Cuma günü, izin verilmemesine rağmen “Sarı yelekliler” adı altında toplanan bir grup vatandaş, akaryakıt zamlarını protesto etmek üzere Brüksel’de toplanarak bir eylem gerçekleşdiler.
Geçtiğimiz hafta Fransa’da başlayan ve Belçika’nın Valon bölgesine sıçrayan ve ardından Brüksel’e gelen “Sarı yelekliler” eylemi, Brüksel’de eylemlikten çıkıp, bir anda kaba kuvvete dönüştü.
Normal vatandaş görüntüsünden daha çok anarşist görüntüsüne sahip olan sarı yelekliler, parlamentoların yer aldığı mahalleye girmelerine müsade etmeyen güvenlik güçlerine saldırarak, ortalığın savaş alanına dönmesine sebep oldular.
Amaçları akaryakıt protestolarından daha ziyade ortalığı yakıp yıkmak olan bu grup, güvenlik güçlerine saldırmakla yetinmeyip, devlete ait polis araçlarını hem devirdiler hem de yaktılar. Akabinde çok sayıda vatandaş yaralandı, aralarında belki suçsuz olanların da bulunduğu 60 kadar gösterici gözaltına alındı. Çok sayıda iş yeri, olayların meydana geldiği mahallede gün boyu kepenk indiririken, önemli caddelerin gün boyunca trafiğe kapalı kalması birçok kişiyi o gün belki işinden alıkoydu.
Bir yandan hem devlet yetkililerine kızacaksın, hem de halkın parasıyla satın alınan kamu malına zarar vereceksin.
Ancak bu sarı yeleklilerin önemli bir özellikleri vardı. O da hemen hemen hepsinin beyaz Belçikalılardan oluşmasıydı. Durum böyle olunca, gerek Belçika medyası gerekse sosyal medya üzerinden durumu değerlendiren Belçikalı vatandaşlar olayla ilgili abartılı yorumlardan kaçındılar.
“Bir halk isyanı” olarak değerlendirilen olaya karışanlara destek bile verildi. Hatta birçoğu olayın faillerini kahraman olarak bile ilan ettiler.
Peki polis araçlarını yakan o göstericiler yabancı kökenli olsalardı?
Öyle ya. Ne zaman bu ülkede bir kriz olsa, önce yabancılar etkileniyor. Birçok yabancının zor şartlar altında az bir bütçeyle hayat mücadelesi verdiklerini göz önünde bulundurursak, ilk önce bu insanların isyan edip, eylem yapmaları gerektiğini düşünebiliriz.
Düşünün ki, yabancılar ırkçılıktan, işsizlikten ve haksızlıklardan bunalıp, eylem yapmak üzere sokaklara inmişler ve kendilerine kaba kuvvet kullanan güvenlik güçleriyle çatışıp, polis araçlarını devirip yakmışlar.
Şayet hiçbir zaman yaşanacağına inanmadığım ve yaşanmasını dilemediğim bu eylem gerçekleşse, sarı yeleklileri kahraman ilan edenler aynı nezaketi yabancılara da gösterebilirler miydi? Pek sanmıyorum. Hatta öyle olsaydı yapılacak yorumları düşünmek bile istemiyorum.
Zaten öyle bir durum yaşansa başta ırkçı partisi olmak üzere özellikle sağ partilerden büyük tepkiler yağar, Belçika basını “Entegrasyon sorununu” tekrar gündeme getirir, kamuoyunda ise “Yabancılar ülkeyi terk etsiinler” tartışmaları yine yapılırdı.
Oysa bilmiyorlar ki, yabancılarda gösteri yapacak cesaret kalmadı…
Cafer Yıldırımer