“Teşekkür ve şükür”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Zaman ilaçtır” demiş atalar. Yaşanan bir acı ilk gün ki gibi tazeliğini korumuş olsa o acıyı yaşayan kişi ne yaşamdan tat alabilir ne de yarınlar için bir hedef bir tertip yapabilir. Bu seple unutmakta çok güzel bir nimettir.

Bizi bizden iyi bilen Yaratan hayatta nelere katlanıp katlanamayacağımızı da en iyi bilendir. Bir başka ata sözümüzün ifadesi “Allah insana kaldıracağından fazlasını yüklemez.” Kişi yada kişiler toplumlar ülkeler zamana ve zemine göre hareket etmesini bilmeli.

Bundan tam 86 koca yıl önce çorap ördüler aziz milletin başına Ayasofya’yı müzeye çevirerek. O günlerde savaşlardan çıkmış yoklukluklarla boğuşuyor erkeğini kaybetmiş nüfusumuz zarara uğramış maneviyatımıza darbeler vurulmuş bizde olmayanlar dinimize kültürümüze dikte edilmiş çok zor zamanlar yaşamıştık.

Akılsız baş olunca ayaklar debül dübü gider, deriz biz yöresel bir deyimle. Sarhoş misali.

Öyle bir aziz milletiz ki etimizi kemiğimiğimizden ayırsalar. Tabiri caiz ise derimiz yeniden can bulur tarihimizin izlerinden.

Din devlet tarih
Namus bayrak kültür
Dört mevsim iklimimizdir
Can verir taviz vermeyiz biz.

Yeniden doğar Fatih’ler
Kış da olsa açar bazı çiçekler
Düştüğü yerden kalkar yiğitler
Can veririz taviz vermeyiz biz.

Tarih dersi verme mahiyetinde değiliz tarihi okuyup araştıranlar meselenin ehemmiyetine vakıftırlar.

Hiç dinmedi imanlı gönüllerin göz yaşı seksen altı yıldır. Okunurken Ezan-ı Muhammedi Sultan Ahmet Camii’nin minarelerinden, Ayasofya Camii’nin minarelerinin şerefelerine gölge düşürmüştü ecnebinin ülkemizdeki elleri tarafından. Öyle garipti ki, mihrabı Fatih’in yeniden doğuşunu bekledi bunca yıl. Fatih’lerin doğumu kolay olmuyor 86 yıl da yeniden doğdu çok şükür. Bu doğuşta dünya ya gelişine vesile olan anneye babaya bu doğuşta eğitimine vesile olan öğretmenlere bu doğuşta dünlere imza atan tarihçilere bu doğuşta siyasetin duayeni merhum Necmettin Erbakan Hoca’ya ki, odur bu günün devlet yetkililerine bu günkü çizgiyi çizip adım adım ilerlemelerini tavsiye eden muhterem insan. Öyle bir plan çizdi ki, merhum, çocuklar biz her mevsim kendi aramızda zemheri gibi olalım. Bizi hep kışta zannetsinler tekrar tekrar tekerimize taş koymasınlar ki, Ayasafya’ya yağan buz tutmuş kar kütlelerini yeni bahar mevsimlerinde ılık rüzgarlara karışan müminlerin göz yaşları ile eritip gölgede kalan Ayasofya minberinden hutbeler yükselsin günümüzün geleceğine geleceğin gençliğine Fatih’in mirasına gömlek değiştirdik planlarımızı harfiyen uygulayarak sahip çıkalım tenbihleri vücut buldu Elhamdülillah. Gene bu vücut bulmaya sebep olan müsbet gazete vesair medya, köşe yazarları kitap yazarları şairler ve elbetteki hukukcularımız her daim gün yüzünde tuttular Ayasofya’yı ve gene sandığa giden devlete sahip çıkan imanlı müsbet vatan sevdalılarının eseri bu gün Ayasofya’nın üzerine çöken bir asıra yakınki kara bulutların kalkmasına vesile olan eller. Yıllarca kara bulutları üzerimize çöktürenleri ne kadar eleştirdi isek gene bu karabulutların kalkmasına vesile olan her bir cana ayrı ayrı şükranlarımızı sunuyoruz.

Dünya ve ahirette yüzümüz ak olsun
Yükselen ezanlar şahidimiz olsun
Dönersek Hak yoldan yazıklar olsun
Abdil’im yol Hak yol, şükürler olsun.

Abdil Göktekin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.