“Namaz ve ehemmiyeti hakkında”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Rahmân ve Rahîm olan Yüce Allah’ın (c.c.) adıyla…

Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in, âli’nin ve ashâbının üzerine olsun inşaallah.

Muhterem Müslümanlar,

Namaz kılmanın önemine işaret etmek için “Namaz ve ehemmiyeti” hakkındaki yazımızı istifadenize arz eder, hayır dualarınızı ümid ederiz insaallah.

Hazret-i Allah (c.c) kur’an-ı kerimde şöyle buyuruyor:

“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebût suresi)

İnsan olarak yaratılmak bizim elimizde değil. Biz nasıl bir varlık olacağımıza karar vermedik. Farklı birer varlık olarak yaratılabilirdik. Ama karar veren Allah’ımız (c.c.) bizi insan olarak yarattı. Bize şereflerin en büyüğünü verdi. Eşrefül Mahlukât yani yaratılmışların en şereflisi olarak insan yarattı. Sadece İnsan olarak yaratmakla kalmadı bizleri her türlü nimet ile nimetlendirdi. Yaşadığımız şu dünya ve nimetlerini nasib etti. Bu sebeple bu kadar güzellikleri bahşeden Rabbimize karşı kulun teşekkür etmesi gerekir. Bu teşekkürün ifa edilmesinin yollarından biride ibadettir yani Namazdır, kılmaktır.

İbadet kişiye güzel bir hayat yaşama imkânı verir. Hayat düzenini oluşturur. Yapılanlardan zevk alınmasına sebep olur. Kulu Allah’a (c.c) yaklaştırır. Kötülüklerden uzaklaştırır. Hayata farklı bir anlam katar. Bakış açımızı değiştir. İstenilen şekilde yapılan ibadetler Razı olunan bir hayatın işaretidir. Dünyadaki faydasından ziyade ahirette karşılaşılacak nimetler çok daha büyüktür.

İbadetler içerisinde bir ibadet var ki Kur’an-ı Kerim’de bulunan ayetler ile Sevgili Peygamberimizin hadislerini incelediğimizde önümüze çıkmaktadır. Bu ibadet dinin direği, iki gözümün nuru, kalbimizin huzuru, dünya ve ahiret sâadeti, sıkıntılara çözüm, kapalı kapıların anahtarı, gönül serinliği, kulu Rabbine yaklaştıran Namazdır. Namaz kulun miracıdır. Peygamber Efendimize miraçta emredilen beş vakit namaz ile her bir kul kendi miracını gerçekleştirmektedir.

Farsça bir kelime olan namaz, Kur’an-ı kerim’de “salat” kelimesi ile ifade edilmektedir. “Salat”, Duâ, uylukların başındaki iki tümsek kemiği hareket ettirmek anlamlarına gelmektedir.

Din ilminde ise namaz, “Peygamberimizin (s.a.v) tatbik ettiği şekilde yerine getirilen, kalp, dil ve bedenle birlikte yapılan bir ibadettir.”

Namaz İslam’ın beş temel şartından biridir

Kelimeyi Şehadetten yani iman ettikten sonra ilk emredilen ibadet namazdır. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde bu hususu şöyle ifade etmektedir.

“İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed Alehisselâmın Yüce Allah’ın (c.c.) Rasulü ve kulu  olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe-i Muazzama’yı haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Hadis-i Şerif)

Namaz amellerin en faziletsidir. Resul-ü Ekrem Efendimize (s.a.v) İbn Mesud (r.a) Hangi ameller daha faziletlidir? diye sorunca,

– “Vaktinde kılınan namaz” buyurdu.
– Sonra hangisi? dedim.
– “Ana babaya iyilik etmek” cevabını verdi.
– Daha sonra hangisidir? diye sordum.
– “Allah yolunda cihâd etmektir” buyurdular.”

