Ramazan orucu islamın şartlarından birisidir. Bir ay süreyle güneşin doğuşundan batışına kadar bir şey yiyip içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak şeklinde yerine getirilir. Ayrıca bu zaman diliminde insanlar davranışlarını da değiştirmek için gayret gösterirler ve bunun kalıcı olmasını isterler. Bu noktadan bakılırsa orucun sosyolojik faydaları vardır ve saymakla bitiremeyiz. Fakat bu yazının amacı sağlık açısından orucun faydalarına deginmek. Günümüzde oruc yaz aylarına denk gelmesi hasebiyle, günün uzun bir kısmını aç ve susuz geçiriyoruz. Dolayısıyla bu dönemde dikkat edilmesi gereken bilgileri de paylaşma ihtiyacı hissetim.
Sağlık açısından birçok faydası bulunan oruç ibadeti , fazla yemek yemenin yol açtığı sorunları ortadan kaldırmaktadır. Oruçta az yemek yeme olasılığını artırdığı için, birçok hastalıktan koruyor ve ömrün uzamasına katkı sağlıyor. Ayrıca obezite, yağlanma, kolesterol, kalp ve damar hastalıklarından korunmaya katkı sağlıyor. Vücudun zararlı toksinlerden arınmasına da yardımcı olmaktadır. Oruç tutarken yağ enzimleri harekete geçiyor ve antrenman yapıyormuş gibi daha çabuk ve hızlı yağ yakımı sürecine giriyor. 30 gün sonunda bu periyoda alışan vücut oruç tutmasanız da hızlı yağ yakımı etkisini uzun süre daha devam ettiriyor. Oruç tutarken karaciğer metabolik aktivitelerini, normal günler dışında daha yoğun yapıyor ve bu da vücuda yarar sağlıyor. Glikojenoliziz, oruçluyken devreye giriyor ve daha fazla çalışarak, kilo almayı engelliyor. Ve yine oruçluyken kan dolaşımı daha hızlı çalışıyor. Sindirim sistemi bölgesine daha az miktarda kan giderken, diğer bölgeler daha fazla kan enjektesi alımı sağlıyor. Bu da kolesterol ve obezitenin yol açmış olduğu sorunları ortadan kaldırmış oluyor. Özellikle şeker hastalarına bu ibadet çok yararlıdır. Diyabet tip 2 sorunu olan kişilere az yemek yeme tavsiyesinde bulunulmaktadır. Oruç tutan kişinin pankreası dinlenme dönemine girdiği için, hastalığın yol açmış olduğu reaksiyonlar aza indirgenir. Pankreas yüksek glikoz miktarını dengelemek için daha fazla çalışmayacaktır. Ve aşırı derecede insülin salgılamasına neden olmayacaktır.
Bütün bunlar orucumuzu gerektiği gibi tutumak kaydıyla geçerlidir. Yani iftarda ve sahurda yediklerimize dikkat etmek şartıyla gecerlidir, aksi taktirde oruç bırakın bu saydığımız faydarı , bazı hastalara zarar bile verebilir.
Her şeyden önce bu konuda peygamber efendimiz ramazanda iftari birkaç hurma veya bir bardak su ile açar, sonra akşam namazını kılar, varsa yemeğine devam edermiş.
Uzun süren bir açlığın ardından iftar saatinde orucu bir bardak su ile açarak, ardından bir kase çorba içmek ve ana yemeğe geçmeden önce 15 dakika kadar ara vermek mide sağlığı açısından önemlidir. Bu şekilde boş mide birden bire doldurulmamış ve farkına varılmadan çok fazla yenmesi önlenmiş olacaktır. Ana yemek olarak buharda veya fırında sağlıklı şekilde pişirilmiş et ve/veya sebze ürünleri tercih edilmelidir. Kırmızı ve beyaz et dönüşümlü şekilde iftar sofralarında tercih etmek doğrudur. Mevsim salataları, vitamin ve mineral desteği yönünden önemli olduğundan sofralarda mutlaka yer verilmelidir. Yoğurt, cacık ve meyve kompostoları (az şekerli) iftar masalarının sağlıklı tamamlayıcılarıdır. Bir-iki dilim ekmek tüketilmesi hem kolay doymayı hem de rahat sindirmeyi sağlar.”
Makarna, pilav ve pideyi haftada bir-iki gün ile sınırlı tutmak gerekir. Tatlı, kuruyemiş ve meyve gibi akşam atıştırmalarının ise; iftardan 1-2 saat sonra yapılması öğün sayısının artırılarak normal düzene yaklaştırılmasını sağlar. Uzun süreli açlığa bağlı kan şekerindeki ani düşüş ve yükselişler kişilerin tatlıya olan zaafını artıracak; bu da fazla miktarlarda ve yanlış cinste tatlı tüketimiyle karşı karşıya kalınmasına neden olacaktır. Ramazan günlerinde tatlıların miktarca az olması ve her akşam tüketilmemesi gerekmektedir. Tatlı yerine mevsim meyveleri, ceviz, fındık gibi kuruyemişlerin tercih edilmesi daha sağlıklı bir yoldur. İftarda yağlı, kızartılarak yapılmış, çok baharatlı ve ağır yemeklerin yenmesinden kaçınılması, gazlı içecekler ve hazır gıdaların en aza indirilmesi mide sağlığı açısından dikkat edilmesi gereken önemli bir noktadır. Sahurdaki gibi İftardan sonra da hemen yatmak doğru değildir.
Bu arada sahura mutlaka kalkmak gerekir. Sahuru ne kadar geç yaparsak o kadar sağlıklı olacaktır.
“Peygamberlik amellerinden biri de iftarda acele edilmesi, sahurun da geciktirilmesidir.”
Ramazanın tüm islam alemine barış ve sağlık getirmesi temennisi ile şimdiden iyi bayramlar diliyorum.
DR. Abdülkadir Kara