Belçika Şirketler Federasyonu tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli İş Toplantısı’nda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de ekonomi alanında yaşanan olumlu değişimlerden örnekler vererek, “Dünyanın 17’nci büyük ekonomisiyiz. Tarımsal üretimde ise Avrupa’da 1’inci ve dünyada 7’nci sıradayız. 2023 vizyonu doğrultusunda ülkemizin dünyada savunma sanayiinde gelişmiş ilk 10 ülke arasına girmesini hedefliyoruz” dedi.
Belçika Kralı Philippe’in davetine icabetle Belçika’da bulunan ve ülkedeki temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçika Şirketler Federasyonu (FEB) tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli İş Toplantısı’na katıldı. Belçikalı şirketlerin CEO’larının katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
“BELÇİKALI İŞ ADAMLARININ İSTANBUL’DAKİ YATIRIMLARI 1840’LI YILLARA UZANIYOR”
Konuşmasının başında bu toplantıyı düzenleyerek Belçikalı şirketlerin CEO’larıyla bir araya gelme imkânı sağladığı için FED yöneticilerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçikalı iş adamlarının İstanbul’daki yatırımlarının 1840’lı yıllara kadar uzandığını hatırlatıp Belçika’daki Türk yatırımlarının da sürekli arttığını ekledi ve “Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin gelişmesinde, her iki ülkede yatırım imkânlarını araştıran ve emeklerini ortaya koyan müteşebbislerin katkısı büyüktür” dedi.
Son yıllarda iki ülke arasında gerçekleştirilen üst düzey temas ve ziyaretlerin, sağlam temellere dayanan ilişkilerin daha da pekiştirilmesi açısından yararlı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında Türkiye ile Belçika arasındaki ticaret hacminin yaklaşık 7 milyar dolar seviyesine çıktığını 2015’in ilk 6 ayında ise yüzde 16’lık bir düşüşü yaşandığını belirterek, “Küresel ekonomik sıkıntılara rağmen, ticari ilişkilerimizi daha ileri aşamalara taşımamız, her iki ülkenin de yararınadır. Bu hususta siz değerli iş adamlarının tecrübelerine ve kabiliyetlerine olan güvenim tamdır” diye konuştu.
2002 yılından bu yana Belçika’dan ülkemize yaklaşık 8,1 milyar dolar doğrudan yatırım yapıldığını, Belçika’nın bu Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan 6’ncı sırada ülke olduğunu; Türkiye’de yerleşik kişilerin Belçika’daki doğrudan yatırımlarının ise 300 milyon doları bulduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamların iki ülke arasındaki gerçek potansiyeli yansıtmadığını ifade etti
TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN REFORMLAR
Türkiye, yükselen ekonomik gücüyle her geçen gün artan yatırımlara sahip bir ülke olduğunu belirterek, Belçikalı iş adamlarını, Türkiye’nin sunduğu teşvikleri araştırarak, bunlardan yararlanmaya ve yatırım yapmaya davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye’nin geçtiğimiz 13 yılda yaşadığı süreç, pek çok ülkeye ilham veren bir başarı hikâyesidir. 2002 yılında 230 milyar dolar olan Gayrı Safi Yurtiçi Hasılamızı 4 kata yakın artırarak 2014 yılında 800 milyar dolara yükselttik. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü olan 2023 yılında bu rakamı 2 trilyon dolara ulaştırmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde, 2002 yılında 87 milyar dolar düzeyinde olan toplam ticaret hacmimiz bugün 400 milyar doları buldu. 2023’de toplam ticaret hacmimizin 1 trilyon doların üzerine çıkmasını öngörüyoruz.”
“DÜNYANIN 17. BÜYÜK EKONOMİSİYİZ, TARIMSAL ÜRETİMDE AVRUPA’DA BİRİNCİ SIRADAYIZ”
Türkiye’nin büyük ölçüde Avrupa ekonomik sistemine entegre bir ülke olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, genç ve nitelikli işgücü, dinamik ve istikrarla büyüyen ekonomisi, rekabetçi özel sektörü, büyük ölçekli iç pazarı, yerleşmiş mali disiplini, gelişen altyapısı ile yükselen bir güç konumundadır” dedi ve geçen 13 yılda Türkiye’de ekonomi alanında yaşanan olumlu değişimlerden örnekler verdi: “Dünyanın 17’nci büyük ekonomisiyiz. Tarımsal üretimde ise Avrupa’da 1’inci ve dünyada 7’nci sıradayız. 2023 vizyonu doğrultusunda ülkemizin dünyada savunma sanayiinde gelişmiş ilk 10 ülke arasına girmesini hedefliyoruz. Ülkemizdeki güven ortamı ve istikrar sayesinde, enflasyon ve kamu açıkları gibi temel makroekonomik istikrarsızlık unsurlarının üstesinden önemli ölçüde geldik. Ekonominin kırılganlığı azaltılırken, piyasalarımızı daha rekabetçi bir işleyişe kavuşturduk. Kişi başına millî gelirimiz 2002 yılında 3 bin 500 dolarken, bugün 3 kat artarak 10 bin 500 dolara ulaştı. Satın alma gücü paritesi esas alındığında ise bu rakam 19 bin dolar düzeyindedir. Ancak bunu yeterli görmüyoruz ve 2023 yılında 25 bin dolarlık bir millî gelire ulaşmayı hedefliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde yaşanan insani krizlere karşı gösterdiği duyarlılığın tüm dünya tarafından görülüp takdir edildiğini vurgulayarak, yaşanan mülteci krizine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu: “Suriye’de devam eden siyasi kriz, ülkenin nüfusunun yarısından fazlasının yerinden olmasına yol açtı. Türkiye olarak, 2,2 milyon Suriyeli sığınmacıya, hiçbir dini ve etnik köken ayrımı gözetmeksizin kapılarımızı açtık ve tüm ihtiyaçlarını karşıladık, karşılıyoruz. Türkiye hâlihazırda dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumundadır. Avrupa’nın tamamındaki mülteci sayısı ise 250 bin civarındadır. Biz, hem insani sorumluluklarımız gereği, hem de bölge halkıyla olan tarihi ve kültürel bağlarımız sebebiyle, açık kapı politikamızı devam ettireceğiz.”
