Rahmân ve Rahîm olan Yüce ALLAH’in (c.c.) adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in, âli’nin ve ashabının üzerine olsun.
Muhterem Müslümanlar,
Bizleri, Ümmet-i Muhammedi, Evveli Rahmet, Ortası Mağfiret, Âhiri Kurtuluş ayına ulaştıran, faziletinden, feyzinden ve bereketinden istifade ettiren, bizlere sağlık, sıhhat ve afiyet veren Rabbimiz Hazret-i Allah’a (c.c.) hamdü senâlar, ihsân etmiş olduğu nimetlerine şükürler olsun.
“Oruç tut, sıhhat bul” buyuran Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimize Salâtu Selâmlar olsun.
Gelişiyle günlük yaşantımıza, hanemize huzur ve neşe getiren, aşımıza bereket katan, gönüllerimizi ferahlatan, bir ay evimize misafir olan 11 ayın Sultânı mübarek Ramazân-ı Şerif ayımıza Elvedâ demenin hüznünü ve kalbimizde derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ramazan bayramınada ulaşmanın, kavuşmanın sevincini yaşıyoruz. Hüzün ile Sevinç bir arada. Dün Ramazân-ı Şerif idi, Oruç tutmak farz idi. Yemek ve içmek haram idi. Bugün, Hazret-i Allah’ın (c.c.) oruç tutan Mümin kullarına ikramı olan Ramazan Bayramının birinci günü oruç tutmak haramdır. Ramazan Bayramının birinci günü Yüce Allah’ın (c.c.) oruç tutan kullarına özel ikramıdır.
Muhterem Müminler,
Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Medîne-i Münevvere’ye geldiğimde Medîne halkının câhiliyet devrinden kalma oynayıp, eğlendikleri iki günleri vardı. Muhakkak Allâhü Teâlâ, size o iki günün yerine onlardan daha hayırlı olan Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı günlerini verdi.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Dünyâdaki bayram günleri, âhiretteki bayramları hatırlatmak için meşru kılınmıştır. Müslümanların dünyada üç bayramı vardır ki; biri haftada bir kere gelen Cuma günü, diğerleri de yılda birer kere gelen Ramazan ve Kurban bayramlarıdır.
Yüce Allah, kullarının yerine getirip tamamladıkları ibâdetlerine mukâbil, onlara dünyada bu bayramları ihsan etmiştir. Şöyle ki her gün ve gecede beş vakit namazı farz kılmış ve dünya günlerini yedi gün olarak devrettirmiştir.
Müslümanların bir haftalık namazlarını ikmâl ettikleri Cuma gününü onlara bayram kılmıştır.
Yine İslâm’ın rükünlerinden olan Ramazân-ı şerîf orucunu tamamladıkları günüde onlara bayram kılmıştır. Çünkü farz olan orucu tutanlara, affını ve cehennemden âzâd etmeyi vaadetmiştir.
İslâm’ın diğer bir rüknü olan Hac ibâdetinin yapıldığı, kurbanların kesildiği günleri de Müslümanlara bayram kılmıştır ki bu bayramların en fazîletlisidir. Yüce Allah Celle Celâlühü, hacceden Müslümanları bağışlamış, onları yakınlarına şefâatçi kılmıştır. Ebû Mûsa’l-Eş‘arî Hazretleri “Haccedenler, akrabasından dört yüz kişiye şefâatçi kılınır, günahlarından anasından doğduğu günkü gibi sıyrılır” buyurmuştur.
Allâhü Teâlâ’nın dünyada Müslümanlara ihsan ettiği bu bayram günleri, cennette de umûmî bayram günleri olacaktır.
Selam ile dahi olsa Sıla-i Rahim yapınız
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Sevâbı en süratli verilecek hayır, iyilik yapmak ve sıla-i rahimdir. Azâbı en süratli verilecek olan şer de, zulmetmek ve sıla-i rahmi terk etmektir.” (Sünen-i İbn-i Mâce)
Sıla-i rahim: Akrabalık haklarını muhâfaza maksadıyla, Rabbimizin emrini tutmak, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetini işlemek niyetiyle akrabamızı ziyâret edip selâmlaşmak, imkânımız var ise onlara hediye vermek, iyiliklerini isteyip zararlarını gidermek, uzakta olanlarını mektup, telefon vesâir yollarla, selâmlarımızla sevindirmektir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular:
“Akrabalarınızdan sıla-i rahimde bulunacağınız kimseleri öğreniniz. Çünkü akrabayı ziyâret etmek, aile içinde muhabbete, zenginliğe ve ömrün uzamasına sebep olur.”
