23 Aralık Cuma günü, Paris’in 10. bölgesindeki Ahmet Kaya kültür merkezinin önünde Willam M. adlı bir kişi 3 kişiyi öldürdü ve en az 3 kişiyi de ağır şekilde yaraladı.
CNews’e göre, üç vakayla tanınacaktı: yasak silah bulundurma, silahlı şiddet ve ITT ile sekiz günden az veya daha fazla bir silahla, kasıtlı ve ırkçı şiddet.
Sosyal ağlarda, onu Türk mü yoksa Fransız-Türk mü yapmak isteyen kökenleri üzerine fırtınalı bir tartışma yaşanıyor. Nitekim Twitter’da bir yorumcu, adının William “Mehmet” olacağını ima etti.
Ardında iki gün süren şiddetli gösteriler gerçekleşti ve Cumartesi öğleden sonra çatışmalar bitti.
Bu saldırılar, 19 yaşındaki Fransız-Türk genci Akın Genç’in başından vurularak öldürülmesinden kısa bir süre sonra gelir ve katili hala bulunmadı. Paris saldırısının kurbanları gibi taziyeler sunulmadı ve ölümü Fransız basınında yer bile almadı.
Bu saldırı, yine de, Fransa’daki ve muhtemelen dünyadaki Kürt toplumunun gıpta edilmeyen durumunu vurguladı.
Aslında Fransa’nın çeşitli toplulukları arasında kurbanlarla dayanışma kurulabilirdi ama ne yazık ki Ahmet Kaya kültür merkezinin PKK’ya kanıtlanmış yakınlığı bir fren oldu. Kendi sınırları dışında takdir edilen ve muhtemelen apolitik olan merhum müzisyen Mîr Perwer için maalesef durum bu.
Bu merkezin ve sürgündeki Kürtlerin büyük bir bölümünün PKK ile olan bu yakınlaşması, son dönemde bu hareketle bağlantılı Kürtlerin bağlarının genişlemesi konusunda bu örgütün zararlı doğasını göstermiştir.
PKK’nın Türkiye topraklarında gerçekleştirdiği terör saldırılarına ve son günlerde tüm dünya bunların şiddetli ve ölçüsüz karakterine uyandı.
Haksız yere yanan arabaları, saldırıya uğrayan vitrinleri, hasar görmüş altyapıyı gösteren birçok video ortalıkta dolaşıyor.
Daha geniş anlamda insanlık, Marksizm-Leninizm’in ve aşırı solun tehlikeli potansiyelinin yol açtığı hasarın farkına varıyor.
Bir başka hata da, bu saldırıyı Türkiye’ye mal etme konusundaki inatlarıdır ki bu da kısmen sosyal ağlardaki yanlış bilgilendirme nedeniyle yapılmıştır.
Bu unsurlar bütünü, son dönemde yaşanan olaylarda ve Türk-Kürt ilişkilerinin bozulmasında sorumluları olan PKK’nın gerçek yüzünü tüm dünyaya göstermektedir. Duyguların onlar tarafından manipüle edilmesi, apolitik olanlar da dahil olmak üzere genel olarak Kürtlerin entegrasyonunu tehlikeye atma riskini de taşıyor.
Mahsum kurbanlar için Allah’tan diliyoruz.
Özler Atalay Yüksekoğlu