Ahiret hayatında sorgu suale çekilecek ilk ibadet namazdır

Namazın hesabı kolay olursa diğer işlerde kolay olacaktır. Namazdan kasıt ise sadece beş vakit farz namaz değildir. Beş vakit namazla kılınan Regaib denilen sünnet namazlar, beş vakit dışına Peygamber Efendimizin ibadet maksadıyla kılmış olduğu ve Revatip sünnet denilen nafile namazlar hepsi ahiret hayatında bir bütün olarak değerlendirilecektir. Farz namazlarında eksikliği olanlar için nafile namazlar eksikliği tamamlayacaktır. Bir hadis-i Şerifte bu husus şöyle buyurullaktadır: “Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb’i: -Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle  tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” (Hadis-i Şerif)

Namaz kılanlar için bir temizlenme vaktidir

Beş vakit arasında yapılan küçük günahların affedilmesine vesiledir. Bu sebeple büyük günaha bulaşmamış olanlar namaz vesilesi ile tertemiz hale gelirler. Zaten Mümin temiz insandır. Madden ve manen temizdir. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahualeyhivesellem’i şöyle buyururken işittiğini söyledi: – “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” Sahâbîler: – O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem (s.a.v): – “Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder” buyurdular.”(Hadis-i Şerif)

Namaz günahlara kefarettir

Beş vakit için alınan abdest, gusül ihtiyacı için alınan gusül abdesti ve lüzum görüldükçe alınan duşlar ile temizlenen bedenler, elbiselerde namaz kılınan yerlerde temizlik yapılmasıyla maddi temizlik yapılmakta, günahlara yapılan tövbeler, beş vakit kılındığı zaman arada yapılan küçük günahların affedilmesi, yine iki Cuma arasında büyük günahlara bulaşmadıkça küçük günahların affedilmesiyle manevi temizlik yapılmaktadır. Peygamber Efendimizden aktarılan bir hadis-i şerifte Efendimiz şöyle buyuruyor. “Bir müslüman, farz namazın vakti (s.a.v) geldiğinde güzelce abdest alır, huşû içinde ve rükûunu da tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah işlemedikçe, bu namaz önceki günahlarına keffâret olur. Bu her zaman böyledir.” (Hadis-i Şerif)

Diğer bir hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmaktadır:

“Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe, beş vakit namaz ile iki cuma, aralarında işlenen küçük günahlara keffârettir.” (Hadis-i Şerif)

Namaz kişiyi kötülüklerden alıkoyar

Kur’an-ı Kerimde bir ayette de namazın kişiyi kötülüklerden alıkoyacağı müjdesi bildirilmektedir. Konuyla ilgili âyet-i kerime şöyledir: “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut suresi)

Namaz kılan insanlara melekler dua ederler

Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır. “Sizden biriniz, abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde oturduğu müddetçe, melekler kendisine: – Allahım! Bu kulunu bağışla, bu kuluna rahmetinle muamele et, diye dua ederler.” (Hadis-i Şerif)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) namazı bir şükür vesilesi olarak görmüştür. Hz. Aişe (r.a.) Annemizden şöyle bir hadis-i şerif bizlere aktarılmaktadır: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem geceleyin kalkıp mübârek ayakları şişinceye kadar namaz kılarlardı. Bunun üzerine ona: – Yâ Resûlallah! Sizin geçmiş ve gelecek bütün hatalarınız bağışlandığı halde kendinizi neden böyle yoruyorsunuz? dedim. Bana cevâben: – “Allah’a (c.c.) şükreden bir kul olmayayım mı?” buyurdu. (Hadis-i Şerif)

Namaz cennete girmeye vesiledir

Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde bu hususu bizlere şöyle müjdelemektedir.

“Allah, beş vakit namazı (kullarına) farz kılmıştır. Kim abdesti güzelce alır, beş vakit namazı vaktinde kılar, rükûunu, ve huşûunu tam yaparsa bu kimseye Allah’ın onu bağışlayacağı (ve cennete koyacağına) dair ahdi (sözü) vardır. Böyle yapmayan kimseye ise Allah’ın bir sözü yoktur. Dilerse onu bağışlar (ve cennetine koyar), dilerse ona azap eder.” (Hadis-i Şerif)

Namazı cemaatle eda etmek için camiye ve cemaate gidildiği zaman ise birçok mükâfatlar vardır

Bir hadis-i şerifte Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır. “Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah’ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah’ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri bir günahı silip yok eder; diğer adımı da onu bir derece yükseltir.” (Hadis-i Şerif)

Bir diğer hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor. “Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan  yirmi beş kat daha fazladır. O kimse abdestini güzelce alıp, sonra sadece namaz kılmak maksadıyla mescide giderse attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir hatası da silinir. Namazını kıldıktan sonra abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde kaldığı müddetçe, melekler ona: Allahım! Ona rahmetinle muamele et, ona acı! diyerek dua etmeye devam ederler. O kimse  namazı beklediği sürece namazda imiş gibidir.” (Hadis-i Şerif)

