Selçukluların İslam’a etkisi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Selçukluların zuhûru, İslâm dünyasına ve Anadolu’ya hâkim olmaları, Akdeniz sahillerine çıkmaları Türk, İslâm ve Cihân tarihinin en büyük dönüm noktalarından birini ve Malazgird zaferi de bu inkılâbın başlıca bir merhalesini teşkil eder. Zira bu inkılâp ile bir yandan İslâm dünyası iç buhranlardan ve Bizans’ın istilâ tehdidlerinden kurtuluyor; öte yandan İslâm kavimleri ve medeniyeti de, Türklerin tâze kanı, kudreti ve kahramanlığı, ahlâk, fazîlet ve idealleri sayesinde hayatiyete kavuşuyor; Türk-İslâm tarihi yeni bir yükseliş çağına erişiyordu. İslâm dünyasının en buhranlı ve ümidsiz bir zamanında onun tarihinde âni bir dönüşün başlaması ve yeni bir devrin açılması, maddi – manevî, iki büyük hâdisenin aynı zamanda ve birbirini tamamlayıcı mahiyette vukû bulması ile mümkün olmuş; Türkler ile birlikte İslâm’ın da tâlihi dönmüştür.

Bunlardan biri Maverâünnehrin dışındaki büyük Türk kitlelerinin X. asırda İslâmiyeti sür’atle kabul etmesi, diğeri de bu ihtidâlar gelişirken Büyük Türk muhâceretinin başlamasıdır. Böylece İslâm dünyası iç buhranlara uğraması ve garp cephesinde Bizans istilâlarına maruz kalması ile şarkta, Türkler arasında cereyan eden iki büyük hâdise birleşmiş; büyük muhaceretin getirdiği insan gücü ile İslâm dünyası ve medeniyeti Türk rengini almıştır. Yine Selçuklu devrinde Türk-İslâm medeniyeti yüksek bir hal almış ve mes’ûd bir hayat meydana gelmiştir.

Bu Türkleşme ve İslâmlaşma o derece kuvvetli gelişmiştir ki, Avrupalılar Anadolu’ya “Romania” derlerken Sultan Mes’ûd (1116-1155) zamanında Haçlılar imhâ edildikten ve Anadolu kendilerine mezar olduktan, Bizanslılara karşı zaferler kazanıldıktan sonra, artık bu memleketi “Turkia” adı ile göstermişlerdi.

(Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s.12-22)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.