“AVRUPA’DAN VE ULUSLARARASI TOPLUMDAN GERÇEK ANLAMDA BİR KÜLFET PAYLAŞIMI BEKLİYORUZ”
Türkiye’nin, krizin ilk günlerinden bu yana sergilediği insani tutumun, tüm Avrupa Birliği ülkeleri için örnek olması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa değerlerine sahip çıkma konusunda Türkiye, Birlik üyesi ülkelerin çok ilerisindedir” şeklinde konuştu. Suriyeliler için Türkiye’nin yaptığı harcamanın 7,5 milyar doları geçtiğini, bu rakamda uluslararası toplumun katkısının ise sadece 417 milyon dolarda kaldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tablo sürdürülebilir değildir. Ülkemizdeki Suriyelilere, Avrupa ve uluslararası toplum adına ev sahipliği yaptığımız unutulmamalıdır. Biz Avrupa’dan ve uluslararası toplumdan gerçek anlamda bir külfet paylaşımı bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Tüm bu sorunlara rağmen Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarı sayesinde küresel düzeyde bir çekim merkezi haline geldiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüksek büyüme ve dışa açılmada, özel sektörün çok önemli bir paya sahip olduğunu belirtti. “Türkiye’nin en büyük zenginliği, insanıdır. Ekonomik alanda da en büyük gücü dinamik, nitelikli, çalışkan, kendine güvenen, cesur müteşebbisleridir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata geçirilen yapısal reformların ve gerçekleştirilen ekonomik kalkınmanın, özel sektörün sergilediği cesur atılımlar sayesinde hedeflerine doğru ilerlediğini söyledi.
“2023 HEDEFLERİMİZE ULAŞMAK İÇİN TÜM GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ”
Türkiye’de; yollardan hızlı trenlere, köprülerden havalimanlarına, yapılan ve yapılmakta olan uluslararası ölçekteki yatırımları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kadar geniş sahaya yayılan yatırım hamlelerimiz ülkemizdeki iş imkânlarının genişliğine işaret ediyor. Biten, devam eden ve başlayacak olan daha pek çok projeyle, 2023 hedeflerimize ulaşmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Tüm bu yatırımları, devlet ve özel sektör arasında oluşturduğumuz ahenkli çalışma ortamıyla gerçekleştiriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Özel sektörün gücünden ve dinamizminden azami düzeyde faydalanmaya çalıştıklarına; gerek yerel, gerek küresel girişimcilere her türlü desteği verip teşviki sağladıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlgili kurumlarımız, Belçikalı iş adamlarına her türlü yardımı ve yönlendirmeyi sağlamaya daima hazırdır. Türkiye artık, büyük bir kalkınma hamlesini gerçekleştirmiş, büyük vizyonu olan, bunu gerçekleştirmek için gereken kararlılığa sahip, en önemlisi de kendine güveni bulunan bir ülkedir” açıklamasını yaptı.
“AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ EN ÖNEMLİ ULUSLARARASI ÖNCELİĞİMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığında yaptıklarını da kısaca özetlediği konuşmasında, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin uluslararası en önemli önceliği ve stratejik tercihi olduğunu vurguladı. Katılım sürecinde desteği için Belçika’ya teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu desteğin, müzakere sürecinde yaşanan tıkanmanın aşılmasında da beklediklerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: “Siyasi engellerin ortadan kaldırılması ve yeni fasılların müzakereye açılması, ilişkilerimizin geliştirilmesi açısında da önem arz ediyor. Önünde bir engel bulunmayan 17 no’lu ‘Ekonomik ve Parasal Politika’ faslının müzakereye açılmasını bekliyoruz. Bu kapsamda Belçikalı dostlarımızın desteğine güveniyoruz. Bölgemizdeki krizler, güvenlik ve dış politika alanlarında iş birliğimizin geliştirilmesini her zamankinden daha gerekli kılıyor. Terörizm ve düzensiz göçle mücadele konularında AB ile iş birliğimiz hayati önem taşıyor. Bu bakımdan 31 no’lu ‘Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası’ faslının açılmasına çok ama çok önem veriyoruz. Geri Kabul Anlaşması ve Vize Serbestisi hususlarının da dâhil olduğu 24 no’lu ‘Adalet, Özgürlük ve Güvenlik’ faslı kapsamına giren konularda daha yoğun iş birliğine ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bu konunun biz adeta pratiğini yaşıyoruz. Asıl bu işi yaşayan biziz. Terörle adeta iç içe olan ve onunla savaşan biziz. Bu faslın en kısa sürede müzakerelere açılmasını istiyoruz. Bir üye ülkeden kaynaklanan siyasi tıkanıklık, böylesine önemli bir konuda daha fazla iş birliğine engel olmamalıdır.”
FEDERAL PARLAMENTOYU ZİYARET
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FEB binasında gerçekleşen bu toplantının ardından, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Federal Parlamento’yu ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan burada, Senato ile Temsilciler Meclisi Başkanları tarafından kendilerinin onuruna verilen öğle yemeğine katıldılar.