Namaz kılan kimse, Rabbi ile ve meleklerle beraber olduğunu bilmelidir

Bu konuda Peygamberimiz (a.s.)’ın şu hadisi oldukça dikkat çekicidir: “Gece ve gündüz melekleri sizi takip ederler. Sabah ve ikindi namazlarında toplanırlar. Sonra sizinle geceleyen melekler, ilâhî huzura çıkarlar. Rab’leri onlara, “-onları en iyi bir şekilde bildiği halde- kullarımı nasıl terk ettiniz?” diye sorar. Melekler, “Onları namaz kılarken terk ettik ve namaz kılarken bulduk.” cevabını verirler” (Hadis-i Şerif)

Kendimiz ve ailemizin namaz kılanlardan olması için dua etmeliyiz

Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz bizlere birçok dua şekli öğretmiştir. Bu dualardan biri de Hz. İbrahim (a.s.) namaz ile ilgili duasıdır. Rabbimiz bizlere bu duayı şöyle bildirmektedir. “Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur. Hesap görülecek günde, beni, anamı babamı ve inananları bağışla.” (İBRAHİM suresi)

Namazın bizler için nice hikmetleri vardır. Dünya ve ahiret için nice mükâfatları vardır. Bunun yanında ibadetlerin, özellikle namazın ifa edilmesindeki asıl maksat Allah rızası olmalıdır. Ancak böyle bir namaz kula fayda sağlayacaktır. Her türlü yapılma şekli tam olsa bile niyet halis olmayınca sonuçta huzur sağlayacak bir sonuç olmayacaktır. Amellerde asıl olan niyettir. Niyetlerimiz ise Allah Rızası olmalıdır. Görsünler diye namaz kılınmamalıdır. Namaz kılındığı için kibirlenilmemelidir.

Namazda öyle bir zaman dilimi var ki, Efendimiz tarafından Yaratana en yakın olduğu an olarak kabul edilmiştir. Konuyla ilgili hadis-i şerifte şöyledir. “Kulun rabbine en yakın olduğu hâl secdede bulunduğu hâldir. Bi­naenaleyh sız (secdede) duayı çok edin”(Hadis-i Şerif)

Kur’an-ı Kerim’den ayetler ve Peygamber Efendimizin hadislerinden yola çıkarak sizlere arz ettiğimiz şu hususların öne çıktığını görmekteyiz.

-Beş vakit namaz İslam’ın şartlarındandır ve akıl baliğ olan bütün Müslümanlar için farzdır.

-Ferdin yaşantısını düzenleyen en faziletli ibadet namazdır.

-Kur’an’ın ifadesiyle namaz kişiyi büyük günahlara gitmekten alıkoyar. Peygamber Efendimizin ifadesiyle de küçük günahlar için kefarettir. Bu sebeple namaz kılan Müslüman günahlardan hem uzak durmuş hem var olanlar var ise arınmış demektir.

-Kabul olunan Namaz kişiyi dünyada huzura kavuştururken ahirette cennete ulaştırmaktadır.

-Kıyamet gününde sorgu suale çekilecek olunan ilk ibadet namaz olması sebebiyle, sorgusunun rahat geçmesini isteyen namaz kılmalıdır.

-Namaz huşu ile kılındığı vakitte mümini kurtuluşa erdirecektir. Çünkü kurtuluşa eren Müminlerin ilk özelliği namazlarını huşu içerisinde kılmaları zikredilmektedir.( Müminun suresi)

-Cemaatle kılınan namazlar vesilesi ile Müslümanlar birbirleriyle kaynaşmakta bu kaynaşma ise hayatımızın iyi yönde gelişmesine sebep olmaktadır.

-Namaz kılmak nasıl faziletli ise namazı beklemekte öyle faziletli ve sevap kaynağıdır.

Netice olarak ibadetlerimizin özünü teşkil eden namazı ise terk etmemeye gayret göstermeliyiz. Namaz ile yaşantımızı süslemeli, namaz ile maneviyatımızı yükseltmeliyiz. Yüce Rabbimiz ibadetlerimizi makbul eylesin. Namazlarımızı huşu içerisinde ve sadece Kendi rızası için kılmayı nasib eylesin inşaallah. Hazret-i Allah (c.c.) cümlemize Namaz kılmayı nasib eylesin insaallah. Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun. Vesselam.

Vesselam.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir