TİYATRO SANATÇISI CENGİZ SAMSUN İLE RÖPORTAJ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“ KaIMG_6292ragöz ne basittir ne de çocuk oyunudur. Derin bir kültür içeriğine sahip, ince zeka ve kültür düzeyine hitap eden bir dile sahiptir”

Yeni Vatan: Sanat hayatına nasıl başladınız? Tiyatroya ilginiz neden geliyor?

Sanat hayatım 1997’de İstanbul’da Erkan Yücel Halk Tiyatrosu oyunculuğuyla başladı. Tabi bu profesyonel olan kısmın başlangıcı. Öncesi ilk okul yıllarına kadar gidiyor. Bir çok tiyatrocu arkadaşımın olduğu gibi benim bu sanata sevdam okul tiyatrolarındaki rollerle başladı.

Yeni Vatan: Peki Kukla ve Karagöz merakınız konusunda konuşalım biraz…

İstanbul’da profesyonel sanat yaşamına girince tabi araştırma ve kaynaklara ulaşma olanakları da arttı. Yaptığım işi daha iyi tanımak, tarihçesini bilmek gerektiği düşüncesi beni araştırmaya okumaya yönlendirdi. Geçmiş merakı beni geleneksel tiyatroya, geleneksel tiyatroda nihayet Karagöze – Kuklaya götürdü. Öz kültür, öz tiyatro. Bütünlüklü sanatlar. Kesinlikle büyülendim diyebilirim. Tam beni yansıtacak, kendimi ifade edebileceğim ve kendimi gösterebileceğim sanat dalları olduğunu gördüm. Bütün oyunu bir kişi oynuyor düşünsenize… Karagözcü bütün tipleri konuşuyor, bütün taklitleri yapıyor, tasviri oynatıyor, şarkı söylüyor, dans ediyor, oyun yazıyor, kurgu yapıyor, oynatacağı tasvirleri de kendi yapıyor, boyalarını kendi hazırlıyor… Hatta yapımda kullandığımız nevregan denen bıçakları da kendi yapıyor; iyi bir ustaysa.

Sanırım aradığımı Karagöz’de buldum. İçine girdikçe de derinleşen bir derya Karagöz. Bir çok kültürü ve bir çok sanatı barındırıyor içinde aynı zamanda. Ve böylece başladı Karagöz- Kukla macerası ve sürüyor hala…

Yeni Vatan: Karagöz ve Hacivat…nedir? Acaba toplum olarak iyi tanıyor muyuz ?

Karagöz bildiğiniz gibi geleneksel Türk gölge tiyatrosudur. Kökenleriyle ilgili çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Kesin olarak bilinen kanıtlanan bir bilgi yok henüz ama en kabul gören tez Metin And’ın ortaya attığı tezdir. Metin And’ın söz konusu tezine göre gölge oyunu tekniğinin Anadolu’ya gelişi 1071’de yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi ile olur. Yavuz Sultan Selim, şerefine yapılan şenliklerde Memlük gölge oyunu izlemiş ve çok beğenmiş. Sefer dönüşünde gölge oyunu sanatçılarını da beraberinde İstanbul’a getirmiştir. Mısır’dan alınan gölge oyunu tekniği idi. Yani Memlük gölge oyunu. Tasvirler (kuklalar) saydam olmayıp siyah beyaz yansımaktaydı. Karagöz olarak son halini 17. yy’da almıştır. Türkler öğrendikleri bu tekniği geliştirmiş, deri işleme ustalığını katmış, boyalarla renklendirmiş süsleme ve renk zevkini katmış ve bugün bildiğimiz Türk gölge oyunu tiplerini yaratmışlardır.. Yaklaşık yüz yıl sonra 17. yy’da bu oyun Karagöz adıyla anılmaya başlamıştır. Karagöz Hacivat tipleri de Mısırdan alınan gölge oyunu tiplerine çok benzemektedir. Karagöz ve Hacivat Mısır gölge oyunundaki Acib ve Garib adlı tiplerin Türkleşmiş halleri gibi görünmektedir. Acib ve Garib tıpkı Karagöz ve Hacivat gibi karşıt kişilerdir. Garip kurnaz ve yoksul. Acib ise şarabı yarattığı için Allaha dua eden bir tip.

Yeni Vatan: Karagöz ve Hacivat çocuk oyunu mu?IMG_6543

Maalesef bugün Karagöz unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Çocuk oyunu, basit ve ilkel diye küçümsenip bir köşeye itilmiş. Halbuki Karagöz ne basittir ne de çocuk oyunudur. Derin bir kültür içeriğine sahip, ince zeka ve kültür düzeyine hitap eden bir dile sahiptir. Engin bir tasavvuf kültürü yanında sert, muhalif ilerici bir üslubu, çizgisi vardır Karagöz’ün. Fakat elbette ki çocuklar için yazılmış, çocuklara uygun oyunlar vardır, oynanmıştır. Biz de çocuklara uygun oyunlar oynamaktayız. Benim çocuklar için yazdığım, konusu ve tipleriyle belli bir yaş gurubuna hitap eden oyunlarım var. Çocukların bu oyuna ilgisi de olağanüstü…

Yeni Vatan: Çocuklar Karagöz gösterilerinize nasıl tepkiler veriyor?