“İyilik, sıla-i rahim ve güzel komşuluk, dünyanın mamur olmasına ve ömrün uzamasına sebeptir.”
Bir zât, Resûlullah Efendimize (s.a.v.) geldi ve: “Yâ Resûlallah, benim bazı akrabalarım var. Ben onların her şeylerine tahammül ediyorum, onlar ise benim hakkımı bilmezden geliyorlar. Ben, onlara sıla-i rahim vazîfemi yapıyorum, onlar ise akrabalık bağını kesiyorlar. Ben, onlara iyilikte bulunuyorum, onlarsa bana kötülük yapıyorlar.” dedi.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Eğer sen söylediğin gibi isen sanki onların ağzına kor atıyor gibisin ve bu hususta, Allâhü Teâlâ tarafından vazifelendirilen bir yardımcı devamlı seninle bulunmaktadır.” buyurdular.
Bir zât, Resûlullah Efendimize (s.a.v.) geldi ve: “Yâ Resûlallâh, kime iyilikte bulunayım?” dedi; “Ana ve babana” buyurdular.
“Anam babam yoktur.” dedi.
“(Öyleyse) evladına (iyilik et)” buyurdular.
Yine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.):
“Babanın oğluna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir. Evladın babasına duâsı da bunun gibidir.” buyurmuşlardır. (Mekârimu’l-Ahlâk, İbn-i Ebi’d-Dünyâ)
Bayram namazı nasıl kılınır?
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ, Ramazan ve Kurban Bayramı günlerinde yeryüzüne (rahmeti ile) tecellî eder. O hâlde (bayram namazı için) evlerinizden çıkın ki (Allâh’ın) rahmet(i) size de isâbet etsin.” (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr)
Bayram namazının her iki rekâtindeki üçer adet fazla tekbirlere “zevâid tekbirleri” denir. Vâcip olan bu tekbirler, birinci rekâtte kırâatten önce, ikinci rekâtte kırâatten sonra alınır.
Bayram namazı şöyle kılınır: “Niyet ettim Allah rızası için bayram namazını kılmaya, uydum imama” diye kalben niyet edip Allâhü Ekber diyerek iftitâh tekbiri alınır. Sonra eller bağlanır ve “Sübhâneke”den sonra imâm sesli, cemâat sessiz “Allâhü ekber” diyerek ellerini kulaklarına kaldırır ve yanlara salar; yine elleri kaldırarak ikinci tekbiri alır ve ellerini yanlara salar; üçüncü tekbir alınınca eller bağlanır. İmam açıktan Fâtiha ve bir sûre veya en az üç âyet okur, cemâat dinler. Rükû ve secdeden sonra da ikinci rekâte kalkılır.
İkinci rekâtte imâm önce Fâtiha sonra bir sûre veya en az üç âyet okur. Sonra birinci rekâtin başında alınan tekbirler bu kere kırâatın sonunda üç defa alınır ve eller hep yanlara salınır, dördüncü tekbir ile rükûya gidilir ve namaz tamamlanır.
Cuma namazında, namazdan evvel hutbe okunduğu gibi bayram namazlarında da namazı müteakip hutbe okunur. Hutbeye tekbir ile başlanır, cemâat de bu tekbirlere hafifçe iştirak eder.
Şevval Ayı
Şevval ayı, hac aylarının ilkidir. Bayram günlerinde salevât-ı şerîfe çok okunmalıdır. “Allâhümme Salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve ala âli Seyyidinâ Muhammed.”
Bu ay içinde 6 gün nâfile oruç tutulur. Bu oruç, Şevval’in 12’sinden itibaren 17. gün (dâhil) tutulduğunda “eyyâm-ı biyz” da (13, 14 ve 15. günler) oruçlu geçirilmiş olacağından çok büyük sevâbı vardır.
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), Şevval ayından 6 gün oruç tutanların, senenin tamamını oruçlu geçirmiş gibi olacağı müjdesini vermiştir.
Ramazan bayramına ulaşmanın, kavuşmanın heyecanı, mutluluğu, sevinci ve vesilesiyle tüm İslam âleminin, Ümmet-i Muhammedin, Türkiyemizin ve Milletimizin mübârek Ramazan Bayramını tebrik ederim. Daha nice Ramazan aylarına, Ramazan ve Kurban Bayramlarına ulaşmayı Yüce Allah’tan (c.c.) niyaz ederim. Ramazan bayramınız mübarek olsun. Hayırlı Bayramlar dilerim.
Vesselâm
Nihat Gülal