Brüksel Edebiyat Akşamları: “Türkiye’de Toplumsal Süreç ve Roman”
7 Mayıs Salı akşamı saat 19.00’da Brüksel Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen söyleşinin konuşmacıları Türk Edebiyatının tanınmış yazarları Nedim Gürsel ve Feyza Hepçilingirler. Programda, Cumhuriyetin kuruluş yılları, 27 Mayıs, 12 Eylül askeri darbeleri gibi önemli dönüm noktalarının Türk romanında bıraktığı izler, konuşmacılar hem kendi eserleri, hem de diğer yazarların romanları bağlamında ele alındı.
“TOPLUMDAKİ HER DEĞİŞİM ROMAN’DA YANSIMASINI BULUR”
İlk konuşmacı Halen Yıldız Teknik Üniversitesi‘nde öğretim görevlisi olarak bulunan Feyza Hepçilingirler;”Türkiye’de Toplumsal Değişimin Edebiyata yansımasını Roman üzerinden Romanlarda da Kadın kahramanlar üzerinden anlattı.Toplumlarda değişmelerin aynası olarak Kadını alabiliriz.Toplumdaki değişmeler en çol kadınlarda gözlenebilir.Bunu Roman kahramanlarınıda da bulmamız mümkündür,öünkü o toplumda kadın nasıl yaşıyorsa yazarın muhayyesinde (imge) yaratttığı kadın da aynı biçimi alacaktır..Edebiyatımızın gerçekci kanalından bakan romanlarda yazarın yarattığı tipler gerçek yaşamı ve gerçek yaşama yansıyan bu darbelerin kadını etkilerini de anlatmaya yeter.” şeklinde giriş yaptıktan sonra Yazılan ilk Romanlardan Ahmet Mithat Efendi’nin, Namık Kemal’in Şemsettin Sami nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı ilk romanından günümüze romanlardaki kadın karakterleri analiz ederek ; her dönemdeki kadın tiplemelerinden örnekler verdi.Tanzimat devri ile toplumda yaşanan değişimin Edebiyata da yansımalarını örnekler vererek açıklayan Hepçilingirler Türkiye’de yaşanan 27 mayıs 1960, 12 Mart 1971,12 Eylül 1980 darbelerinde acı çeken, sürülen, cezası infaz edilen kadınları Edebiyatın içine itmiştir.”Bir dönemi anlatan roman yazmak için illaki o dönemde yaşamak, tam günü gününe olayları yazamak gerekmiyor. Resmi olarak kabul edilmese de 28 Şubat 1997 postmodern darbesinden sonra kadında başka bir değişim meydana geliyor.bu dönemin edebiyatımıza yansıması henüz bitmii bir süreç değildir.Şimdilik sadece bazı Tv dizilerinde görüyoruz.Türbanlı genç kızların yaşamı anlatılmaya başlanıyor. daha çnce edebiyatımızda böyle bir olgu yoktu.Toplumdaki her değişim roman da yansımasını bulur.Çünkü Roman kaynağını yaşamdan almak zorundadır.” diyerek konuşmasını tamamladı.
TÜRK EDEBİYATINDA TABULAR VARDIR
Feyza Hepçilingirler’den sonra söz alan Nedim Gürsel, Brüksel’i yeniden ziyaret etmekten ve Yunus Emre Enstitülerinin çabalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Feyza Hepçilingirler’den farklı olarak toplumsal sürecin edebiyata yansımasını edebiyattaki erkek karakterler üzerine söyleşiye devam eden Gürsel, ülkede yaşanan üç darbenin kendisini ve roman karakterlerini nasıl etkilediğini anlattı. Gürsel, darbelerden bahsettiği kitaplarını darbe dönemlerinde değil, daha sonra sürecin analizini yapıp farklı bir bakışla kaleme almaya çalıştığını ifade ederken, darbelerin en çok yazarların hayal gücünü öldürdüğünü ve kendisinin de 80 darbesinden sonra yasaklanmış bir yazar olarak Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakıldığını belirtti.
Türk Edebiyatının tanınmış yazarlarından Nedim Gürsel Fransızca yaptığı konuşmasında ise 12 Mart muhtırası ile başlayan dönemlerde yazılarından dolayı yasaklı olduğunu yaşamını Fansa’da sürüdüğünü anlatarak “Kısa bir dönem Türkiye’ye geldim. 12 Eylül Darbesinden sonra güvenlik güçlerine hakaret ettiğim gerekçesi ile kitaplarım sansürlendi, Turgut Özal zamanında bu davalardan aklandım. Kişilerin konuşma ve ifade özgürlüğü var. Okuyucunun da okuma ma hakkı var. Tür Edebiyatında tabular vardır. Kürt, Ermeni, İslam kimse bunları göze alıp yazamaz.12 Eylül dönemi Kürt meselesi çözüldükten onbeş-yirmi yıl sonra roman ve dizi olarak yazılır.”şeklinde konuştu.
Yazarlar konuşmalrının bitiminde izleyicilerin sorularını cevaplayıp, kitaplarını imzaladılar.
Proğram sonrasında Yunusemre Türk Kültür Merkezi Türkçe Kurslarına katılan kursiyerler sertifikalarını Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy, Milletvekili Mahinur Özdemir, yazarlar Feyza Hepçilingirler ve Nedim Gürsel’in elinden aldılar.
Şükrü Sağlam