Brüksel’de düzenlenen Avrupa Ombudsman Ağı Konferansı’na katılan T.C. Kamu Başdenetçisi ve Ombudsman Şeref Malkoç, toplantıların ardından, Brüksel Büyükelçisi Zeki Levent Gümrükçü ile birlikte Türk STK temsilcileriyle bir araya geldi.
Malkoç STK temsilcilerine, sahip oldukları hakların neler olduğu ve bu hakları nasıl kullanmaları gerektiği hususunda bilgi verdi.
“Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı arttı”
Konuşmasında Belçika’nın yanı sıra Fransa, Hollanda, Danımarka gibi ülkeleri dolaştıklarını hatırlatan Şeref Malkoç, ombudsmanlık konusunun önemini şu sözlerle vurguladı; “İnsanlar arasında hak arama hükmünü yaygınlaştırmaya çalışıyoruz ve bulundukları ülkelerde onları ombudsmanlık veyahut eşitlik kurumlarıyla tanıştırıyoruz. Eğer biz Avrupa’da 6 milyon insanımızla, her insanımızın bulunduğu ülkede hak arama yollarını anlatabilir, bu yollarla ilgili hak arama kültürünü geliştirebilirsek, çok işimizi hallederiz. Avrupa’da son yıllarda, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı arttı. Irkçı partiler yüzde 20’lerde oylar almaya başladılar. Ama Avrupa kültürünü ve Avrupa değerlerini oluşturan kurumla ve insanlar da bundan rahatsız. Dolayısıyla biz Avrupa’da bulunan insanımızla, bize tanınan evrensel insan hakları beyannamesinde bize tanınan hakları talep etmemiz aslında Avrupa’nın da yararına ve Avrupa kültürünü de güçlendirecektir. Biz hassasiyetle bu konunun üzerinde duruyoruz.”
“İyi şeyleri yeterince anlatmıyoruz”
Türkiye’nin her alanda birçok konuda önemli mesafeler aldığını belirten Malkoç, “Ekonomik alanda zorluklar olmasına rağmen insanımızın refah seviyesini geliştirmek için hamleler yaptık. Türkiye’de eğitim alanında her yerde üniversiteler kuruldu. Sağlık alanında, Avrupa’nın bazı ülkelerinde olmayan imkanlar bile artık Türkiye’de var. Hastanelerin kalitesi fevkalade arttı. Ulaşımdan iletişime kadar önemli mesafeler aldık. Bunları buraya gelince mükayese etme imkanı görüyoruz. Tek eksikliğimiz, yaptığımız iyilikleri ve iyi şeyleri yeterince anlatmıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Arzulu olanlar siyasete atılmalı”
İstekli, arzulu, hevesli olan gençlerin mutlaka siyasete koyulması gerektiğini savunan Malkoç, “Türkiye’den hangi partiyle ilişkiyi, arkadaşlığı, düşünce birliği olursa olsun faketmez. Veyahut buradan hangi partiden olursa olsun, mutlaka siyaset yapmaları gerekir. Yerelde siyaset yapmaları gerekir, federal düzeyde siyaset yapmaları gerekir. Ve her bir sivil toplum örgütü bu arkadaşları desteklemesi gerekir. 160 bin vatandaş. Belki bu 200 bine çıkacak. Bu en az 150 bin, 170 bin oy demektir. Bir oyun ne kadar önemli olduğunu Türkiye’deki seçimlerde gördük. Burada siyasi yelpaze düşünüldüğünde 160 bin insanın oyunun olağanüstü bir katkısı vardır.” dedi.
“Hak aramak en değerli şeydir”
Hak arama konusuna önemle vurgu yapan Malkoç, “Okulda çocuğunuz herhangi bir ayrımcılığa mı uğradı? Veya siz herhangi bir kamu kurumunda yanlış bir müamele ile mi karşılaştınız? Mutlaka Belçika eşitlik kurumlarına müracat edin. Mutlaka Belçika ombudsmanlığına müracat edin. Ne çıkar? Sizin göreviniz o müracatı yapmak. Burada yaptınız bir müracatın örneğini bize de gönderin, biz Belçika Ombudsmanlığı aracılığıyla takip edelim. Çünkü dünyada en güzel şey, hak aramaktır. Zordur, meşekkatlidir, sıkıntılıdır ama hak aramak en değerli şeydir. Dünyada haklı olmaktan daha büyük bir güç yoktur. Ama haklı olduğunuzu mutlaka iyi değerlendirmeniz gerekir.” diye konuştu.
“İsrail’in sözcülüğünü yapıyor”
Bütün dünyadaki gelişmelere, olumsuzluklara rağmen insan hakları adına, demokrasi adına, insanlık adına umutlu olduğunu ifade eden Malkoç, ABD Devlet Başkanı Donald Trump’ın, Meksika sınırına duvar ördüğüne de değindi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Gariban, fakir, fukara Güney Amerikalılar, Amerika’ya geçmesin diye. Tarihte de bunun örnekleri görüldü. O duvarı isterseniz gökyüzüne kadar çıkarın. İsterseniz tel örgüyle destekleyin. İnsanlığın onuru, insanların hakları o duvarı aşar. Onunla da yetinmiyor, İsrail’in hükümet sözcüsü gibi oldu. Amerika Devlet Başkanı İsrail’in sözcüsü oldu. Ortadoğu’yu yeniden karıştırmak istiyor. Bunlar yanlış şeyler. Gerek Kudüs’ün İsrail’in başkenti yapılması, gerek Golan tepeleri konusunda Avrupa’daki insani değerleri savunanlar karşı çıkıyorlar. Bu güzel bir şey. Biz Türkiye ombudsmanlığı olarak bütün insan hakları savunucularıyla temas haline geçmeyi istiyoruz. Nasıl ki, bütün kötü insanlar birbirlerinden destek alıyorlarsa, iyi insanlar da, demokrasiden yana, hukukun üstünlüğünden yana olan insanların da birbirlerinden güç almaları gerekiyor.”
Cafer Yıldırımer