Maalesef Türkler Avrupa’da hiç sevilmedi. Hep karşıt olarak algılandı, hep tehdit olarak görüldü, hep öcü olarak gösterildi. Orta Çağda çocuklara “Yaramaz olursanız Türkler sizi yer” denildi. Kadınların tecevüzcüsü olarak karikatürize edildi. Her konuda ayrışan Avrupalı bu konuda birleşti. Tabii ki, bu tüm Avrupalılar için geçerli değil, Avrupalılar da birçok Türk’ten daha insanlısını da tanıdım ve kabul edelim ki halen dünyada yaşanılacak en güzel yerlerdendir Avrupa.
Karşılıklı katkı
Avrupa’nın kalkınmasında ve günümüz refahında sömürdükleri ülkelerden çalınan zenginlikler ve Türk göçmenlerin katkısı çok büyük. Bizler de Avrupa’da ekmek yedik, iyi durumlara vardık, okullarında okuduk, öğretmenleri sayesinde mühendis, doktor, teknisyen, teknoloji uzmanı olduk. Fakat birçoğu tarafından maalesef sevilemedik.
Afrikalının Türk aşkı
Geçen hafta Afrika kıtasında Fas’a turistik ziyarete gittim. “Nerelisiniz” diye sorduklarında, “Belçika’dan geliyoruz fakat Türkü”z dediğimizde olağanüstü ilgi, aşk ve saygı ile karşılaştım. Avrupa’da tanıştığım başka Afrikalılar yine bize böyle yaklaşıyorlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı burada metettikleri kadar Türkiye’de metetmiyorlardır belki. Velhasıl Afrika’da Türkler çok seviliyorlar. Gönüllerini çoktan fethetmişiz bile de haberimiz yokmuş.
Kızıl Elma Afrika
Ya gün gelir en korktuğumuz olur da biz Türklere Avrupa’da katliam yapmaya kalkanlar olursa. Keza Türkfobisi orta çağda olduğu kadar yine hortlamış bu günlerde. Ben derim ki, o zaman Kızıl Elma Afrika’dır. Madem Afrikali bize aşık peki oraya göçsek oraları da kendimizi de kalkındıramaz mıyız?
Avrupa görmüş, Avrupa tekniği maarefetimizle orada teknisyen, bilgisayar uzmanı, pazarlayıcı, restorancı, fırın, vesayire olamaz mıyız? Hem de bal gibi oluruz. Şef olur, patron oluruz. Bu geleceği düşünmeli bence. Fırsatları aramalı, çünkü bizi aşk ile karşılarlar. Orayı da kendimizi de kalkındırabilirsek, “Ne Mutlu Afrika’da Türküm” diyene.
Yücel Kahraman
