Dünyada çok iyi bir yere sahip uzakdoğu savunma sanatı ve sporu Taekwondo’yla çocuk yaşta tanıştığı günden bu yana bu sporu seven ve yıllardır hocalık yapan Abdullah Köksal, gazetemize verdiği röportajda, Kore kökenli spor hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Yaklaşık iki yıl önce kurduğu Dinamik Do Spor Okulu’nda gençleri ağırlayan 2. Dan derecesine sahip Abdullah Hoca, Taekwondo’da başarılı olmak için disiplinin çok önemli olduğunu vurguladı ve Türklerin Taekwondo’ya çok ilgisiz olmalarından yakındı.
Dinamik Do Spor Okulu, Rue de Jérusalem 56-58 – 1030 Schaerbeek adresinde bulunan Neptunium’ün spor salonunda Salı ve Perşembe günleri saat 17.30 ile 19.30 arası, Pazar günleri ile saat 13.00 ile 15.00 arası aralıksız olarak bir sene boyunca hizmet vermektedir.
İşte o röportaj:
Abdullah Köksal kimdir?
A.K.: 4 Haziran 1968’de Emirdağ’da doğdum. Ufaklıktan bu yana uzakdoğu sporlarıyla ilgileniyorum. Yaklaşık iki yıldır kendi kulübümüz var. Dinamic Do Spor Okulu olarak hizmet vermekteyiz. Amacımız çocuklara uzakdoğu sporlarını en iyi şekilde öğretmek. Bunu yaparken de üzerinde durduğum en önemli konu disiplin ve saygıdır.
Taekwondo sevgisi sende nasıl oluştu?
A.K.: Ben Taekwondo’ya 1988’de başladım. O zamanlar, hocam, aynı zamanda dünya şampiyonu Eda Aygün’ün babası olan Erdin Aygün Hoca bana o zamanlar bu sporun sevgisini aşıladı. O günden bu yana Taekwondo sevgisi hep içimde yer aldı. Bir ara bazı imkansızlıklar yüzünden ara vermek zorunda kaldım ancak şu anda faal olarak devam etmekteyim.
Taekwondo’da başarılarınız nelerdir?
A.K.: Taekwondo’da siyah kuşak’ta ikinci Dan derecesine sahibim. Türkiye’de, bu dalda çok müsabakalarda yarışmak üzere birçok müsabakada yer aldım. Çok sayıda derecelerim var. Ancak Belçika’ya gelince, Taekwondo’ya yaklaşık on sekiz yıl kadar ara vermek zorunda kaldım. Yaklaşık bundan beş yıl önce Taekwondo’ya tekrar başladım ancak bu yaştan sonra da müsabakalara falan katılmam pek mümkün olmaz. Şu anda tek amacım gençleri eğitmek.
Belçika’da Taekwondo ne durumda?
A.K.: Maalesef Belçika’da bizim Türkler Taekwondo’ya çok ilgisiz. Özellikle anneler ve babalar çocuklarının arkasında durmuyorlar. Şayet durmuş olsalar Belçikalı Türkler bu sporda çok daha iyi yerlere yükselebilirler. Benim en kırıldığım noktalardan birisi, Türk velilerin çocukların arkasında bulunmamaları. Buraya gelen Faslılara bakıyorum, hepsi eti senin kemiği benim mantığıyla çocukların arkasında duruyorlar. Ancak bizim Türk çocuklarına en ufak bir şey söylendiği zaman çocuk küsüp gidiyor ve bir daha gelmiyor.
Türkler Taekwondo’ya gereken ilgiyi neden göstermiyorlar?
A.K.: Ben kendi çocuğumdan pay biçeyim mesela. Benim çocuğum bile Taekwondo’ya zorla geliyor. Onu gelmesi için zorluyorum. Sanki disiplin altına girmek istemiyor. Gençlerimizin çoğu futbola gidiyor. Sebebi futbolda disiplin namına hiçbir şeyin olmaması. Futbol Taekwondo gibi değil. Uzakdoğu sporlarının ilk hedefi disiplindir. Gençlerimiz, o disiplini ve sıkıyı gördükleri zaman pek fazla istekli olmuyorlar maalesef. Bu disipline boyun eğip Taekwondo’nun aşkını kapan gençler ise isteseler bile bu sporu bir daha bırakamıyorlar.
Çocuğunu Taekwondo’ya getirmek isteyen velilere vermek istediğin mesaj nedir?
A.K.: Velilere verecebileceğim en iyi mesaj şudur. Bir veli çocuğunu Taekwondo’ya getirecekse, sonuna kadar çocuğun arkasında durması lazım. Ya değilse hiçbir şeye yaramaz. Veli ister de çocuk istemezse, veli çocuğu buraya getirsin, burada o kaliteye gören çocuk ister istemez bu sporu sevecektir.
Röportaj/Fotoğraf: Cafer Yıldırımer