İlgi müthiş. Çocukların katılımı, tepkisi çok sıcak çok aktif oluyor çünkü çocuklar tepki vermekten, düşündüğünü söylemekten hiç çekinmiyorlar. Çoğu insan günümüzde bilgisayar ve televizyonla büyüyen çocukların Karagöz’e ilgi göstermeyeceğini düşünüyor. Ama aksine çocuklar gölge oyununun büyülü dünyasına, kendileri gibi saf, komik sevimli dünyaya öyle dalıyorlar ki, bilgisayar televizyon akıllarına bile gelmiyor. Tekrar tekrar izlemek istiyorlar.

Çünkü Karagöz’de çocukların istediği her şey bir arada : çizgi film, müzik, resim, karikatür, efekt, dans…

Yeni Vatan: Yeterince ilgi ve destek görüyor musunuz?

Son dönemlerde ilgi biraz arttı. Sebebi ise Unesco. 2009 yılında UNESCO Karagöz’ü “Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası” listesine aldı. TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu çalışmaya taraf olduğu için bazı çalışmalar yaptı. Bu, sanatımızın hem dünyada tanınmasına hem ülkemizde hatırlanmasına neden oldu. Bu çalışmalar kapsamında ben de UNESCO ve TC Kültür Bakanlığı tarafından Kültür Mirası Taşıyıcısı olarak seçildim.

Yeterli destek derseniz maalesef yok! Biz, Karagöz sanatçıları hala kendi yağımızda kavruluyoruz. Fakat dediğim gibi bir nebze de olsa bir kıpırdama var. Biraz da kendi çabalarımla bu sanatı hem yurt içinde hem yurt dışında çeşitli festival ve turnelerle tanıtmaya sevdirmeye çalışıyorum.

Yeni Vatan: Brüksel Sound of İstanbul Festivaline katıldınız. Genel olarak festivalden umduğunuzu buldunuz mu?

Gördüğüm ilgi ve etkinliğe katılım beni çok memnun etti. Hem Türk hem Belçikalı meraklıların hem atölye çalışmasına hem gösteriye olan ilgisi çok güzeldi. Festival sorumlularının bize karşı sıcak, samimi yaklaşımı, kusursuz organizasyonları ile çok memnun kaldım demeliyim. Çocuklara ve büyüklere iki ayrı atölye çalışması yapmak ayrıca büyük bir zevkti.

Yeni Vatan: Festival haricinde Belçika’da mesleginiz alanında çalışmalarda bulundunuz mu?  narsanat

Kısa, fakat yoğun bir program geçirdim. Belçika’daki danışmanımız Ulaş Sarıtaş’ın daha önceden hazırladığı program doğrultusunda çeşitli görüşmelerimiz oldu. Örneğin en önemlilerinden birisi Faslı Mustafa Ben Messaoud ile görüşmemiz oldu. Mustafa iyi bir müzisyen. Binlerce yıldan beri gelen ‘Guembri’ isimli perdesiz bir enstruman çalıyor. Bu çalgıyla Şaman müziği de yapıyor. Karagöz esas olarak Şaman müziğiyle yapılır fakat günümüzde musiki ağırlıklı yapılıyor. Kendisiyle önümüzdeki dönemde ortak bir çalışma yapma sözü aldık. Belçikalı geleneksel kukla koleksiyoncuları ve tiyatrocularla görüşmemiz oldu. Bir kere hepsi Karagöz ‘ü tanıyor!

Bunların dışında Belçikalı ve Türk dernekleriyle görüşmelerimiz oldu. Programımız dahilinde sizin, Topakev Media Kültür Folklor Derneği’nin geleneksel arabaşı yemeğine de katıldık .Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Belçika’ya gelmeden önce küçük bir mide rahatsızlığı geçirme rağmen bu kadar bir güzel çorba içmemiştim. Daha sonra, Ulaş bize derneğiniz hakkında bilgi verdi. Adında folklor ve kültür geçiyor. Emirdağ Folklörünü ve kültürünü Belçika’da yaşatmanız ve başka kültürlerle yapacağınız ortak etkinliklerle evrenselleşmenizi tavsiye ederim. Günümüzde küreselleşme adı altında tek kültür dayatması var ve bahçenizde tek çeşit çiçek olmasını istiyorlar. Siz önemli görevler üsleniyorsunuz, başarılar dilerim. Önümüzdeki dönemde, Türk ve Belçikalı sanatseverlerle buluşmak üzere…

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.