenin ardından ilan edilmesi ve belgenin çıkarılmasını bekliyoruz.” dedi.
Zemin, belgenin alınmasının ardından Türk Kahvesi coğrafi işareti logosunu ürünlerinde kullanmak isteyen işletmelerin İZTO’ya müracaat etmesi gerektiğini ifade etti.
Coğrafi işaretlerin, ülke tanıtımı ve değerlerinin korunması yönünden önemine dikkati çeken Zemin, ülke genelinde 375 ürünün coğrafi işaret tesciline sahip olduğunu, 403 ürün için de çalışmanın devam ettiğini bildirdi.
“Her gün kahve içiyorum”
Türk kahvesini çok sevdiğini ve her gün tükettiğini belirten Arzu Kaya, “Türk kahvesinin tescili biz tüketiciler açısından iyi olur, her yerde aynı oran ve yöntemle pişerse işe bir standart gelir. Burası iyi yapıyor, burası kötü yapıyor diye bir şey kalmaz, rahatlıkla her yerde kahvemizi içeriz.” dedi.
Nazan Zorlu ise Türk kahvesinin lezzetinin diğer kahvelerle kıyaslanamayacak kadar özel olduğunu anlatarak, “Türk kahvesinin yeri bambaşka, bu belgeyle birlikte tanıtımlar yapılmalı. Tarihi mekanlarda çok dikkat çekiyor, turistlerin de içtiğini görüyorum. Tescilin alınması biz tüketiciler açısından süper olur.” dedi.